“Şarktaki aşâirle muhavere” Devamıdır
Eklenme: 6/28/2024 12:00:00 AM

İşte, seyyie böyle binlere çıktığı gibi, bu zamanda haseneyani İslmiyetin kudsiyetine temas eden iyilikyalnız işleyene münhasır kalmaz. Belki bu hasene, milyonlar ehl-i imana mnen faide verebilir. Hayat-ı mneviye ve maddyesinin rabıtasına kuvvet verebilir. Onun için, neme lzım deyip kendini tembellik döşeğine atmak zamanı değil!

Ey bu camideki kardeşlerim ve kırk-elli sene sonraki lem-i İslm mescid-i kebirindeki ihvanlarım! Zannetmeyiniz ki, ben bu ders makamına size nasihat etmek için çıktım. Belki buraya çıktım, sizde olan hakkımızı dv ediyorum. Yani, kürd gibi küçük taifelerin menfaati ve saadet-i dünyeviyeleri ve uhreviyeleri, sizin gibi büyük ve muazzam taife olan Arap ve Türk gibi hkim üstadlarla bağlıdır. Sizin tembelliğiniz ve füturunuzla, biz biçare küçük kardeşleriniz olan İslm taifeleri zarar görüyoruz. Hususan, ey muazzam ve büyük ve tam intibaha gelmiş veya gelecek olan Araplar, en evvel bu sözlerle sizinle konuşuyorum. çünkü, bizim ve bütün İslm taifelerinin üstadları, imamları ve İslmiyetin mücahidleri sizlerdiniz. Sonra muazzam Türk milleti o kuds vazifenize tam yardım ettiler.

Onun için tembellikle günahınız büyüktür. Ve iyiliğiniz ve haseneniz de gayet büyük ve ulvdir. Hususan kırk-elli sene sonra, Arap taifeleri, Cemahir-i Müttefika-i Amerika gibi en ulv bir vaziyete girmeye, esarette kalan hkimiyet-i İslmiyeyi eski zaman gibi küre-i arzın nısfında, belki ekserisinde tesisine muvaffak olmanızı rahmet-i İlhiyeden kuvvetle bekliyoruz. Bir kıyamet çabuk kopmazsa, inşaallah nesl-i ti görecek.

Sakın kardeşlerim, tevehhüm, tahayyül etmeyiniz ki, ben bu sözlerimle siyasetle iştigal için himmetinizi tahrik ediyorum. Hş! Hakikat-i İslmiye bütün siystın fevkindedir. Bütün siyasetler ona hizmetkr olabilir. Hiçbir siyasetin haddi değil ki, İslmiyeti kendine let etsin.

Ben kusurlu fehmimle şu zamanda, heyet-i içtimaiye-i İslmiyeyi, çok çark ve dolapları bulunan bir fabrika suretinde tasavvur ediyorum. O fabrikanın bir çarkı geri kalsa, yahut bir arkadaşı olan başka bir çarka tecavüz etse, makinenin mihanikiyeti bozulur. Onun için, ittihad-ı İslmın tam zamanı gelmeye başlıyor. Birbirinizin şahs kusurlarına bakmamak gerektir.

Bunu da teessüf ve teellümle size beyan ediyorum ki: Ecneblerin bir kısmı, nasıl kıymettar malımızı ve vatanlarımızı bizden aldılar, onun bedeline çürük bir mal verdiler. Aynen öyle de, yüksek ahlkımızı ve yüksek ahlkımızdan çıkan ve hayat-ı içtimaiyeye temas eden seciyelerimizin bir kısmını bizden aldılar, terakkilerine medar ettiler. Ve onun fiyatı olarak bize verdikleri, sefihane ahlk-ı seyyieleridir, sefihane seciyeleridir.

Mesel, bizden aldıkları seciye-i milliye ile, bir adam onlarda der: Eğer ben ölsem milletim sağ olsun. çünkü milletimin içinde bir hayat-ı bakiyem var. İşte, bu kelimeyi bizden almışlar ve terakkiyatlarında en metin esas budur. Bizden hırsızlamışlar. Bu kelime ise, din-i haktan ve iman hakikatlerinden çıkar. O bizim, ehl-i imanın malıdır. Halbuki, ecneblerden içimize giren pis ve fena seciye itibarıyla bir hodgm adam bizde diyor: Ben susuzluktan ölsem, hiç yağmur bir daha dünyaya gelmesin. Eğer ben görmezsem bir saadeti, dünya istediği gibi bozulsun. İşte bu ahmakane kelime dinszlikten çıkıyor, hireti bilmemekten geliyor. Hariçten içimize girmiş, zehirliyor.

Hem o ecneblerin bizden aldıkları fikr-i milliyetle, bir ferdi, bir millet gibi kıymet alıyor. çünkü, bir adamın kıymeti himmeti nispetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir. Bazılarımızdaki dikkatsizlikten ve ecneblerin zararlı seciyelerini almamızdan, kuvvetli ve kuds İslm milliyetimizle beraber, herkes Nefs, nefs demekle ve milletin menfaatini düşünmemekle, menfaat-i şahsiyesini düşünmekle, bin adam, bir adam hükmüne sukut eder.

Yani, kimin himmeti yalnız nefsi ise, o insan değil. çünkü, insanın fıtratı medendir. Ebn-yı cinsini mülhazaya mecburdur. Hayat-ı içtimaiye ile hayat-ı şahsiyesi devam edebilir. Mesel, bir ekmeği yese, kaç ellere muhtaç ve ona mukabil o elleri mnen öptüğünü ve giydiği libasla kaç fabrikayla alkadar olduğunu kıyas ediniz. Hayvan gibi bir postla yaşamadığından, ebn-yı cinsiyle fıtraten alkadar olmasından ve onlara mnev bir fiyat vermeye mecbur olduğundan, fıtratıyla medeniyetperverdir. Menfaat-i şahsiyesine hasr-ı nazar eden, insanlıktan çıkar, msum olmayan cni bir hayvan olur. Birşey elinden gelmese, hakik özrü olsa, o müstesna...

ALTINCI KELİME: Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslmiyedeki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şeriyedir.

Onların aralarındaki işleri, istişare iledir. (Şr Sresi, 42:38) yet-i kerimesi, şryı esas olarak emrediyor.

Evet, nasıl ki, nev-i beşerdeki telhuk-u efkr ünvanı altında asırlar ve zamanların tarih vasıtasıyla birbiriyle meşvereti, bütün beşeriyetin terakkiyatı ve fünunun esası olduğu gibi, en büyük kıta olan Asyanın en geri kalmasının bir sebebi, o şr-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.

Asya kıtasının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı şrdır. Yani, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıtalar dahi o şryı yapmaları lzımdır ki, üç yüz, belki dört yüz milyon İslmın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şeriye ile şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i şeriyedir ki, o hürriyet-i şeriye, db-ı şeriye ile süslenip garp medeniyet-i sefihanesindeki seyyiatı atmaktır.

İmandan gelen hürriyet-i şeriye iki esası emreder:

Yani,

İman bunu iktiza ediyor ki, tahakküm ve istibdat ile başkasını tezlil etmemek ve zillete düşürmemek, ve zalimlere tezellül etmemek...

Allaha hakik abd olan, başkalara abd olamaz.

Birbirinizi, Allahtan başka kendinize Rab yapmayınız. Yani, Allahı tanımayan, herşeye, herkese nispetine göre bir rububiyet tevehhüm eder, başına musallat eder.

Evet, hürriyet-i şeriye, Cenb-ı Hakkın Rahman, Rahm tecellsiyle bir ihsanıdır ve imanın bir hassasıdır.

Yaşasın sıdk! Ölsün yes! Muhabbet devam etsin! Şr kuvvet bulsun! Bütün levm ve itb ve nefret, hev hevese tbi olanlara olsun. Selm ve selmet, hüdya tbi olanların üstüne olsun. min

Devam edecek