EMİRDAĞ LAHİKASI - I
Eklenme: 10/4/2023 12:00:00 AM

Mektup:21

Bir sule mecbur cevabın tetimmesidir.

HER TÜRLÜ NOKSAN SIFATLARDAN YÜCE OLAN ALLAHIN ADIYLA. ALLAHIN SELMI, RAHMETİ VE BEREKETİ ÜZERİNİZE OLSUN.

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bu yaz mevsimi, gaflet zamanı ve derd-i maişet meşgalesi hengmı ve şuhr-u selsenin çok sevaplı ibadet vakti ve zemin yüzündeki fırtınaların silhla değil, diplomatlıkla çarpışmaları zamanı olduğu cihetle, gayet kuvvetli bir metanet ve vazife-i nuriye-i kudsiyede bir sebat olmazsa, Risale-i Nurun hizmeti zararına bir atlet, bir fütur ve tevakkuf başlar.

Aziz kardeşlerim, siz kat biliniz ki, Risale-i Nur ve şakirtlerinin meşgul oldukları vazife, r-yi zemindeki bütün muazzam mesilden daha büyüktür. Onun için, dünyev merak ver meselelere bakıp, vazife-i bkiyenizde fütur getirmeyiniz. Meyvenin Dördüncü Meselesini çok defa okuyunuz; kuvve-i mneviyeniz kırılmasın.

Evet, ehl-i dünyanın bütün muazzam meseleleri, fni hayatta zlimne olan düstur-u cidal dairesinde, gaddarne, merhametsiz ve mukaddesat-ı diniyeyi dünyaya feda etmek cihetiyle, kader-i İlh, onların o cinayetleri içinde, onlara bir mnev cehennem veriyor. Risale-i Nur ve şakirtlerinin çalıştıkları ve vazifedar oldukları fni hayata bedel, bki hayata perde olan ölümü ve hayat-ı dünyeviyenin perestişkrlarına gayet dehşetli ecel celldının, hayat-ı ebediyeye birer perde ve ehl-i imanın saadet-i ebediyelerine birer vesile olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kat ispat etmektedir. Şimdiye kadar o hakikati göstermişiz.

Elhasıl: Ehl-i dallet, muvakkat hayata karşı mücadele ediyorlar. Bizler, ölüme karşı nur-u Kurn ile cidaldeyiz. Onların en büyük meselesimuvakkat olduğu içinbizim meselemizin en küçüğünebekaya baktığı içinmukabil gelmiyor. Madem onlar divanelikleriyle bizim muazzam meselelerimize tenezzül edip karışmıyorlar; biz, neden kuds vazifemizin zararına onların küçük meselelerini merakla takip ediyoruz?

Bu yet l yadurrukum men dalle ize-htedeytum ve usul-ü İslmiyetin ehemmiyetli bir düsturu olan Başkasının dalleti sizin hidayetinize zarar etmez; sizler, lüzumsuz onların dalletleriyle meşgul olmayasınız düsturun mnsı: Zarara kendi razı olanın lehinde bakılmaz. Ona şefkat edip acınmaz.

Madem bu yet ve bu düstur, bizi, zarara bilerek razı olanlara acımaktan men ediyor; biz de bütün kuvvetimiz ve merakımızla, vaktimizi kuds vazifeye hasretmeliyiz. Onun haricindekileri mlyani bilip, vaktimizi zayi etmemeliyiz. çünkü elimizde nur var, topuz yoktur. Biz tecavüz edemeyiz. Bize tecavüz edilse, nur gösteririz. Vaziyetimiz bir nevi nurn müdafaadır.

Bu tetimmenin yazılmasının sebeplerinden birisi:

Risale-i Nurun bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye, Boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münasebetiyle bir iki şey sordum. Baktım, alkadarne ve bilerek cevap verdi. Kalben, Yazık! dedim. Bu vazife-i nuriyede zararı olacak. Sonra şiddetle ikaz ettim.

Şeytandan ve siyasetten Allaha sığınırım bir düsturumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstur onlara merhamete liyakatini selb ediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.

Beşinci Şunın yine kısmen verdiği haberler tezahür ediyor.

Said Nurs