BEDİÜZZAMAN’IN İLK HAYATI
Eklenme: 5/30/2024 12:00:00 AM

Nurşinde bir müddet kaldıktan sonra Hizana döndü. Sonra medrese hayatını terk ederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür:

Kıyamet kopmuş, kinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber aleyhissaltü vesselmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprüsünün başına gidip durmak hatırına gelir: Herkes oradan geçer, ben de orada beklerim der ve sırat köprüsünün başına gider. Bütün Peygambern-ı İzam Hazertını birer birer ziyaret eder. Peygamber Efendimizi de ziyarete mazhar olunca uyanır.

Artık bu rüyadan aldığı feyiz, tahsil-i ilim için HAŞİYE-1 büyük bir şevk uyandırır. Pederinden izin alarak, tahsil yapmak üzere Arvs nahiyesine gider. Burada icra-yı tedris eden meşhur Molla Mehmed Emin Efendi, kendisine ders vermeye tenezzül etmeyip, talebelerinden birisine okutmasını tavsiye edince, izzetine ağır gelir. Birgün bu meşhur müderris camide ders okutmakta iken, Molla Said itiraz ederek,

Efendim, öyle değil! hitabında bulunur. Okutmasına tenezzül etmediğini hatırlatır.

Orada bir müddet kaldıktan sonra, Mir Hasan Veli Medresesine gitti. Aşağı derecede okuyan yeni talebelere ehemmiyet verilmemek bu medresenin deti olduğunu anlayınca, sırayla okunması icap eden yedi ders kitabını terk ederek, sekizinci kitaptan okuduğunu söyledi.

Birkaç gün sonra Vastan kasabasına gittiyse de, orada tebdil-i hava için ancak bir ay kadar kaldı. Bilhare, Molla Mehmed ismindebir zatın refakatinde Erzurum vilyetine tbi Bayezide hareket etti. Hakik tahsiline işte bu tarihte başlar. Bu zamana kadar hep Sarf ve Nahiv mebdileriyle meşgul olmuştu ve İzhara kadar okumuştu. Bayezidde Şeyh Mehmed Cell Hazretlerinin nezdinde yaptığı bu hakik ve cidd tahsili, üç ay kadar devam etmiştir. Fakat pek gariptir; zira Şark Anadolu usul-ü tedrisiyle, Molla Cmden nihayete kadar ikmal-i nüsah etti. Buna da her kitaptan bir veya iki ders, nihayet on ders tederrüs etmekle muvaffak oldu ve mütebakisini terk eyledi. Hocası Şeyh Mehmed Cell Hazretleri niçin böyle yaptığını sual edince, Molla Said cevaben,

Bu kadar kitabı okuyup anlamaya muktedir değilim. Ancak bu kitaplar bir mücevherat kutusudur, anahtarı sizdedir. Yalnız sizden şu kutuların içinde ne bulunduğunu göstermenizin istirhamındayım. Yani bu kitapların neden bahsettiklerini anlayayım da, bilhare tabıma muvafık olanlara çalışırım demiştir.

Maksadı ise, esasen kendisinde fıtraten mevcut bulunan icad ve teceddüd fikrini medrese usullerinde göstermek ve bir teceddüd vücuda getirmek ve bir sürü hşiye ve şerhlerle vakit zayi etmemekti. Bu suretle, alelusul yirmi sene tahsili lzım gelen ulm ve fünunun zübde ve hülsasını üç ayda tahsil ve ikmal etmiştir.

Bunun üzerine hocalarının hangi ilim tabına muvafık olduğu sualine cevaben,

Bu ilimleri birbirinden tefrik edemiyorum. Ya hepsini biliyorum veyahut hiçbirisini bilmiyorum der.

Herhangi bir kitabı eline alırsa, anlardı. Yirmi dört saat zarfında Cemül-Cevmi, Şerhül-Mevkıf, İbnül-Hacer gibi kitapların iki yüz sahifesini, kendi kendine anlamak şartıyla mütala ederdi. O derece ilme dalmıştı ki, hayat-ı zahiri ile hiç alkadar görünmezdi. Hangi ilimden olursa olsun, sorulan suale tereddütsüz derhal cevap verirdi.

O zamanki hayatına kısa bir bakış

Evvel: Hükema-yı İşrkıyyunun mesleklerine sülk ederek, zühd ve riyazete başladı. Hükema-yı İşrakıyyun, tedric kanunu mucibince vücudlarını riyazete alıştırmışlardı. O ise, tedrice riayet etmeyerek, birden bire riyazete daldı. Gün geçtikçe, vücudu tahammül etmeyerek zaif düşmeye başladı. Üç günde bir parça ekmekle idare ediyordu. Ulema-yı İşrkıyyunun riyazetin küşyiş-i fikre hizmet ettiği nazariyesi üzerine, onlar gibi yapacağım diye çalışıyordu.

Saniyen: İmam-ı Gazl Hazretlerinin İhyaul-Ulmunda tasavvuf nokta-i nazarında Sana şüphe veren şeyleri, sana şüphe vermeyinceye kadar terk et kaidesine ittibaen, ekmeği bile bir zaman terk edip, ot ile idareye koyuldu.

Salisen: Nadir konuşuyordu. Kürtlerin edip dhilerinden Molla Ahmed Hn Hazretlerinin, gündüzleyin bile havf ile girilen kubbe-i saadetine kapanır, bazan geceleyin de orada kalırdı. Bundan dolayı ahali, Bediüzzamana Ahmed Hn Hazretlerinin feyzine mazhar olmuştur diyordu. Bu hali, müşarün ileyhin kerametine hamlederlerdi.

O vakitlerde kendisi on üç, on dört yaşlarında idi. Sonra, ulemadan mümtaz simalarla mülkat etmeye karar verdi ve Bağdata ziyaret kastıyla hocasından izin istedi. Derviş kıyafetine girdi. Yolları takip etmeden dağlarda, ormanlarda gece dolaşarak Bağdata gitmek niyetinde iken Bitlise geldi. Bitliste Şeyh Mehmed Emin Efendi Hazretlerinin yanına giderek, iki gün kadar dersinde bulundu. Şeyh Mehmet Emin Efendi, kendisine kisve-i ilmiyeye girmesini teklif etti. Molla Said cevaben,

Ben henüz sinn-i bülğa vsıl olmadığımdan, muhterem bir müderris kıyafetini kendime yakıştıramıyorum. Ve ben bir çocuk iken nasıl hoca olabilirim? diyerek teklifini kabul etmemiştir.

Devam edecek