“Şarktaki aşâirle muhavere” Devamıdır
Eklenme: 6/24/2024 12:00:00 AM

Hem, büyük bir taaccüple görmüyor musunuz ki, terakkiyat-ı hzıranın üssül-esası ve belki din-i hakkın muktezsı olan Ben ölürsem devletim, milletim ve ahbaplarım sağdırlar gibi kelime-i beyza ve haslet-i hamryı gayr-ı müslimler çalmışlar? çünkü onların bir fedisi der: Ben ölürsem milletim sağ olsun; içinde bir hayat-ı mneviyem vardır. Ve bütün sefaletin ve şahsiyatın esası olan Ben öldükten sonra dünya ne olursa olsun. İsterse tfan olsun veyahut Ben susuzluktan ölürsem, artık bir tek damla bile yağmasın! olan kelime-i hamka ve seciye-i avra, himmetimizin elini tutmuş, rehberlik ediyor. İşte, en iyi haslet ki, dinimizin muktezasıdır: Biz ruhumuzla, canımızla, vicdanımızla, fikrimizle ve bütün kuvvetimizle demeliyiz ki: Biz ölsek, milletimiz olan İslmiyet haydır, ilelebed bkdir. Milletim sağ olsun. Sevb-ı uhrev bana kfidir. Milletin hayatındaki hayat-ı mneviyem beni yaşattırır; lem-i ulvde beni mütelezziz eder.

Ölüm, Nevruz günümüzdür, baharımızdır deyip, nurun ve hamiyetin nurlu rehberlerini kendimize rehber etmeliyiz.

S - Herşeyden evvel bize lzım olan nedir?

C - Doğruluk.

S - Daha?

C - Yalan söylememek.

S - Sonra?

C - Sıdk, sadakat, ihls, sebat, tesanüd.

S - Neden?

C - Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu burhan kfi değil midir ki, hayatımızın beksı imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır?

* * *

S - En evvel rüesmız ıslah olunmalı.

C - Evet, reisleriniz malınızı ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda hapsetmişler. Öyleyse, şimdi onların yanındaki akıllarınızla konuşacağım:

Eyyüher-rus ver-rues! Teksül olan tevekkülden sakınınız. İşi birbirinize havale etmeyiniz. Elinizdeki malımızla ve yanınızdaki aklımızla bize hizmet ediniz. çünkü şu meskini istihdam etmekle ücretinizi almışsınız.

Vakit geçmiş değil, eskiden kaybettiklerinizi şimdi tedrik edin. (Yazın kaybettiklerinizi şimdi hazırlamaya ve bulmaya bakın.)

İşte şimdi hizmet vaktidir

Elhasıl: İslm uyandı ve uyanıyor. Fenalığı fena, iyiliği iyi olarak gördüler. Evet, şu dereler aşirini tevbekr eden, işte bu sırdır. Hem de bütün İslm yavaş yavaş bu istidadı almakta ve kesb etmektedir. Lkin, sizler bedev olduğunuzdan ve fıtrat-ı asliyeniz, oldukça bozulmamış olduğundan, İslmiyetin kuds milliyetine daha yakınsınız.

* * *

Seyahatimde beni tanımayanlar kıyafetime bakıp, beni tcir zannettiklerinden derlerdi ki:

S - Tcir misin?

C - Evet, hem tcirim, hem de kimyagerim.

S - Nasıl?

C - İki madde var, mezc ettiriyorum. Birinden tiryak-ı şfi, birinden elektrik-i muz tevellüd eder.

S - Bunlar nerede bulunur?

C - Medeniyet ve fazilet çarşısında, cephesinde insan yazılı ve iki ayak üstünde gezen sandık içindeki, üstüne kalb yazılan ya siyah veya pırlanta gibi parlak olan bir kutudadır.

S - İsimleri nedir?

C - İman, muhabbet, sadakat, hamiyet.

Ceride-i Seyyare, Ebu Lşey, İbnüzzaman,

Ehul-Acib, İbn-u Ammil-Garib

Said Nurs

Sonra Vandan Şama gider. Şam ulemasının ilhahı ve ısrarı üzerine, Cmiül-Emevde on bine yakın ve içerisinde yüz ehl-i ilim bulunan azim bir cemaate karşı bir hutbe irad eder. Bu hutbe fevkalde takdir ve tahsin ile kabule mazhar olur Bilahare, buradaki hutbesi, Hutbe-i Şmiye namıyla tab edilmiştir.

Bu Hutbe-i Şmiye, İslm leminin içinde bulunduğu madd-mnev hastalıkların nelerden ibaret bulunduğunu, felket ve esarete hangi sebeplerden dolayı maruz kaldıklarını bildiren ve buna karşı çare-i hals gösteren ve bundan sonra, İslmiyetin zemin yüzünde madd-mnev en yüksek terakkiyi göstereceğini, İslm medeniyetin kemal-i haşmetle meydana geleceğini ve zemin yüzünü pisliklerden temizleyeceğini delil-i akliye ile ispat eden, müjde veren çok kıymettar, bütün Müslümanlara, hatt insanlığa şmil bir derstir, bir hutbedir.

Hutbe-i Şamiyenin baş taraflarında diyor:

Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı içtimaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebler, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber; bizi madd cihette kurun-u vustda durduran ve tevkif eden, altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır:

1- Yesin, (ümitsizliğin) içimizde hayat bulup dirilmesi.

2- Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.

3- Advete muhabbet.

4- Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuran rabıtaları bilmemek.

5- çeşit çeşit sar hastalıklar gibi intişar eden istibdat.

6- Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek.

Bu altı dehşetli hastalığın ilcını da, bir tıp fakültesi hükmünde, hayat-ı içtimaiyemize, eczahane-i Kurniyeden ders aldığım altı kelime ile beyan ediyorum. Mualecenin esasları onları biliyorum.

Devam edecek