Hem zam ihlsın zedelenmemek için şimdi düşmanlar da, dostlara inkılb ettiği bir zamanda sohbet etmek, konuşmak; bu dünyada da uhrev hizmetlerin bir güzel ve fni meyvelerine vesile olabilir. O vakit; zam ihls ki, hiçbir şeye let olmayacak.
Hem vazife-i İlhiyeye karışmamak için kader-i İlh hakkımdaki bu şiddetli hlete aleyhimde değil, lehimde olarak fetva verdi, müsaade etti. Ben yanımdaki vasiyetnamemdeki evlt kabul ettiğim küçü evltları tevkil ediyorum.Onlarla konuşanı benimle konuşmuş gibi kabul ediyorum...
Kardeşiniz
Said Nurs
Üstadımızın bu hastalığı gösteriyor ki, gizli dinsizler konuşturmamak için bir ilç bulmuşlar, yedirmişler. Elhsıl; Üstadımızın musafahadan, sohbetten ve konuşmaktan menedildiğini biz de görüyoruz.
Üstadımızın hizmetinde bulunan
Tahir, Zübeyr, CeylnHüsnü, Bayram
* * *
Ber-yı Mlmat hem Resm Ztlara, hem Dostlara Mühim Bir Hakikati Beyan Ediyoruz:
Üstadımız gençliğinde ve hatt çocukluğundan itibaren izzet-i ilmiyeyi muhafaza için şiddetle halktan istiğna ediyordu. Zekt ve sadakayı katiyyen almadığı gibi, İkinci Mektupta da beyan edildiği üzere hediyeyi kabul etmiyordu. Bu hlin, şimdiki ihtiyarlık ve zayıflık zamanında devam edebilmesi için Cenb-ı Hakkın rahmetiyle o istiğna düsturu hastalığa inkılb etti. Yni mukabilsiz bir lokma alsa, derhal hasta olur.O lokmayı yiyemiyor. Üstadımız gençliğinde bu kadar muhtaç değildi. Tek başına yaşadığı zamanlar pek az bir masraf kendisine kfi idi. Şimdi pekçok talebelerine tayin verdiği ve birkaç hastalıkla hasta bulunduğu bir zamanda, o istiğna düsturunun muhafazası için, rahmet-i İlhiye onu mukabilsiz hediyelerden hasta ediyor.
Aynen öyle de: Üstdımıza hürmet dahi mnev bir hediye gibi olduğundan şiddetle nsın hürmetinden ve elini öpmesinden kaçıyordu. Tarihçe-i Hayatını ve İhtiyarlar Lemasının şehadetiyle gençliğinde emsallerinin fevkınde olarak Siirtin Tillo kasabasında inzivaya girmişti. Ağrı Vilyetinde Şeyh Ahmed Hn Hazretlerinin türbesine kapandı. Rusyaya esir düştüğünde, doksan kadar esir zbit kendisinin din derslerini şevkle dinledikleri halde, üsera kampında Tatarların küçük hl bir cmiinde bir yer bularak orada yalnızlığa çekildi. İstanbulda Drül-Hikmetil-İslmiye zalığı gibi czip ve şaşaalı bir hayat içinde iken, Yş Tepesinde kimsesizliği tercih etti. Vana döndüğünde pek çok eski ve yeni talebeleri arasında sürurlu bir ömrü istemeyerek Erek Dağındaki bir mağaraya kapandı. En son defa otuz senede gördüğü emsalsiz zulümlerin neticesi olarak hapishanelere gönderildiği zaman, kanunen tecrid müddeti onbeş gün olmasına rağmen yirmi ay ve hatt bütün hapis müddetince tecrid-i mutlakta tutulduğu halde kimseye şekva etmedi.
Bütün bu haller gösteriyor ki: Üstadımızın fıtratında inziva dima hüküm sürmüştür.Fakat ihtiyarlığında pekçok yardıma, hizmete, sohbete muhtaç olduğu bir vakitte bunun devam etmesi için, bir nevi hastalık hleti verilmiş. Beş dakika konuşsa; şiddetli bir hararet başlıyor, sesi çıkmıyor. Hatt Şfi Mezhebinde olduğu için namazda Ftihayı kendisi işitecek derecede okuması lzım gelirken, hastalık sebebiyle sesi çıkmadığından, Mezheb-i Hanefyi takliden namazlarını ed ediyor. Bu hastalığına dir, iki mühim doktorun iki raporu var. İstenilirse gösterilecektir.
Devam Edecek