Bu vatana, millete ve ahlka çok zararlı olan dinsizlerin kitaplarının intişarına ve komünistlerin neşriyatlarına serbestiyet kanunu ile ilişilmediği halde, üç mahkeme medr-ı mesuliyet olacak, içinde hiçbir maddeyi bulmayan, millet ve vatanın hayat-ı içtimaiyesini ve ahlkını ve syişini temine yirmi seneden beri çalışan ve bu milletin hakik nokta-i istinadı olan lem-i İslmın uhuvvetini ve bu millete dostluğunu iade ve takviyesine tesirli bir surette çabalayan ve Diyanet Riyasetinin uleması tenkit niyetiyle, Dahiliye Vekilinin emriyle üç ay tetkikten sonra tenkit etmeyerek tam kıymetini takdir edip, kıymettar eser diye Diyanet kütüphanesine konulan Zülfikar ve As-yı Ms gibi Nur eczalarını evrak-ı muzırra gibi toplayıp mahkeme eline vermeye acaba hiçbir kanun, hiçbir vicdan, hiçbir insaf, müsaade eder mi?
Sekizincisi: Yirmi sene sıkıntılı ve sebepsiz bir nefiyden sonra serbestiyet verildiği vakit, binler akraba ve ahbabı bulunan doğduğu memleketine gitmeyerek gurbeti, kimsesizliği tercih edipt ki dünyaya ve hayat-ı içtimaiyeye ve siyasete temas etmesinve çok sevaplı olan camideki cemaatin hayrını bırakıp, odasında yalnız oturmasını tercih eden, yani halkın hürmetinden çekinmek gibi bir hlet-i ruhiyeyi taşıyan ve yirmi sene hayatının şehadetiyle, yüz binler kıymettar Türk zatların tasdikiyle, bir dindar müttak Türkü, lkayt çok Kürtlere tercih eden, hatt mahkemede Hafız Ali gibi kuvvetli imanı bulunan Türk kardeşlerini yüz Kürde değiştirmediğini ispat eden ve hürmet ve ihtiram görmemek için zaruret olmadan halklarla görüşmeyen ve camie gitmeyen ve kırk seneden beri bütün kuvvetiyle ve srıyla İslmiyetin uhuvvetine ve Müslümanların birbirine muhabbetine çalışan ve şedid düşmanına karşı menf hareket etmeyen ve hatt onunla meşgul olmayarak, bedduayı dahi etmeyen bir adam hakkında, resm lisanla ihanet için bir propaganda yapmak, dostlarını ürkütmek için O Kürttür, siz Türksünüz; o Şfidir, siz Hanefsiniz deyip halkları ürkütüp, ondan çekindirmeyi hangi maslahat, hangi kanun müsaade eder?
Dokuzuncusu: çok mühimdir, kuvvetlidir. Fakat siyasete temas ettiği için sükt ediyorum.
Onuncusu: Bu da hiçbir kanun müsaade etmediği ve hiçbir maslahat bulunmadığı halde sırf mnsız evhamdan ve bir habbeyi kubbeler yapmaktan ibaret hiçbir kanuna girmeyen bir taarruzdur. Buna da mesleğimizce bakamadığımız siyasete temas etmemek için sükt ederek böylece on vecihle kanunsuz muamelelere karşı yalnız Allah bize yeter; O ne güzel vekildir deriz.
Said Nurs
* * *
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvel: Nurun ehemmiyetli mecmualarını Mekke-i Mükerremeye götürüp gayet büyük bir Hindli lim Ahmed Ali Şimşirye teslim edip, hem Hintçe tercüme etmeye ve hem de Hinde de göndermeye teminat alan Nurun ehemmiyetli kahramanlarından kardeşimiz Hafız Mustafaya binler brekllah ve mşaallah ve esadekllah deriz. Medresetüz-Zehra, Mekke-i Mükerremedeki o büyük ztla muhabere etsin.
Saniyen: Bu defaki hadisede, bir habbeyi, evham yüzünden çok kubbeler yaptıklarını öğrendik. Bir emaresi de şudur:
Dahiliye Vekilinin emriyle gece içinde Afyon Vlisi, Emniyet Müdürüyle buraya gelip gecede menzilimi basmak istemişler. Müdde-i Umum muvafakat etmediğinden, sabaha kadar bekleyip, en ziyade aleyhimizde bulunan iki adamı tayin edip, kilidimi kırıp füceten baskın vermeleri; hem aynı gün HAŞİYE-1 faytonla çıktığım vakit, burada emsali vuku bulmayan bir şekilde beş tayyare pek aşağıda uçup benim faytonumu bildikleri için etrafımda iki üç defa dönmeleri, ikinci gün başka bir tarafa, çok görünmeyen gizli bir dere tarafına faytonla giderken, aşağıda uçan beş tayyarenin birşey arıyor gibi döndüklerini gördük, anladık ki, bizi arıyorlar. Yine aynen evvelki gün gibi, o beş tayyare etrafımızda, kasaba üstünde gezip, odamıza girdiğimiz zaman onların da gitmeleri kuvvetli bir emaredir ki, bir habbe yüz kubbe yapılmış. Burada böyle mnsız, evham yüzünden bana eziyet verilmesi ve Medresetüz-Zehranın kahramanlarına buraya nisbeten bu üç senede on dereceden yalnız bir derece eziyet verilmek cihetiyle, Isparta hükmetine ve adliyesine teşekkürümü ve minnettarlığımı ve onların verdiği eziyetleri de hell ettiğimi bildirirsiniz.
Said Nurs
* * *
Heyet-i Vekileye ve milletvekilleri riyasetine cüz, fakat ehemmiyetli bir maruzatımdır
Otuz seneden beri hayat-ı siyasiyeden çekildiğim halde, bu sırada bir defaya mahsus olarak, vatan ve mill ve syiş bir meseleyi beyan ediyorum. Şöyle ki:
çok emrelerle kat kanaatimiz geldi ki, anarşilik hesabına bana ve bu Emirdağı kasabasına ve dolayısıyla bu vatana bir suikast var ki, bir habbeyi kubbeler ve bir sinek kanadı kadar ehemmiyeti olmayan bir hadiseyi dağ gibi gösterip, süknete muhtaç olan bu vatanda beni bahane edip, anarşilik hesabına ve bir ecneb plnıyla bize, yani biçare vatandaşlarımızı idam-ı ebedden ve şübehat-ı uhreviyeden kurtarmaya çalışan Nur şakirtlerine, bütün bütün kanunsuz ve keyf hücum edildi. Pek zahir bir garaz ile, evham yüzünden, baruta ateş atmak gibi, bu vatana ve syişe beni bahane edip suikast edildi. Şöyle ki:
Üç mahkeme, yirmi senelik mektuplarımı ve kitaplarımı ve hallerimi inceden inceye tetkikten sonra bize ve kitaplarıma beraat verdiği halde; ve üç seneden beri telifatı terk ettiğim ve haftada ancak bir mektup yazabildiğim ve mecbur olmadan herbiri bir gün nöbetle zarur hizmetimi yapan üç-dört terzi çırağından başka kimseyi kabul etmediğim halde; ve serbestiyet verildiği ve memleketime gitmediğim halde, hiç ömrümde görmediğim bir tarzda ve resm bir surette beni hiddete getirip bir hadise çıkarmak için, tahkir ve ihanet kastıyla, kanunsuz ve garazla, beni taharri ile kapımın kilidini kırıp, Kurnımı ve Arab levhalarımı evrak-ı muzırra gibi alıp götürmekle beraber, adliyenin mühim bir memuru, resmen buradaki memurlara mirne demiş ki: Saidi iki jandarma ile teşhir suretinde çıkarıp, zorla başına şapka giydirip öylece ifadeye getirmeliydiniz. Hem ona yanaşanları tutunuz diye, ehemmiyetli bir mecliste ve ayn-ı hakikat olan ifademi okudukları vakit söylemiş. Bunda şek ve şüphe kalmadı ki, beni tahkir ve ihanet edip, hiddete getirip, syişi bozmak garazı tkip ediliyor.
Devam edecek