“İlk Hayatına Kısa Bir Bakış” Devamıdır
Eklenme: 6/14/2024 12:00:00 AM

Saniyen: Kendinize zarardır. Zira, hasmınızın elinde bir hüccet-i ktıa olurum. Beni mihenk taşına vurdunuz. Acaba fırka-i hlisa dediğiniz adamlar böyle mihenge vurulsalar, kaç tanesi sağlam çıkacaktır? Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaretse ve hilf-ı şeriat hareket ise Yani, bütün dünya, cin ve ins şahit olsun ki ben mürteciim.

Zira yalanlarla ittihad yalandır. Ve ifsadat üzerine müesses olan ism-i meşrutiyet, fsittir. Müsemm-i meşrutiyet hak, sıdk, muhabbet ve imtiyazsızlık üzerine beka bulacaktır

31 Mart Hadisesi denilen o sika ve müthiş fırtına, esbab-ı adde tahtında öyle bir istidad-ı tabiyi müheyya etmişti ki, neticesi hercümerc olduğu halde, min indillh ehl-i kıyamın lisanına daima mucizesini gösteren ism-i şeriat geldi. O fırtınayı gayet hafif geçirdiğinden Nisanın nısfından sonraki gazeteleri indallah mahkm ediyor. Zira, o hadiseye sebebiyet veren yedi mesele ve onunla beraber yedi hal nazar-ı mütlaya alınsa, hakikat tezahür eder. Onlar da bunlardır:

1. Yüzde doksanı İttihad ve Terakkinin aleyhinde, hem onların tahakkümü ve istibdadı aleyhinde bir hareket idi.

2. Fırkaların meydan-ı münakaştı olan vükelyı tebdil idi.

3. Sultan-ı mazlmu sukut-u musammemden kurtarmaktı.

4. Hissiyat-ı askeriyenin ve db-ı dindaranelerinin muhalif telkinatının önüne set olmaktı.

5. Pek çok büyütülen Hasan Fehmi Beyin ktilini meydana çıkarmaktı.

6. Kadro haricine çıkanları ve alay zabitlerini mağdur etmemekti.

7. Hürriyeti, sefahete şumulünü men ve db-ı şeriatla tahdit ve avmın siyaset-i şer bildikleri yalnız kısas ve kat-ı yed haddini icra idi.

Fakat zemin bataklık ve dam ve pln serilmişti. Mukaddes olan itaat-i askeriye feda edildi. Üssül-esas esbab, fırkaların taraftarane ve garazkrane münakaşatı ve gazetelerin belğat yerine mübalğat ve yalan ve ifratperverane keşmekeşleri idi. Bu metlib-i sebada, nasıl ki yedi renk çevrilse yalnız beyaz görünür, bunda da yalnız ziy-yı şeriat-ı beyz tecell etti, fesadın önüne set çekti

Bütün kuvvetimle derim ki: Terakkimiz, ancak milliyetimiz olan İslmiyetin terakkisiyle ve hakaik-i şeriatın tecellsiyledir. Yoksa, Yürüyüşünü terk etti, başkasının da yürüyüşünü öğrenmedi diye olan darb-ı mesele msadak olacağız.

Evet, hem şan ve şeref-i millet-i İslmiye, hem sevab-ı hiret, hem hamiyet-i milliye, hem hamiyet-i İslmiye, hem hubb-u vatan, hem hubb-u din ile mütehassis olmalıyız.

Ey paşalar, zabitler!

Cinayetlerime ceza ve şimdi suallerime de cevap isterim. İslmiyet ise, insaniyet-i kübr ve şeriat ise, medeniyet-i fuzla (en faziletli) olduğundan, lem-i İslmiyet, medine-i fazilet-i Efltuniye olmaya sezdır.

Birinci sual: Gazetelerin aldatmalarıyla meşru bilerek buradaki görenek ve dete binaen cereyan-ı umumye kapılan safdillerin cezası nedir? Belki, hakikaten onlar yılandırlar, haydutturlar, isdipdattırlar.

İkinci sual: Bir insan yılan suretine girse, yahut bir vel haydut kıyafetine girse, veyahut meşrutiyet, istibdat şekline girse, ona taarruz edenlerin cezası nedir? Belki, hakikaten onlar yılandırlar, haydutturlar ve istibdattırlar!

Üçüncü sual: Acaba müstebit yalnız bir şahıs mı olur? Müteaddit şahıslar müstebit olmaz mı? Bence kuvvet kanunda olmalı, yoksa istibdat münkasım olmuş olur. Ve komitecilikle tam şiddetlenir.

Dördüncü sual: Bir msumu idam etmek mi, yoksa on cniyi affetmek mi daha zarardır?

Beşinci sual: Madd tazyikler, ehl-i meslek ve fikre galebe etmediği gibi daha ziyade nifak ve tefrika vermez mi?

Altıncı sual: Bir mden-i hayat-ı içtimaiyemiz olan ittihad-ı millet, ref-i imtiyazdan başka ne ile olur?

Yedinci sual: Müsavatı ihll ve yalnız bazıları tahsis ve haklarında kanunu tamamıyla tatbik etmek, zahiren adalet iken, bir cihette acaba müsavatsızlıkla zulüm ve garaz olmaz mı? Hem de tebrie ve tahliye ile msumiyetleri tebeyyün eden ekser-i mahbusnin, belki yüzde sekseni msum iken, acaba ekseriyet nokta-i nazarında bu hal hükümferma olsa, garaz ve fikr-i intikam olmaz mı? Divan-ı harbe diyeceğim yok, ihbar edenler düşünsünler.

Sekizinci sual: Bir fırka kendisine bir imtiyaz taksa, herkesin en hassas nokta-i asabiyesine daima dokundura dokundura zorla herkesi meşrutiyete muhalif gibi gösterse ve herkes de onların kendilerine taktığı ism-i meşrutiyet altında olan muannid istibdada ilişmiş ise, acaba kabahat kimdedir?

Dokuzuncu sual: Acaba bahçıvan bir bahçenin kapısını açsa, herkese ibaha etse, sonra da zyiat vuku bulsa, kabahat kimdedir?

Onuncu sual: Fikir ve söz hürriyeti verilse, sonra da muaheze olunsa, acaba biçare milleti ateşe atmak için bir pln olmaz mı? Böyle olmasaydı, başka bahaneyle mevki-i tatbike konulacağı hayale gelmez miydi?

On Birinci sual: Herkes meşrutiyete yemin ediyor. Halbuki ya müsemm-yı meşrutiyete kendi muhalif veya muhalefet edenlere karşı sükt etse, acaba kefaret-i yemin vermek lzım gelmez mi? Ve millet yalancı olmaz mı? Ve msum olan efkr-ı umumiye yalancı, bunak ve gayr-ı mümeyyiz addolunmaz mı?

Devam edecek