Eskişehir hayatı Devamıdır-10
Eklenme: 8/23/2024 12:00:00 AM

Evet, Onuncu Söz, haşir gibi bir rükn-ü azm, imanın etrafında çelikten bir sur oldu ve ehl-i dalleti susturdu. Elbette hükmet-i Cumhuriye bundan memnun oldu ki, Meclisteki mebusanın ve valilerin ve büyük memurların ellerinde kemal-i serbest ile gezdi

Avrupa medeniyet ve felsefesi namına ve belki İngilizlerin ifsad-ı siyaseti hesabına tesettür yetine ettikleri itiraza karşı, gayet kuvvetli ve müskit bir cevab-ı ilmdir. Böyle bir cevab-ı ilm, değil bundan on beş sene evvel, her zaman takdirle karşılanır. Bu hürriyet-i ilmiyeyi, elbette hürriyetperver bir hükmet-i Cumhuriye tahdit etmez

Ey heyet-i hkime! Risale-i Nurun hedefi dünya olsaydı veya bir maksad-ı dünyev, içinde niyet edilseydi yüz yirmi risale içinde, nazarınızda on binler medar-ı tenkit noktalar bulunacaktı. Böyle yüz yirmi bin tatlı meyveler içinde, sizce sulfato gibi acı gelmiş yalnız on beş meyveler bulunmasıyla o mübarek bahçeyi yasak etmek ve bahçe sahibini mesul etmek caiz olabilir mi? Adaletperver olan vicdanınıza havale ediyorum. Ben son müdafaatımda beyan etmişim ki otuz senedir, Avrupa feylesoflarına ve Avrupa feylesofları hesabına dahilde, ecneb dolapları hesabına çalışan mülhidlere karşı muaraza ederek cevap vermişim ve veriyorum. Muhatabım, ekseriya nefsimden sonra onlar olduğunu, risalelerimi takip eden anlar. Şimdi ben sizlerden soruyorum: Böyle Avrupa feylesoflarının başına ve ecneb entrikaları hesabına çalışan dinsiz herbir mülhidin yüzüne indirdiğim kuvvetli ilm bir tokat, hangi suretle hükmet hesabına geçiyor? Böylelere ait olan tokadı hükmet hesabına almak bizim havsalamız almıyor ve ihtimal de vermiyoruz. Hükmet namına ve kanun hesabına bu haklı ilm tokatları medar-ı mesul tutmak değil; belki hükmet-i Cumhuriyenin hürriyetperverliği, bu tokatları alkışlar.

* * *

İtizar

(Üç gün müddetle tebliğ edilen iddianameye karşı itirazname yazmak.)

Birinci gün geç geldiği için, akşama kadar ancak okundu. İkinci gün, kısm-ı zamı tercüme edildi. Ancak beş altı saat fırsat bulup, acele bu uzun itiraznameyi yazdım. Evvelki müdafaatımda dediğim gibi, kanunları, hususan şimdiki resm işleri bilmediğimden; çoktan beri ihtiltdan memnu olduğumdan ve dört-beş saatte yazılan uzun itirazname, elbette çok müşevveş ve noksan olacaktır. Nazar-ı müsamaha ile bakmanızı temenni ederim.

* * *

Ceza Hkimine Son Müdafaa

Altmış küsur sahifeden ibaret olan ithamkrane kararnamedekion iki sahifelikşahsıma ait kısmına karşı müdafaamdır:

Kararnamede aleyhimizde zikredilen maddelere karşı, mahkemenin zaptına geçen müdafaatımda kat cevapları vardır. Bu kararname namındaki asılsız ve vehimli ithamnameye karşı, on dokuz sahifeden ibaret itiraznamemi ve yirmi dokuz sahifeden ibaret son müdafaatımı ibraz ediyorum. Bu iki müdafaa, sorgu hakimlerinin kararnamelerinin bütün muaheze noktalarını ve esas ithamlarını kat bir surette red ile çürütüyor, asılsız olduğunu gösteriyor. Yalnız burada, bu kararnamenin istinad ettiği ve itham edenlerin nereden aldandıklarını, bu asılsız muahezeyi nereden iktibas ettiklerini gösterir Beş Umde olarak söyleyeceğim.

Birincisi: Risale-i Nurun, yüz yirmi parçasından iki, üç, dört parçasında on beş fıkrayı bahane tutup, beni ve Risale-i Nuru hükmetin prensiplerine muhalif ve rejimine karşı muarız ve emniyet-i dahiliyeyi ihlle teşebbüs ithamıyla gayet asılsız bir dvya elcevap:

Ben de derim: Acaba umum Avrupanın mal-ı müştereki olan medeniyet ve yalnız bu zamanı ilcaatına binaen hükmet-i Cumhuriyenin o medeniyetin bir kısım kanunlarını kabul etmesiyle, o medeniyetin menfaatli değil, belki kusurlu kısmına, hakaik-i Kurniye hesabına olan müdafaat-ı ilmiyeme hangi suretle hükmetin prensibine ve hükmetin rejimine muhalif ve hükmetin inkılbı aleyhine hareket namı veriliyor? Acaba bu hükmet-i Cumhuriye, Avrupa medeniyetinin kusurlu kısmının dv vekilliğine tenezzül eder mi? O kusurlu medeniyetin İslmiyete muhalif kanunları, eski zamandan beri hükmetin hedefi midir? Hükmete muarız vaziyet almak nerede, bu bir kısım kusurlu medeniyet kanunlarına karşı hakaik-i Kurniyeyi ilm bir surette müdafaa etmek nerede? Kurn-ı Hakmin yt-ı katiyesiyle, bin üç yüz seneden beri, milyonlar tefsirlerinde ve halen kütüphanelerde dolu olan tefsirlerde, ilhir gibi yetlerin hakaik-i kudsiyelerini Avrupa feylesoflarının itiraz ve tecavüzatına karşı otuz seneden beri yazdığım müdafaat-ı ilmiyemi Hükmetin inkılbına, prensibine ve rejimine muhalif kastı var diye beni itham etmek, öyle bir zahir garaz ve öyle bir esassız vehimdir ki, buradaki mahkeme-i dileye taallk etmeseydi, müdafaa ve cevap vermeyi lyık görmezdim.

Hem acaba, eskiden beri bu vatan ve millete zarar niyetiyle, Avrupanın dinsiz komiteleri hesabına ve Rum, Ermeniler cemiyeti vasıtasıyla dinsizlik ve ihtilf ve fesat tohumlarını saçan mülhidlere karşı müdafaat-ı ilmiyem, hangi suretle hükmet aleyhine alınıyor? Ve hangi sebeple hükmete bir taarrruz mnsı veriliyor? Hangi insafla böyle dinsizliği hükmete maledip ittiham ediliyor? Hükmet-i Cumhuriyenin kuvvetli esasları böyle dinsizlerin aleyhinde olduğu halde, dinsizliği hükmetin bazı prensiplerine mal edip, benim, vatan ve millet ve hükmet hesabına öyle müfsidlere karşı yirmi seneden beri galibane müdafaat-ı ilmiyeme dini siyasete let ve hükmet aleyhine teşvik mnsını vermek, hangi insaf kabul eder ve hangi vicdan razı olur?

Evet, değil bu mahkemeye, belki bütün dünyaya iln ediyorum: Ben, hakaik-i kudsiye-i imaniyeyi, Avrupa feylesoflarına ve bilhassa dinsiz feylesoflara ve bilhassa siyaseti dinsizliğe let edenlere ve syişi mnen ihll edenlere karşı müdafaa etmişim ve ediyorum.

Devam edecek