Kastamonu hayatı Devamıdır-23
Eklenme: 10/4/2024 12:00:00 AM

Dördüncü Nokta: Kurn öyle hakikatli bir halvet göstermiş ki, en tatlı bir şeyden dahi usandıran çok tekrar, Kurnı tilvet edenler için değil usandırmak, belki kalbi çürümemiş ve zevki bozulmamış adamlara tekrar-ı tilveti halvetini ziyadeleştirdiği, eski zamandan beri herkesçe müsellem olup darb-ı mesel hükmüne geçmiş.

Hem öyle bir tazelik ve gençlik ve şebbet ve garabet göstermiş ki, on dört asır yaşadığı ve herkesin eline kolayca girdiği halde, şimdi nazil olmuş gibi tazeliğini muhafaza ediyor. Her asır, kendine hitap ediyor gibi bir gençlikte görmüş. Her taife-i ilmiye, ondan her vakit istifade etmek için kesretle ve mebzuliyetle yanlarında bulundurdukları ve üslb-u ifadesine ittiba ve iktida ettikleri halde, o, üslbundaki ve tarz-ı beyanındaki garabetini aynen muhafaza ediyor.

Beşincisi: Kurnın bir cenahı mazide, bir cenahı müstakbelde, kökü ve bir kanadı eski peygamberlerin ittifaklı hakikatleri olduğu ve bu onları tasdik ve teyid ettiği ve onlar dahi tevafukun lisan-ı haliyle bunu tasdik ettikleri gibi; öyle de, evliya ve asfiya gibi ondan hayat alan semereleri ve hayattar tekemmülleriyle şecere-i mübarekelerinin hayattar, feyizdar ve hakikatmedar olduğuna dellet eden ve ikinci kanadının himayesi altında yetişen ve yaşayan velyetin bütün hak tarkatleri ve İslmiyetin bütün hakikatli ilimleri, Kurnın ayn-ı hak ve mecma-i hakaik ve cmiiyette misilsiz bir harika olduğuna şehadet eder.

Altıncısı: Kurnın altı ciheti nurandir, sıdk ve hakkaniyetini gösterir,

Evet, altında hüccet ve burhan direkleri, üstünde sikke-i icaz lemaları, önünde ve hedefinde saadet-i dreyn hediyeleri, arkasında nokta-i istinadı vahy-i semv hakikatleri, sağında hadsiz ukul-ü müstakmenin delillerle tasdikleri, solunda selim kalblerin ve temiz vicdanların cidd itminanları ve samim incizapları ve teslimleri, Kurnın fevkalde hrika, metin ve hücum edilmez bir kala-i semaviye-i arziyes olduğunu ispat ettikleri gibi altı makamdan dahi, onun ayn-ı hak ve sadık olduğuna ve beşerin kelmı olmadığına, hem yanlış olmadığına imza eden, başta, bu kinatta daima güzelliği izhar, iyiliği ve doğruluğu himaye ve sahtekrları ve müfterileri imha ve izale etmek detini bir düstur-u faaliyet ittihaz eden bu kinatın Mutasarrıfı, o Kurna, lemde en makbul, en yüksek, en hkimne bir makam-ı hürmet ve bir mertebe-i muvaffakiyet vermesiyle onu tasdik ve imza ettiği gibi; İslmiyetin menbaı ve Kurnın tercümanı olan ztın (aleyhissaltü vesselm) herkesten ziyade ona itikad ve ihtiramı ve nüzlü zamanında uyku gibi bir vaziyet-i nimanede bulunması ve sir kelmları ona yetişememesi ve bir derece benzememesi ve ümmiyetiyle beraber gitmiş ve gelecek hakik hdist-ı kevniyeyi gaybiyne, Kurn ile tereddütsüz ve itminan ile beyan etmesi ve çok dikkatli gözlerin nazarı altında, hiçbir hile, hiçbir yanlış vaziyeti görülmeyen o tercümanın bütün kuvvetiyle, Kurnın herbir hükmüne iman edip tasdik etmesi ve hiçbir şey onu sarsmaması; Kurn semv, hakkaniyetli ve kendi Hlık-ı Rahminin mübarek kelmı olduğunu imza ediyor.

Hem nev-i insanın humsu, belki kısm-ı zamı, göz önündeki o Kurna müncezibne ve dindarne irtibatı ve hakikatperestne ve müştakane kulak vermesi ve çok emarelerin ve vakıaların ve keşfiyatın şehadetiyle, cin ve melek ve ruhanlerin dahi tilveti vaktinde pervane gibi hakperestne etrafında toplanması, Kurnın kinatça makbuliyetine ve en yüksek bir makamda bulunduğuna bir imzadır.

Hem, nev-i beşerin umum tabakaları, en gab ve miden tut, t en zeki ve lime kadar herbirisi Kurnın dersinden tam hisse almaları ve en derin hakikatleri fehmetmeleri ve yüzlerle fen ve ulm-u İslmiyenin ve bilhassa Şeriat-ı Kübrnın büyük müçtehidleri ve usulüddin ve ilm-i kelmın dhi muhakkikleri gibi her taife, kendi ilimlerine ait bütün hctını ve cevaplarını Kurndan istihraç etmeleri, Kurn menba-ı hak ve maden-i hakikat olduğuna bir imzadır.

Hem edebiyatça en ileri bulunan Arap edipleri (İslmiyete girmeyenler) şimdiye kadar muarazaya pek çok muhtaç oldukları halde, Kurnın iczından yedi büyük vechi varken, yalnız birtek vechi olan belğatinin, tek bir srenin mislini getirmekten istinkfları; ve şimdiye kadar gelen ve muaraza ile şöhret kazanmak isteyen meşhur belğlerin ve dhi limlerin, onun hiçbir vech-i iczına karşı çıkamamaları ve cizne sükt etmeleri, Kurn mucize ve tkat-i beşerin fevkinde olduğuna bir imzadır.

Evet, bir kelm, Kimden gelmiş ve kime gelmiş ve ne için? denilmesiyle kıymeti ve ulviyeti ve belğati tezahür etmesi noktasından, Kurnın misli olamaz ve ona yetişilemez. çünkü, Kurn, bütün lemlerin Rabbi ve Hlıkının hitabı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklidi ve tasannuu ihsas edecek bir emare bulunmayan bir muklemesi; ve bütün insanların, belki bütün mahlkatın namına mebus ve nev-i beşerin en meşhur ve namdar muhatabı bulunan ve o muhatabın kuvvet ve vüsat-i imanı koca İslmiyeti tereşşuh edip sahibini Kab-ı Kavseyn makamına çıkararak muhatab-ı Samedniyeye mazhariyetle nüzul eden; ve saadet-i dreyne dair ve hilkat-i kinatın neticelerine ve ondaki Rabbn maksatlara ait mesili ve o muhatabın bütün hakaik-i İslmiyeyi taşıyan en yüksek ve en geniş olan imanını beyan ve izah eden; ve koca kinatın bir harita, bir saat, bir hane gibi her tarafını gösterip, çevirip, onları yapan Sanatkrı tavrıyla ifade ve talim eden Kurn-ı Mucizül Beyanın elbette mislini getirmek mümkün değildir ve derece-i iczına yetişilmez.

Hem, Kurnı tefsir eden ve bir kısmı otuz-kırk, hatt yetmiş cilt olarak birer tefsir yazan yüksek zeklı müdakkik binlerle mütefennin ulemanın senetleri ve delilleriyle beyan ettikleri Kurndaki hadsiz meziyetleri ve nükteleri ve hsiyetleri ve sırları ve li mnaları ve umr-u gaybiyenin her nevinden kesretli, gayb ihbarları izhar ve ispat etmeleri; ve bilhassa Risale-i Nurun yüz otuz kitabının herbiri, Kurnın bir meziyetini, bir nüktesini kat burhanlarla ispat etmesi; ve bilhassa Mucizat-ı Kurniye Risalesi şimendifer ve tayyare gibi medeniyetin harikalarından çok şeyleri Kurndan istihraç eden Yirminci Sözün İkinci Makamı; ve Risale-i Nura ve elektriğe işaret eden yetlerin işrtını bildiren İşart-ı Kurniye namındaki Birinci Şu ve huruf-u Kurniye ne kadar muntazam, esrarlı ve mnlı olduğunu gösteren Rumuzt-ı Semaniye nmındaki sekiz küçük risaleler; ve Sre-i Fethin hirki yeti beş vech ile ihbar-ı gayb cihetinde mucizeliğini ispat eden küçük bir risale gibi Risale-i Nurun herbir cüzü, Kurnın bir hakikatini, bir nurunu izhar etmesi, Kurnın misli olmadığına ve mucize ve harika olduğuna ve bu lem-i şehadette lem-i gaybın lisanı ve bir Allmül-Guybun kelmı bulunduğuna bir imzadır.

Devam edecek