“Şarktaki aşâirle muhavere” Devamıdır
Eklenme: 6/29/2024 12:00:00 AM

Şamda fazla kalmadı. Şark Anadoluda Medresetüz-Zehra namıyla vücuda getirmek istediği drülfünunun küşadı için çalışmak üzere İstanbula geldi. Sultan Reşadın Rumeliye seyahati münasebetiyle vilyt-ı Şarkiye namına refakat etti. Yolda, şimendiferde iki mektep muallimi ile aralarında bir bahis açılır. Şimendiferde yaptıkları bu mübahasenin hülsası, Hutbe-i Şmiye adlı eserin zeylinde yazılmıştır. Birkaç cümlesini aynen alıyoruz:

Hürriyetin başında Sultan Reşadın Rumeliye seyahati münasebetiyle, vilyat-ı şarkiye namına ben de refakat ettim. Şimendiferimizde iki mektepli mütefennin arkadaşla bir mübahase oldu. Benden sual ettiler ki: Hamiyet-i diniye mi, yoksa hamiyet-i milliye mi daha kuvvetli, daha lzım? dedim:

Biz Müslümanlar, indimizde ve yanımızda din ve milliyet bizzat müttehiddir. İtibar, zahir, rız bir ayrılık var. Belki din, milliyetin hayatı ve ruhudur. İkisine birbirinden ayrı ve farklı bakıldığı zaman, hamiyet-i diniye avm ve havassa şmil oluyor. Hamiyet-i milliye, yüzden birisine (yani, menfaat-i şahsiyesini millete feda edene) münhasır kalır. Öyleyse, hukuk-u umumiye içinde hamiyet-i diniye esas olmalı. Hamiyet-i milliye, ona hdim ve kuvvet ve kalası olmalı. Hususan, biz şarklılar, garplılar gibi değiliz. İçimizde kalblerde hkim hiss-i dindir. Kader-i ezel ekser enbiyayı şarkta göndermesi işaret ediyor ki, yalnız hiss-i din şarkı uyandırır, terakkiye sevk eder. Asr-ı Saadet ve Tbin bunun bir burhan-ı katsidir.

Ey bu hamiyet-i diniye ve milliyeden hangisine daha ziyade ehemmiyet vermek lzım geldiğini soran bu şimendifer denilen medrese-i seyyarede ders arkadaşlarım! Ve şimdi, zamanın şimendiferinde istikbal tarafına bizimle beraber giden bütün mektepliler! Size de derim ki:

Hamiyet-i diniye ve İslmiyet milliyeti, Türk ve Arap içinde tamamıyla mezc olmuş ve kabil-i tefrik olamaz bir hale gelmiş. Hamiyet-i İslmiye, en kuvvetli ve metin ve Arştan gelmiş bir zincir-i nurandir. Kırılmaz ve kopmaz bir urvetül-vüskadır. Tahrip edilmez, mağlp olmaz bir kuds kaladır dediğim vakit, o iki münevver mektep muallimleri bana dediler: Delilin nedir? Bu büyük dvya büyük bir hüccet ve gayet kuvvetli bir delil lzım. Delil nedir?

Birden, şimendiferimiz tünelden çıktı. Biz de başımızı çıkardık, pencereden baktık. Altı yaşına girmemiş bir çocuğu şimendiferin tam geçeceği yolun yanında durmuş gördük. O iki muallim arkadaşlarıma dedim:

İşte bu çocuk, lisan-ı haliyle sualimize tam cevap veriyor. Benim bedelime o msum çocuk bu seyyar medresemizde üstadımız olsun. İşte, lisan-ı hli bu gelecek hakikati der:

Bakınız, bu dabbetül-arz, dehşetli hücum ve gürültüsü ve bağırmasıyla ve tünel deliğinden çıkıp hücum ettiği dakikada, geçeceği yola bir metre yakınlıkta o çocuk duruyor. O dabbetül-arz tehdidiyle ve hücumunun tahakkümüyle bağırarak tehdit ediyor. Bana rastgelenlerin vay haline! dediği halde, o msum, yolunda duruyor. Mükemmel bir hürriyet ve harika bir cesaret ve kahramanlıkla, beş para onun tehdidine ehemmiyet vermiyor. Bu dabbetül-arzın hücumunu istihfaf ediyor ve kahramancıklığıyla diyor: Ey şimendifer! Sen gök gürültüsü gibi bağırmanla beni korkutamazsın. Sebat ve metanetinin lisan-ı haliyle güya der: Ey şimendifer, sen bir nizamın esirisin. Senin gemin, dizginin, seni gezdirenin elindedir. Senin bana tecavüz etmen haddin değil. Beni istibdadın altına alamazsın. Haydi yoluna git, kumandanının izniyle yolundan geç.

İşte ey bu şimendiferdeki arkadaşlarım ve elli sene sonra fenlere çalışan kardeşlerim! Bu msum çocuğun yerinde Rüstem-i İran veya Herkül-ü Yunan, o acip kahramanlıklarıyla beraber, tayy-ı zaman ederek o çocuğum yerinde bulunduğunu farz ediniz... Onların zamanında şimendifer olmadığı için, elbette şimendiferin bir intizam ile hareket ettiğine bir itikadları olmayacak. Birden bu tünel deliğinden, başında ateş, nefesi gök gürültüsü gibi, gözlerinde elektrik berkleri olduğu halde, birden çıkan şimendiferin dehşetli tehdit hücumuyla Rüstem ve Herkül tarafına koşmasına karşı, o iki kahraman ne kadar korkacaklar, ne kadar kaçacaklar! O harika cesaretleriyle bin metreden fazla kaçacaklar. Bakınız, nasıl bu dabbetül-arzın tehdidine karşı hürriyetleri, cesaretleri mahvolur. Kaçmaktan başka çare bulamıyorlar. çünkü onlar, onun kumandanına ve intizamına itikad etmedikleri için, mut bir merkep zannetmiyorlar. Belki gayet müthiş, parçalayıcı vagon cesametinde yirmi arslanı arkasına takmış bir nevi arslan tevehhüm ederler.

Ey kardeşlerim ve ey elli sene sonra bu sözleri işiten arkadaşlarım! İşte, altı yaşına girmeyen bu çocuğa o iki kahramandan ziyade cesaret ve hürriyet ve çok mertebe onların fevkinde bir emniyet ve korkmamak hletini veren, o msumun kalbinde hakikatin bir çekirdeği olan şimendiferin intizamına ve dizgini bir kumandanın elinde bulunduğuna ve cereyanı bir intizam altında ve birisi onu kendi hesabıyla gezdirmesine olan itikadı ve itminanı ve imanıdır. Ve o iki kahramanı gayet korkutan ve vicdanlarını vehme esir eden, onların, onun kumandanını bilmemek ve intizamına inanmamak olan chilne itikatsızlıklarıdır

O iki temsilde, o iki acip kahramanın pek acip korku ve telşlarına ve elemlerine sebep, onların adem-i itikadları ve cehaletleri ve dalletleri olduğu gibi; Risale-i Nurun yüzer hüccetlerle ispat ettiği bir hakikati ki, bu risalenin mukaddemesinde bir iki misali söylenmiş, mesele şudur ki:

Küfür ve dallet, bütün kinatı ehl-i dallete binler müthiş düşman taifeleri ve silsileleri gösteriyor. Kör kuvvet, serseri tesadüf, sağır tabiat elleriyle, manzume-i şemsiyeden tut, ta kalbdeki verem mikroplarına kadar binler taife düşmanlar biçare beşere hücum ettiklerini ve insanın cmi mahiyeti ve küll istidadatı ve hadsiz ihtiyacatı ve nihayetsiz arzularına karşı mütemadiyen korku, elem, dehşet ve telş vermesiyle, küfür ve dallet bir cehennem zakkumu olduğunu ve bu dünyada da sahibini bir cehennem içine koyduğunu ve din ve imandan hariç binler fen ve terakkiyat-ı beşeriye o Rüstem ve Herkülün kahramanlıkları gibi beş para faide vermediğini gösterip; yalnız iptal-i his nevinden muvakkaten o elm korkuları hissetmemek için sefahet ve sarhoşlukla şırınga ediyor.

Devam edecek