Sayın Adnan Menderes,

Otuz beş seneden beri siyaseti terk eden Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, şimdi Kurn ve İslmiyet ve vatan hesabına, bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle Demokrat Partinin iktidarda kalmasını muhafazaya çalıştığına, biz Demokrat Parti mensupları ve Nur talebeleri kat kanaatimiz gelmiştir.

Üstadımızdan, niçin Demokrat Partiyi muhafazaya çalıştığını sorduk.

Cevaben: Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek. Halbuki, Halk Partisi İttihatçıların bozuk kısmının cinayetleri ve hem Cumhuriyetin birinci reisinin Sevr Muahedesiyle ve çok siyas desiselerin icbariyle on beş senede yaptığı icraatının kısm-ı zamı tamamıyla eski partiye yüklendiği için, bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi katiyen iktidara getirmeyecek.

çünkü Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hkim olacaktır. Halbuki, bir Müslüman katiyen komünist olamaz, anarşist olur. Bir Müslüman hiçbir zaman ecneblerle mukayese edilemez. İşte bunun için, hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için, Demokrat Partiyi, Kurn ve vatan ve İslmiyet namına muhafazaya çalışıyorum dedi.

Milletçilere gelince: Eğer bu partide sırf İslmiyet esas olsa, Demokrat Partiye yardım ettiği gibi, muhalif ve muarız olmayarak, iktidara gelmesine çalışmaz. Eğer bu partide, ırkçılık ve Türkçülük fikri esas ise, birden hakik Türk olmayan bu vatandaki ekseriyetin ancak onda üçü Türktür, kalan kısmı da başka milletlerle karışmıştır. O zaman, Hürriyetin başında olduğu gibi, bu asil ve msum Türk milleti aleyhine bir milliyetçilik tarafgirliği meydana gelecek. O vakit hakik Türkleri, ecnebler boyunduruğu altına girmeye mecbur edecek. Veya Türkleşmiş sair unsurdan olan ve bu vatanda mevcut ırkçılık ve unsurculuk damarıyla bir ecnebye istinad ile masum Türk milletini tahakkümleri altına alacaklar. Bu durum ise, dehşetli, tehlikeli olduğundan, Kurn ve vatan ve millet hesabına, dindar ve dine hürmetkr Demokrat Partinin iktidarda kalmasını temin etmeleri için ders veriyorum dedi.

Sayın Adnan Menderes,

Bütün gayesi vatan ve milletin selmeti uğruna çalışan ve ders veren Üstadımız Bediüzzaman gibi mübarek ve muhterem bir ztın Demokrat Partiye yaptığı yardımı kıskanan Halk Partisi ve Millet Partisielemanları, iktidar partisi yapıyormuşçasına çeşit çeşit bahane ve eziyet yaparak Üstadımızı Demokrat Partiden soğutmak için var kuvvetleriyle çalıştıklarına kat kanaatimiz gelmiş.

Sizin gibi Dnin icaplarını yerine getireceğiz; din bu memleket için hiçbir tehlike teşkil etmez diyen bir Başvekilden vatan, millet, İslmiyet adına, partimize madd ve mnev büyük yardımları dokunan bu mübarek Üstadımızın kitaplarının ve kendisinin tamamen serbest bırakılarak bir daha rahatsız edilmemesinin teminini saygı ve hürmetlerimizle rica ediyoruz.

Demokratlar zalarından Nur talebeleri

Mustafa, Nuri, Nuri, Hamza, Süleyman,

Hasan, Seyda, Receb, İbrahim, Faruk,

Muzaffer, Tahir, Sadık, Mehmed.

Mektup: 129

Demokratlara büyük bir hakikatı ihtar

Şimdi Kurn, İslmiyet ve bu vatan zararına üç cereyan var:

Birincisi: Komünist, dinsizlik cereyanı. Bu cereyan, yüzde otuz, kırk adama zarar verebilir.

İkincisi: Eskiden beri müstemlektların Türklerle alkalarını kesmek için, Türkiye diresinde dinsizliği neşretmek için, ifsad komitesi namında bir komite. Bu da yüzde on, yirmi adamı bozabilir.

Üçüncüsü: Garplılaşmak ve Hıristiyanlara benzemek ve bir nevi Purutluk mezhebini İslmlar içinde yerleştirmeye çalışan ve dinde hissesi olmayan bir kısım siyasler heyetidir. Bu cereyan yüzde, belki binde birisini Kurn ve İslmiyet aleyhine çevirebilir.

Biz Kurn hizmetkrları ve Nurcular, evvelki iki cereyana karşı daima Kurn hakikatlerini muhafazaya çalışmışız. Mümkün olduğu kadar dünyaya ve siyasete bakmamaya mesleğimiz bizi mecbur ediyormuş. Şimdi mecburiyetle bakmaya lüzum oldu. Gördük ki, Demokratlar, evvelki iki müthiş cereyana karşı bize (Nurculara) yardımcı hükmünde olabilirler. Hem onların dindar kısmı daima o iki dehşetli cereyana mesleklerince muarızdırlar. Yalnız dinde hissesi az olan bir kısım garplılaşmak ve garplılara tam benzemek mesleğini takip edenler ise, üçüncü cereyana bir yardım ediyorlar. Madem o cereyanın yüzde ancak birisini, belki binden birisini Purutlar ve Hıristiyan gibi yapmaya çevirebilirler. çünkü, İngiliz iki yüz sene zarfında tahakküm ettiği iki yüz milyon İslmdan iki yüz adamı Purutluğa çevirememiş ve çeviremez.

Hem hiçbir tarihte bir İslm, Hıristiyan olduğunu ve kanaatle başka bir dini İslmiyete tercih etmiş olduğu işitilmediğinden, iktidar partisinde bulunan az bir kısım, dinin zararına siyaset namıyla üçüncü cereyana yardım etse de, madem o Demokrat Partisi, meslek itibarıyla öteki iki cereyan-ı azmenin durmasında ve def etmesinde mecbur vazifeleri olmasından, bu vatana ve İslmiyete büyük bir fidesi dokunabilir. Bu cihetten biz, Demokratları iktidar yerinde muhafaza etmeye Kurn menfaatine kendimizi mecbur biliyoruz. Onlardan hayır beklemek değil, belki dehşetli, baştaki iki cereyana siyasetlerince muarız oldukları için, onların az bir kısmı dine verdikleri zararı, vücudun parçalanmasına bedel, yalnız bir parmağı kesmek gibi pek cüz bir zararla pek küll bir zarardan kurtulmamıza sebep oluyorlar bildiğimizden, o iktidar partisinin lehinde ehl-i dini yardıma davet ediyoruz. Ve dinde lübali kısmını dahi cidden kaz edip Aman, çabuk hakikat-i İslmiyeye yapışınız! ihtar ediyoruz ki, vatan ve millet ve onların hayatı ve saadeti, hakaik-i Kurniyeye dayanmak ve bütün lem-i İslmı arkasında ihtiyat kuvveti yapmak ve uhuvvet-i İslmiye ile dört yüz milyon kardeşi bulmak ve Amerika gibi din lehinde cidd çalışan muazzam bir devleti kendine hakik dost yapmak, iman ve İslmiyetle olabilir. Biz bütün Nurcular ve Kurn hizmetkrları onlara hem haber veriyoruz, hem İslmiyete hizmette muvaffakiyetlerine dua ediyoruz. Hem de rica ediyoruz ki, bu memleketin bir ehemmiyetli mahsulü ve vatanda ve şimdi lem-i İslmda pek büyük fidesi ve hizmeti bulunan Risale-i Nuru müsaderelerden kurtarıp neşrine hizmet etsinler. Bu vatandaki dindarları kendine taraftar etsinler. Ve selmeti bulsunlar.

Said Nurs