MEKTUP 125
Eklenme: 5/8/2024 12:00:00 AM

Üstadımız Said Nurs diyor ki:

Madem Isparta benim hakik bir memleketimdir. Ben ruh u canımla bu hakik memleketime ve insanlarına hayır kazandırmak istiyorum. Şimdi çok mühim olan hayır da şudur:

Afyon, nasıl ki bütün Risale-i Nur Külliyatını iade etmekle lem-i İslm ve hatt lem-i insaniyette çok büyük bir hayra vesile oldu ve sekiz seneden beri olan hatyı hiçe indirip affettirdi. Bu mübarek Isparta dahi, lem-i İslm nazarında Mısır Camiül-Ezheri ve eski Şam-ı Şerif mübarekiyetine mazhar olduğundan, elbette Risale-i Nuru sahiplerine iade etmekle hasıl olacak çok büyük şeref noktasında Afyondan geri kalmayacak. Belki yirmi derece ileri gidecek. Ispartanın dil adliyesi, vatanperver Demokratı ve dindar halkı bu hayr-ı azmi memleketlerine kazandırmak ve Afyonun mazhar olduğu şereften yüz derece ziyade bir şerefi kendilerine temin etmek için, bu mübarek Ispartanın mahsulü olan Nur Risalelerinin iadesine çalışsınlar. Nasıl ki, Ispartanın bir mebusu olan Tahsin Tola, Ankara ve Afyonun Risale-i Nur iadesinde yüz adam kadar fide verip bu hayr-ı azmin yarısını Ispartalılara kazandırdı.

Hizmetinde bulunan

Nur talebeleri

- 126 -

Üstadımız izzet-i ilmiyeyi muhafaza için eski zamandan beri en büyük reislere tezellül etmedi. Hem halkların hediyesini kabul etmiyordu. Şimdi ise Üstadımız hem zaif olduğu halde, ehl-i ilme bir mahzuru olmayan hediyeyi ise hastalıkla alamıyor. Hatt biz hizmetkrlarından dahi en küçük birşeyi mukabelesiz yiyemiyor. Yese hasta oluyor. Bu hleti, hiçbir şeye let olmayan Risale-i Nurdaki zam ihlsın muhafazası için, bir hastalık suretini aldı ve hastalıkla bu kaidesini bozmaktan men ediliyor itikadındayız. Hatt Risale-i Nurun her tarafta neşir ve intişarının büyük bir bayramı münasebetiyle ehl-i ilme lzım olan musafaha ve sohbet etmekten ve bu mübarek bayramda da en has talebeleri ve kardeşleriyle musafaha ve sohbetten ve ona bakmaktan da şiddetle sıkılıp zam ihlsın muhafazası için bir hastalık hleti alarak men edildiği ona ihtar edildi. Hatt bizler gördük ki, bu mübarek bayramda şiddetli hastalığı için talebelerine dedi: Benim kabrimi gayet gizli bir yerde, bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lzım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. çünkü, dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor.

Biz de Üstadımızdan sorduk:

Kabri ziyarete gelenler Fatiha okur, hayır kazanır. Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men ediyorsunuz?

Cevaben Üstadımız dedi ki:

Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki firavunların dünyev şan ve şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazar-ı beşeri kendilerine çevirmeleri gibi, enaniyet ve benlik, verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları, mn-yı harfden mn-yı ismiyle tamamen kendilerine çevirtmeleri ve uhrev istikbalden ziyade dünyev istikbali hayal edinmiş olmaları ile, eski zamandaki lillh için ziyarete mukabil, ehl-i dünya kısmen bu hakikate muhalif olarak mevtanın dünyev şan ve şerefine ziyade ehemmiyet verir. Öyle ziyaret ediyorlar. Ben de Risale-i Nurdaki zam ihlsı kırmamak için ve o ihlsın sırrıyla, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum. Hem şarkta, hem garpta, hem kim olursa olsun, okudukları Fatihalar o ruha gider.

Dünyada beni sohbetten men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu suretle, beni sevap cihetiyle değil, dünya cihetiyle men etmeye mecbur edecek dedi.

Hizmetinde bulunan talebeleri

- 127 -

Üstadımızın Afyon Mahkeme heyetine gönderdiği yazının suretidir.

Bugün sizi tebrik ve size teşekkür için Afyona geldim. çoktan beri kitaplarımızın zayi olmaması için ziyade muhafaza ettiğinize teşekkür ederim. Ve şimdi Ankaraya göndereceğinizden sizi tebrik ederim. On sene evvel husus olarak birisinin birisine yazdığı ve bazan da benim namımla yazılıp imzam bulunmayan ve neşrolmayan husus mektuplar evvelce mahkemenizce tetkik edilip medr-ı mesuliyet birşey bulunmadığından nazar-ı itibara alınmadı. Hem mürur-u zamana uğramış ve neşredilmemiş ve af kanunları görmüş, malmatım olmamış ve Risale-i Nur kitaplarıyla alkası olmayan mektupları yeniden nazar-ı dikkate almak, hem ehl-i adaleti, hem ehl-i vukufu lüzumsuz meşgul edeceğinden böyle işgal etmemesi ve işimizin tehire uğramaması için mezkr husus mektuplarım o mübarek kitaplara takılmaması adaletinizden temenni ediyoruz.

Bu mübarek adliye iki defa o kitapların beraatle iadesine karar verdiği halde, bazı esbaba binaen mahpus kalmış. Aynı kitapları bazan tamamını, bazan ele geçirilen kısmını beş mahkemenin iade ettiklerini ve beş emniyet dairesi de sahiplerine teslim ettiklerini size haber veriyoruz. İnşaallah adaletiniz ve hüsn-ü niyetiniz bu defa da iadesine vesile olacak.

Hasta

Said Nurs