EMİRDAĞ LAHİKASI – I
Eklenme: 10/2/2023 12:00:00 AM

Mektup:18

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allahın adıyla.

Allahın selmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Hem mnev, hem madd bir kaç cihette sorulan bir suale mecburiyet tahtında bir cevaptır.

Sual: Neden, ne dahilde, ne hariçte bulunan cereyanlara ve bilhassa siyasetli cemaatlere hiçbir alka peyd etmiyorsun? Ve Risale-i Nur ve şakirtlerini mümkün olduğu kadar o cereyanlara temastan men ediyorsun? Halbuki, eğer temas etsen ve alkadar olsan, birden binler adam Risale-i Nur dairesine girip, parlak hakikatlerini neşredeceklerdi; hem bu kadar sebepsiz sıkıntılara hedef olmayacaktın.

Elcevap: Bu alkasızlık ve içtinabın en ehemmiyetli sebebi: Mesleğimizin esası olan ihls bizi men ediyor. çünkü, bu gaflet zamanında, hususan tarafgirne mefkreler sahibi, herşeyi kendi mesleğine let ederek, hatt dinini ve uhrev harektını da o dünyev mesleğe bir nevi let hükmüne getiriyor. Halbuki, hakaik-i imaniye ve hizmet-i nuriye-i kudsiye, kinatta hiçbirşeye let olamaz. Rıza-i İlhden başka bir gayesi olamaz. Halbuki şimdiki cereyanların tarafgirne çarpışmaları hengmında bu sırr-ı ihlsı muhafaza etmek, dinini dünyaya let etmemek müşkülleşmiş. En iyi çare, cereyanların kuvveti yerine, inayet ve tevfik-i İlhiyeye dayanmaktır.

İçtinabımızın çok sebeplerinden bir sebebi de, Risale-i Nurun dört esasından birisi olan şefkat etmek, zulüm ve zarar etmemektir. çünkü vel teziru vziratun vizra u?r (Enm Sresi, 6:164) yani, Birisinin hatsıyla, başkası veya akrabası hatakr olmaz, cezaya müstehak olmaz olan düstur-u irade-i İlhiyeye karşı, bu zamanda İnsan ise, şüphesiz ki, çok zlim ve çok nankördür. (İbrahim Sresi, 14:34) sırrıyla şedit bir zulümle mukabele eder. Tarafgirlik hissiyle, bir cninin hatsıyla, değil yalnız akrabasına, belki taraftarlarına dahi advet eder. Elinden gelse zulmeder. Elinde hüküm varsa, bir adamın hatasıyla bir köye bomba atar. Halbuki bir msumun hakkı, yüz cni için feda edilmez; onların yüzünden ona zulmedilmez. Şimdiki vaziyet, yüz msumu birkaç cni için zararlara sokar.

Mesela, hatlı bir adama müteallik, biçare ihtiyar valide ve pederi ve msum çoluk çocukları ezmek, perişan etmek, tarafgirne advet etmek, şefkatin esasına zıttır.

Müslümanlar içinde tarafgirne cereyanlar yüzünden, böyle msumlar zulümden kurtulamıyorlar. Hususan ihtille sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün zulmü dağıtır, genişletir. Cihad, din de olsa, kfirlerin çoluk çocuklarının vaziyetleri aynıdır. Ganimet olabilir; Müslümanlar, onları kendi malikiyetine dahil edebilir. Fakat İslm dairesinde birisi dinsiz olsa, çoluk çocuğuna hiçbir cihetle temellük edilmez, hukukuna müdahale edilmez. çünkü o msumlar, İslmiyet rabıtasıyla dinsiz pederine değil, belki İslmiyetle ve cemaat-i İslmiye ile bağlıdır. Fakat, kfirin çocukları, gerçi ehl-i necattırlar; fakat hukukta, hayatta pederlerine tbi ve alkadar olmasından, cihad harbinde o msumlar memlk ve esir olabilirler.

Umum kardeşlerime birer birer selm ve krı binler olan Leyle-i Miracınızı tebrik ederim. Merhum Hacı İbrahimin, Refet Bey gibi müteallikatlarına benim tarafımdan tziye edip deyiniz ki: O merhum, Risale-i Nur talebeleri dairesi içindedir; daima onlara olan dualara mazhardır. Biz de husus ona dua ederiz.

Said Nurs

Mektup:19

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Sual: Tevafukla bu keramet nasıl kat sabit oluyor? diye kardeşlerimizden birisinin sualine küçük cevaptır.

Elcevap: Birşeyde tevafuk olsa, küçük bir emre olur ki, onda bir kasıt var, bir irade var; rastgele bir tesadüf değil. Ve bilhassa tevafuk birkaç cihette olsa, o emre tam kuvvetleşir. Ve bilhassa, yüz ihtimal içinde iki şeye mahsus ve o iki şey birbiriyle tam münasebettar olsa, o tevafuktan gelen işaret sarih bir dellet hükmüne geçer ki, bir kast ve irade ile ve bir maksat için o tevafuk olmuş, tesadüfün ihtimali yok.

İşte, bu mesele-i Miraciye de aynen böyle oldu. Doksan dokuz gün içinde yalnız Leyle-i Regaip ve Leyle-i Miraca yağmur rahmetinin tevafuku ve o iki gece ve güne mahsus olması, daha evvel ve daha sonra olmaması ve ihtiyac-ı şedidin tam vaktine muvafakatı ve Miraciye Risalesinin burada çoklar tarafından şevkle kıraat ve kitabet ve neşrine rastgelmesi ve o iki mübarek gecenin birbiriyle bir kaç cihette tevafuk etmesi ve mevsimi olmadığı için acp gürültülerle, söylenmeyecek madd mnev zemin gürültüleriyle feryatlarına tehditkrne ve tesellidrne tevafuk etmesi ve ehl-i imanın meyusiyetinden teselli aramalarına ve dalletin savletinden gelen vesvese ve zaafiyetine karşı kuvve-i mneviyenin takviyesini istemelerine tam tevafuku, bu geceler gibi şeir-i İslmiyeye karşı hürmetsizlik edenlerin hatalarına bir tekdir olarak, Kinat bu gecelere hürmet eder, neden siz etmiyorsunuz? diye mnsında, kesretli rahmetle şeir-i İslmiyeye karşı, hatt semvt ve feza-yı lem hürmetlerini göstermekle tevafuk etmesi, zerre miktar insafı olan bilir ki, bu işte husus bir kast ve irade ve ehl-i imana husus bir inayet ve merhamettir; hiçbir cihetle tesadüf ihtimali olamaz.

Demek hakikat-ı Mirac, bir mucize-i Ahmediye (a.s.m.) ve keramet-i kübrsı olduğu ve Mirac merdiveniyle göklere çıkması ile zt-ı Ahmediyenin (a.s.m.) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi, bu seneki Mirac da zemine ve bu memleket ahalisine kinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir keramet gösterdi.