Barla Hayatı - “Risale-i Nur'un telifi ve neşri” Devamıdır
Eklenme: 8/7/2024 12:00:00 AM

Kardeşlerim,

Size Üstad ve talebeler ve ders arkadaşları içinde faide verecek bir fikrimi beyan edeceğim. Şöyle ki:

Sizlerhaddimin fevkindebir cihette talebemsiniz ve bir cihette ders arkadaşlarımsınız ve bir cihette mun ve müşavirlerimsiniz.

Aziz kardeşlerim, Üstdınız lyuht değil... Onu hatsız zannetmek hatdır. Bir bahçede çürük bir elma bulunmakla bahçeye zarar vermez. Bir hazinede silik para bulunmakla, hazineyi kıymetten düşürtmez. Hasenenin on sayılmasıyla, seyyienin bir sayılmak sırrıyla, insaf odur ki: Bir seyyie, bir hat görünse de, sair hasenata karşı kalbi bulandırıp itiraz etmemektir. Hakaike dair mesilde külliyatları ve bazan da tafsiltları sünuhat-ı ilhmiye nevinden olduğundan, hemen umumiyetle şüphesizdir, katdir.

Biliniz, kardeşlerim ve ders arkadaşlarım, benim hatmı gördüğünüz vakit serbestçe bana söyleseniz mesrur olacağım. Hatt başıma vursanız, Allah razı olsun diyeceğim. Hakkın hatırını muhafaza için başka hatırlara bakılmaz. Nefs-i emmrenin enniyeti hesabına Hakkın hatırı olan bilmediğimiz bir hakikati müdafaa değil, aler-resi vel-ayn kabul ederim.

Bilirsiniz ki, şu zamanda şu vazife-i imaniye çok mühimdir. Benim gibi zaif, fikri çok cihetlerle inkısam etmiş bir biçareye yükletmemeli, elden geldiği kadar yardım etmeli

Cenb-ı Hak, keml-i rahmetinden, iki senedir cidd hakaike nisbeten yemişler, fkiheler nevinden tevafukat-ı latfe ile ezhnımızı taltif etti, zihnimizi neşelendirdi. Keml-i merhametinden o tevafukat-ı ltfe meyveleriyle, cidd bir hakikat-i Kurniyeye zihnimizi sevk etti ve ruhumuza, o meyveleri gıda ve kuvvet yaptı. Hurma gibi, hem fkihe, hem kuvvet oldu. Hem hakikat, hem ziynet ve meziyet birleşti

Kardeşlerim, bu zamanda dallet ve gaflete karşı pek çok mnev kuvvete muhtacız. Maatteessüf, ben şahsım itibarıyla çok zaif ve müflisim. Harika kermtım yok ki, bu hakiki onunla ispat edeyim. Ve kuds bir himmetim yok ki, onunla kulbu celb edeyim. Ulv bir deham yok ki, onunla ukulü teshir edeyim. Belki, Kurn-ı Hakmin derghında, bir dilenci hdim hükmündeyim. Bu muannid ehl-i dalletin inadını kırmak ve insafa getirmek için, Kurn-ı Hakmin esrarından bazan istimdad ederim. Kermt-ı Kurniye olarak, tevafukatta bir ikram-ı İlh hissettim, iki elimle sarıldım.

Evet, Kurndan tereşşuh eden İşrtül-İcz ve Risale-i Haşirde kat bir işaret hissettim. Emsalleri bulunsun bulunmasın, bence bir keramet-i Kurniyedir.

Aziz, sıddık, çalışkan kardeşim,

Senin gördüğün vazife-i Kurniyenin hepsi mübarektir. Cenb-ı Hak sizi muvaffak etsin, fütur vermesin, şevkinizi artırsın.

Uhuvvet için bir düsturu beyan edeceğim, o düsturu cidden nazara almalısınız:

Hayat, vahdet ve ittihadın neticesidir. İmtizaçkrne ittihad gittiği vakit, mnev hayat da gider.

İhtilfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, dağılırsınız, kuvvetiniz de elden gider. Enfl Sresi, 8:46. işret ettiği gibi, tesanüd bozulsa cemaatin tadı kaçar. Bilirsiniz ki, üç elif ayrı ayrı yazılsa kıymeti üçtür. Tesanüd-ü aded ile yazılsa, yüz on bir kıymetinde olduğu gibi, sizin gibi üç-dört hdim-i Hak, ayrı ayrı ve taksimül-aml olmamak cihetiyle hareket etseler, kuvvetleri üç-dört adam kadardır. Eğer hakik bir uhuvvetle, birbirinin faziletleriyle iftihar edecek bir tesanüdle, birbirinin aynı olmak derecede bir tefni sırrıyla hareket etseler, o dört adam, dört yüz adam kuvvetinin kıymetindedirler.

Sizler koca Isparta değil, belki büyük bir memleketi tenvir edecek elektriklerin makinistleri hükmündesiniz. Makinanın çarkları birbirine muavenete mecburdur. Hem birbirini kıskanmak değil, belki bilkis birbirinin fazla kuvvetinden memnun olurlar. Şuurlu farz ettiğimiz bir çark, daha kuvvetli bir çarkı görse memnun olur. çünkü vazifesini tahfif ediyor. Hak ve hakikatin, Kurn ve imanın hizmeti olan büyük bir hazine-i liyeyi omuzlarında taşıyan ztlar, kuvvetli omuzlar altına girdikçe iftihar eder, minnettar olur, şükreder.

Sakın birbirinize tenkit kapısını açmayınız. Tenkit edilecek, kardeşlerinizden hariç dairelerde çok var. Ben nasıl sizin meziyetinizle iftihar ediyorum, o meziyetlerden ben mahrum kaldıkça, sizde bulunduğundan memnun oluyorum, kendimindir telkk ediyorum. Siz de Üstadınızın nazarıyla birbirinize bakmalısınız. Adeta, herbiriniz ötekinin faziletlerine naşir olunuz.

Bediüzzaman

* * *

Sevgili ve muhterem Üstadım,

Sözlerinizin yani risalelerinizin herbiri birer deva-yı azmdir. Sözlerinizden pek çok feyz alıyorum. O kadar ki, okudukça tekrar etmeyi istiyorum. Ve tekrarında duyduğum İlh bir zevki tarif edemeyeceğim. Bugün Sözlerinizden değil hepsini, bir tanesini alan insafla okursa, hakkı teslime ve münkir ise gittiği yolu terke, fsık ise tevbeye mecbur olacağına katiyen ümitvrım.

Hüsrev