Eğer yoksa, yalnız ise, çok alkadar komşularından üç-dört zt birleşsin ve bu heyet bulundukları haneyi küçük bir Medrese-i Nuriye ittihaz etsin. Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş-on dakika dahi olsa Risale-i Nuru okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar, hakik talebe-i ulmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi, İhls Risalesinde yazılan beş nevi ibadete de mazhar olurlar. Hakik ilim talebeleri gibi, onların maişetlerini temin hususundaki di muameleleri de bir nevi ibadet hükmüne geçebilir diye kalbe ihtar edildi... Ben de kardeşlerime beyan ediyorum...
Hasta Kardeşiniz
Said Nurs
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evvelen: Bütün ruh u canımla hizmet-i Kurniye ve maniyenizi tebrik ediyorum. Bu mektupta bir ince meseleyi meşveret sretiyle reyinizi almak için gönderdik. Münasip midir? Değilse ıslah edersiniz.
Saniyen: Risale-i Nurda isbat edilmiş ki, insanların ayn-ı zulümleri içinde kader-i İlh adlet eder. Yni, insanlar bzı sebeple haksız zulmeder. Birisini hapse atar. Fakat kader-i İlh aynı hapiste başka sebebe binaen adlet ediyor ki: Hakik bir suça binaen o hapisle onu mahkm ediyor. İşte şimdi bu hakikatı gösteren, başıma gelen acib bir misali şudur: Yirmisekiz senedir müteaddid vilyetlerde ve mahkemelerde benim mesuliyetime ve mahkmiyetime ve mahbusiyetim gibi zlimane işkence ve cezalarına gösterdikleri sebep, hiçbir emaresini bulmadıkları mevhum bir suçum şudur:
Diyorlar: Said, dini siyasete let yapmak ister ve yapıyor. Halbuki bu dvalarına otuz senelik musibetli yeni hayatımda ve otuz büyük mecmualarımda bu suça müsbet bir delil bulamadılar. Halbuki böyle meselelerde bir mahkeme mdem bulmadı ve mesul edemedi. Başka mahkemelerin musırrane aynı meseleyi esas tutmaları bütün bütün kanuna ve akla ve dete muhalif bir hlettir. Belki siyaseti dinsizliğe let edenler kısmı, kendilerine bir perde olarak bu ittihamı bizlere ediyorlar. Bununla beraber dine hizmet itibariyle taallk eden eski altmış senelik hayat-ı ilmiyem kat bir hüccet ve yakn bir delildir ki; bütün hayatımda temas ettiğim siyaseti ve dünyayı ve bütün içtima cereyanları, dine hizmetkr ve let ve tbi yapmak düsturiyle hareket etmişim. Mahkemelerde de hem dva, hem isbat etmişim ki, değil dini siyasete let yapmak, belki birtek hakikat-ı maniyeyi dünya saltanatına değiştirmediğimi kat delillerle isbat ettiğim halde, böyle yirmi vecihle hakikata muhalif ve divanecesine büyük makamınızı işgal eden bir kısım adliye memurları ve siyas adamlar bu acib hurafe gibi meseleyi hakikat zannedip yirmisekiz sene bana zulmettiklerinin hakik sebebini bugünlerde bildim. Sebebi bu ki: Bu enaniyetli zamandaki hizmet-i maniyede en büyük tehlikem ve mnev en büyük suçum ve cinayetim; bu zamanda hizmet-i Kurniyemi şahsıma it madd ve mnev terakkiyatıma ve kemltıma let yapmak imiş. Cenb-ı Hakka hadsiz şükrediyorum ki, bu uzun zamanlarda ihtiyarım hricinde hizmet-i maniyemi, değil madd ve manev terakkiyatıma ve kemltıma ve azaptan ve Cehennemden kurtulmama ve hatt sadet-i ebediyeme vesile yapmama, belki hiçbir maksada katiyyen let etmekliğime gayet kuvvetli, mnev bir mni görüyordum. Hayret, hayret içinde kalıyordum.
Devam edecek