Denizli Hayatı Devamıdır-8
Eklenme: 10/25/2024 12:00:00 AM

Bu fıkra bir casus vasıtasıyla resm memurların eline geçtiği için Lhikaya girmiştir

Ramazan-ı Şeriften birgün evvel, gizli zındık düşmanlarım tarafından verildiğine kuvvetli ihtimal verdiğimiz-doktorun tasdikiyle-bir zehirin hastalığıyla hararetim kırk dereceden geçmeye başlamış iken, Kastamonuda adliye müddeiumumileri ve taharr komiserleri, menzilimi taharr etmeye geldiler. Ben, o dakikadan sonra, başıma gelen dehşetli taarruzu, bir hiss-i kablelvuku ile anlayarak ve Şiddetli zehirli hastalığım dahi ölüme gidiyor diye Isparta vilyetinde kıymettar kardeşlerimin kucaklarında teslim-i ruh edip o mübarek toprakta defnolmamı, kalben niyaz ettim. Hizbül-Ekberül-Kurnı açtım. Birden bu yet-i Kerime Rabbinin hükmü gelinceye kadar sabret. Muhakkak Sen bizim himyemiz altındasın. Rabbini hamd ile tesbih et karşıma çıktı, Bana bak! dedi. Ben de baktım, üç kuvvetli emare ile mn-yı işar bana ve bize teselli veriyor. Şimdi başımıza gelen bu musibeti bir cihette hiçe indirdi ve Ispartaya mevkufen beşinci nefyimi, o kalb duamın kabul olmasına delil eyledi.

Birinci emare: (Şeddeler sayılır.) Hesab-ı ebced ile bin üç yüz altmış iki, bu senenin Arab aynı tarihine tevafuk edip, mnsıyla der: Sabreyle! Başına gelen kaza-yı Rabbniyeye teslim ol! Sen inayet gözü altındasın, merak etme! Gecelerde tesbihat ve tahmidata devam eyle!

Bu hadise tesiriyle ben kendimi msum kardeşlerime rıza-yı kalb ile feda etmeye kat azm ü cezmettiğim ve çaresini fikren aradığım vakitte, Celceltiyeyi okudum. Birden hatıra geldi ki, İmam-ı Ali radıyallahu anh Y Rab aman ver! diye dua etmiş. İnşaallah, o duanın sırrıyla selmete çıkarsınız.

* * *

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Geçen Leyle-i Kadrinizi ve gelen bayramınızı bütün mevcudiyetimle tebrik ve sizleri Cenb-ı Erhamürrhimnin birliğine ve rahmetine emanet ediyorum.

Kadere iman eden, kederden emin olur sırrıyla, sizi teselliye muhtaç görmemekle beraber, derim ki: Rabbinin hükmüne sabret. Muhakkak ki Sen bizim gözetimimiz altındasın. Rabbini hamd ile tesbih et yetinin mn-yı işrsiyle verdiği teselliyi tamamiyle gördüm. Şöyle ki:

Dünyayı unutmak, Ramazanımızı sude geçirmek düşünürken, hatıra gelmeyen ve bütün bütün tahammülün fevkinde bu dehşetli hadise hem benim, hem Risale-i Nurun, hem sizin, hem Ramazanımız, hem uhuvvetimiz için ayn-ı inayet olduğunu ben müşahede ettim. Bana ait cihetinin ise çok faidelerinden yalnız iki üçünü beyan ederim.

Birincisi: Ramazanda çok şiddetli bir heyecan, bir ciddiyet, bir iltica, bir niyaz ile müthiş hastalığa galebe ederek çalıştırdı.

İkincisi: Herbirinize karşı bu sene de görüşmek ve yakınınızda bulunmak arzusu şiddetliydi. Yalnız birinizi görmek ve Ispartaya gelmek için bu çektiğim zahmeti kabul ederdim.

Üçüncüsü: Hem Kastamonuda, hem yolda, hem burada fevkalde bir tarzda bütün elm hletler birden değişiyor ve memulün ve arzumun hilfına olarak bir dest-i inayet görünüyor.

Allah neyi seçti ise, hayırlı olan odur dediriyor. En ziyade beni düşündüren Risale-i Nuru, en gafil ve dünyaca büyük makamlarda bulunanlara da keml-i dikkatle okutturuyor, başka bir sahada fütuhata meydan açıyor. Ve en ziyade rikkatime dokunan ve kendi elemimden başka herbirinizin sıkıntısından başıma toplanan bütün elemlere ve teessüflere karşı, Ramazanda, bir saati yüz saat hükmüne getiren o şehr-i mübarekte, bu musibet dahi, o yüz sevabı, herbir saati on saat derecesinde ibadet yapmakla bine iblğ ettiğinden, Risale-i Nurdan tam ders alan ve dünyanın fni ve ticaretgh olduğunu bilen ve herşeyi imanı ve hireti için feda eden ve bu dershane-i Yusufiyedeki muvakkat sıkıntılar daim lezzetler ve faideler vereceklerine inanan sizin gibi ihlslı ztlara acımak ve rikkatten ağlamak hletini, tebrik ve sebatınızı gayet istihsan ve takdir etmek hletine çevirdi. Ben de Küfür ve dallet dışında her türlü halimiz için Allaha hamd olsun dedim. Bana ait bu faideler gibi hem uhuvvetimizin, hem Risale-i Nurun, hem Ramazanımızın, hem sizin bu yüzde öyle faideleri var ki, perde açılsa, Y Rabben! Şükür. Bu kaza ve kader-i İlh, hakkımızda bir inayettir dedirtecek kanaatim var. Hadiseye sebebiyet verenlere itab etmeyiniz. Bu musibetin geniş ve dehşetli plnı çoktan kurulmuştu, fakat mnen pek çok hafif geldi. İnşaallah çabuk geçer.

Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız; halbuki o sizin için bir hayırdır sırrıyla meyus olmayınız.

Said Nurs