Emirdağ Lahikası
Eklenme: 6/6/2012 12:00:00 AM

Acaba herkesin hoşlandığı mnevi makamatı ve uhrevi saadetleri aml-i sliha ile onları kazanmak ve müteveccih olmak, hem meşr hem hiçbir cihet-i zararı olmadığı halde ne için böyle ruhen menediliyorum. Rıza-yı İlhiden başka vazife-i fıtriye-i ilmiyenin sevkiyle yalnız ve yalnız imana hizmetin kendisi ayn-ı ücret bana gösterilmiş. çünkü, şimdi bu zamanda hiçbir şeye let ve tabi olmayan ve her gayenin fevkınde olan hakaik-ı maniyeyi fıtri ubdiyetle muhtaçlaar tesirli bir srette bildirmenin bu dehşetli zamanda çre-i yegnesi ve imanı kurtaracak ve kati kanaat verecek, bu tarzda, yni hiçbir şeye let olmayan bir ders-i Kurn lazımdır ki, küfr-ü mutlakı ve mütemerrid ve inatçı dalaleti kırsın ve herkese kanaat-ı katiyye verebilsin.

Böyle bir derse bu zamanda bu şerait dhilinde hiçbir şahsi ve uhrevi ve dünyevi, maddi ve manevi bir şeye alet edilmediğini bilmekle kati kanaat gelebilir. Yoksa, komitecilikten ve cemiyetçilikten tevellüd eden dehşetli dinsizlik şahsiyet-i maneviyesine karşı mukabil çıkan bir şahsın en büyük bir mertebe-i mneviyesi de bulunsa, yine vesveseleri bütün bütün izale edemez. çünkü, imana girmek isteyen muannidin nefsi ve enesi diyebilir ki; Bu kuds şahıs, dehasiyle ve hrika makamıyla bizi kandırdı. diye bir şüphesi kalır...

Cenb-ı Hakka şükür ki, yirmisekiz sene dini siyasete let ittihamı altında kader-i İlhi bu zulm-ü beşerde benim ruhumu ihtiyarım hricinde dini hiçbir şahsi şeyde let etmemek için beni, beşerin zalimane eliyle ayn-ı adlet olarak tokatlıyor, yani sakın sakın diye ikaz ediyor. İman hakikatını kendi şahsına alet yapma, t imana muhtaç olanlar anlasınlar ki; yalnız hakikat konuşuyor. Nefsin evhamları, şeytanın deiseseleri kalmasın, sussun.

Hakikaten Risale-i Nurun bahsettiği hakikatlerin aynı melinde milyonlar kitab o hakikatleri beliğane neşrettikleri halde ve binler hakiki alimler ders vermeleriyle bu memlekette dehşetli küfr-ü mutlakı tam durduramadıkları halde, Nurlar, mezkr sırra binaen bir cihette galebe ettiğini düşmanları dahi tasdik ederler. Evet, küfr-ü mutlaka karşı, bu ağır şerait içinde Nurlar bu işi görmüş, meydandadır. Demek Nurların kuvveti bu sırr-ı azimden ileri geliyor. Ben de bütün ruh-u canımla yirmisekiz sene bu işkenceli musibetlerime razı oldum. Hakkımı hell ettim. dil kadere de derim ki:Müstehak idim senin bu şefkatli tokatlarına... Yoksa gayet meşr, zararsız herkesin Lillh için takip ettikleri mübarek mesleğe girseydim, yni maddi ve mnevi hislerimi bütün feda etmese idim; hizmet-i imaniyede bu acib mnevi kuvveti kaybedecektim. İşte bu kuvvetin bir acib numunesi bazı zatların ki, ben onların ancak edna bir talebesi olabildiğim halde, onların hakaik-ı imaniyeye dair bir kitabını birisi okumuş, Risale-i Nurun da bir sahifesini okumuş. Risale-i Nurun bir sahifesiyle daha ziyade imanını kurtardığını ikrar etmiş.

Duanıza muhtaç kardeşiniz

Said Nurs

Üstadımız diyor ki;

Mahkemelerin tehirinde hayır var. Şimdiye kadar Nura ve Nurculara verilen zahmetler, rahmetlere dönmesi gösteriyor ki; bu tehirde de hayırlar var ki, birisi bu olmak ihtimali var.

Hriç lem-i İslmda Nurun ehemmiyetli tesire başlaması ve inkişaf ve intişarı ve buranın siyasileri Avrupaya bir rüşvet olarak bir derece Avrupalaşmak meylini göstermesi, hariçte zannedilmekle mahkemelerce Nurun serbestiyet-i tmmesi için karar vermek, hriç lem-i İslmda Nurların hakiki ihlsına böyle bir şüphe gelecekti ki; ya Nurcular riyakrlığa mecbur olmuşlar veyahut böyle medenileşmek fikrinde olanlara ilişmiyorlar, zaaf gösteriyorlar diye Nurun kıymetine büyük zarar olduğu için bu tehir o evhamları izale eder. Ve isbat ediyor ki: Otuz seneden beri İslmiyetin şiarına muhalif şeylere baş eğmiyorlar.

Devam edecek