Ey Rabbul-Enbiy ves-Sıddıkn,
Bütün onlar Senin mülkünde, Senin emrin ve kudretinle, Senin irade ve tedbirin ile, Senin ilmin ve hikmetinle musahhar ve muvazzaftırlar. Takdis, tekbir, tahmid, tehlil ile küre-i arzı bir zikirhne-i zam, bu kinatı bir mescid-i ekber hükmünde göstermişler.
Y Rabb ve y Rabbes-Semvti vel-Aradn, y Halık ve y Halık-ı Küll-i Şey,
Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemiltıyla ve bütün mahlukatı bütün keyfiyatıyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve hikmetinin ve hkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle ve matlubumu bana musahhar kıl. Kurna ve imana hizmet için, insanların kalblerini Risale-i Nura musahhar yap. Ve bana ve ihvanıma iman-ı kmil ve hüsn-ü htime ver. Hazret-i Ms aleyhisselma denizi ve Hazret-i İbrahim aleyhisselma ateşi ve Hazret-i Davud aleyhisselma dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman aleyhisselma cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed aleyhissaltü vesselma şems ve kameri teshir ettiğin gibi, Risale-i Nura kalbleri ve akılları musahhar kıl. Ve beni ve Risale-i Nur Talebelerini nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve Cehennem ateşinden muhafaza eyle ve Cennetül-Firdevste mesut kıl! min, min, min.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alm-i Hakmsin. Bakara Sresi, 2:32.
Duları ise şu sözlerle sona erer: Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, lemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur. Ynus Sresi, 10:10.
Kurndan ve münct-ı Nebeviye olan Cevşenül-Kebrden aldığım bu dersimi, bir ibadet-i tefekküriye olarak Rabb-ı Rahmimin derghına arz etmekte kusur etmişsem, kusurumun affı için Kurnı ve Cevşenül-Kebri şefaatçi ederek rahmetinden affımı niyaz ediyorum.
Said Nurs
* * *
Beşinci Kısım
Denizli hayatı
Risale-i Nurun neşriyat ve fütuhat dairesi gittikçe genişliyor. İştiyakla Nurları okuyanlar, günden güne ziyadeleşiyor. Risale-i Nurdaki harika kuvvet ve tesiratın neticesini müşahede eden gizli İslmiyet düşmanları yine bir entrika çevirip Risale-i Nura ve müellifi Bediüzzamana suikastle, Bediüzzaman gizli cemiyet kuruyor, halkı hükmet aleyhine çeviriyor, inkılpları kökünden yıkıyor, Mustafa Kemale deccal, süfyan, din yıkıcısı diyor, bunu hadislerle ispat ediyor gibi bir sürü bahaneler ve plnlarla itham edilerek Kastamonudan Denizli Ağır Ceza Mahkemesine, yüz yirmi altı talebesiyle beraber 1943 senesinde sevk ediliyor.
Sonra, Risale-i Nur Külliyatında siyas bir mevzu olup olmadığını tetkik için birkaç memurdan müteşekkil bir ehl-i vukuf teşkil edilerek, müsadere edilen Nur Risaleleri ve mektuplar tetkike başlanınca, Bediüzzaman, Bu vukufsuz ehl-i vukuf, Risale-i Nuru tetkik edemez. Ankarada yüksek, ilm bir ehl-i vukuf teşkil ettirilsin. Avrupadan feylesoflar getirilsin. Eğer onlar bir suç bulurlarsa, en ağır cezaya razıyım der. Bunun üzerine Risale-i Nur Külliyatı ve bütün mektuplar, Ankarada profesörler ve yüksek limlerden mürekkep bir ehl-i vukufa satır satır tetkik ettirilir. Ehl-i vukuf tarafından, Bediüzzamanın siyas bir faaliyeti yoktur. Onun mesleğinde cemiyetçilik ve tarikatçılık mevcut değildir. Eserleri ilm ve imandir, Kurnın bir tefsiridir diye rapor veriliyor. Mahkemeye verilişindeki ithamlar, delilsiz ve ispatsız olduğu için, birtakım uydurma bahane ve tertiplerden ibaret olduğu anlaşılıyor. Neticede, Bediüzzaman büyük bir müdafaa yapıyor. Nihayet, mahkeme ittifakla 16.6.944 tarih ve 199/136 sayılı beraat kararını veriyor. Yüz otuz parça Risale-i Nur Külliyatının hepsine serbestiyet verip, sahiplerine tamamen iade ediyor. Beraat kararını, Temyiz Birinci Ceza Dairesi, 30.12.1944 tarihli ilmla, ittifakla tasdik edip, Risale-i Nur dvsının hakkaniyeti kaziye-i muhkeme halini alıyor.
Bediüzzaman Said Nurs ve talebelerinden bir kısmı, hapiste dokuz ay kaldıktan sonra beraat kararı üzerine tahliye ediliyor. Fakat Said Nurs Hazretlerini hapishanede zehirliyorlar; ölüm tehlikesi geçiriyor. Cenab-ı Hakkın inayetiyle kurtuluyorsa da, tarihte hiçbir kimseye yapılmayan zulüm, işkence ve ihanetlere mruz bırakılıyor. Bediüzzaman, gizli dinsiz münafıkların tahriktıyla girdiği bütün mahkemelerde olduğu gibi, bu idam plnıyla verildiği mahkemede de hak ve hakikati, pervasızca ve ölümü hiçe sayarak haykırıyor.
Üstad Bediüzzaman, Denizli hapsinde Meyve Risalesini telif etmiştir. Bu risale, bilhare As-yı Musa mecmuasının başında neşredilmiştir. Meyve Risalesini, iki Cuma gününde telif etmiştir. Hapishanede bulunan bütün Nur Talebeleri ve diğer mahpuslar, Meyve Risalesini yazmışlar, o risalenin hakikatleriyle iştigal etmişlerdir. Hapishaneye kğıt sokulmuyordu. O eser, gizlice yazılmıştır. Hatt kibrit kutusuna yazmışlar ve bu gibi şartlar altında çalışmışlardır
Devam edecek