Emirdağ Lahikası
Eklenme: 6/7/2012 12:00:00 AM

Üstadımız notalar hükmünde söyledi, biz de kaleme aldık.

Bu sene bu iki mahkemenin mahiyetini beyan etmek lzım geldi. Buradaki mahkeme ise:

Elli sene evvel Süfyan ve şapka hakkında bir hadse mna vermişim. Sonra mahkemeler bunu bir kumandana tecavüzdür diye medr-ı bahis ettiler. Afyon Mahkemesi benim cezamın şiddetine bir sebep; o tecavüzü, o mnayı göstermiş. Halbuki faraza yeni yazmışım ve o kumandan da sağdır farzedilsin. Dininde ve rejiminde mutaassıb İngilizin hükmü altında yüz milyon müslüman, yüz senede İngilizin hem rejimini hem dinini inkr etmişlerken kanunen adliyeleri onlara o ciheti medr-ı mesuliyet yapmadığı halde.. hem şimdi eski parti liderleri faraza o kumandanın üçte biri de olsalar (belki onun gibi birer kumandan idiler) benim o kumandana hads ile vurduğum tokatın yirmi mislini, şimdiki cerideler daha şiddetli olarak o liderlere o eski kumandanlara vurmaktadırlar. Medr-ı mesuliyet tutulmuyorlar, serbest oluyorlar. Halbuki elli sene evvel bir hdisin taşını atmışım. Yirmi sene sonra bir kumandan başını karşı tutmuş, başı kırılmış. Ölmüş gitmiş, alkası hükümetten ve dünyadan kesilmiş.Halbuki eski partinin liderleri mebus iken veya memur iken hükümetle alkaları olduğu halde onlara gelen tecavüz, Risale-i Nurun vurduğu tokatın on belki yüz derece ziyade iken serbest cerideler intişar ediyor.

Amma kitablar hakkında müsaderenin mahiyeti: Risale-i Nurun yüzotuzüç kitabından bir tek kitabın bir-iki sahifesi o tokatı bahsetmiş. Bunun dolayısıyla yüzotuz kitabı müsadere etmek; bir adamın hatasıyla yüzotuz adamı cezalandırmak gibi bir acib gaddarne zulüm olması ve şimdi kütüphanelerde, kitapçılarda ve ellerde gezen ve hususan vatan ve din aleyhinde dinsizlerin, mülhidlerin, zındıkların, komünistlerin kitapları hatt baştan aşağıya kadar İslmiyet aleyhindeki Doktor Duzinin kitabı bazı ellerde gezmesi gösteriyor ki: Risale-i Nura karşı müsadere, yerden göğe kadar haksız bir zulümdür, bir gadirdir.

çünkü Risale-i Nur, ekser lem-i İslmın mühim merkezlerinde bu yirmisekiz senede bu vatanda ulemaların elinde gezdiği halde; hiçbir lim, hiçbir feylesof itiraz etmemiş. Mahkemeler ve siyasiyyunlar yalnız bir tesettüre, diğeri de hirzamanda bir kumandan başına şapka koyacak ve cebren giydirecek gibi iki meseleye ilişmişler. Sonra da bu meseleler için dört-beş mahkeme o meseleler dahi dhil olduğu ve beraet verildiği halde; o bir-iki sahife için yirmi bin sahifeyi mesul ve mahkm etmek hükmünde Risale-i Nuru müsadere etmek aynı bu misale benziyor:

Bir adamın bir adama haksız değil belki haklı taarruzu yüzünden ki, başkaları da onu medr-ı mesuliyet görmediği ve beş mahkeme de cinayet saymadığı halde, o mevhum suç ile yirmi bin adamı suçlu yapmak gibi; yirmi bin Nur sahifelerini bir-iki sahife yüzünden müsadere ve dörtbuçuk sene Afyonda hapsetmek, o taarruzun yüz mislinden daha ziyade bir hatadır, bir cinayettir ve bu vatana da bir suikasttır.

Said Nurs

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelen: Cenb-ı Hakka yüzbin şükür ediyoruz ki, ellibeş sene bir gaye-i haylim ve hayatımın bir neticesi olan Medresetüz-Zehranın mnev hakikatını siz, Medresetüz-Zehra erknları tamamıyla gösteriyorsunuz.

Devam edecek