Mektup: 130
Eklenme: 5/10/2024 12:00:00 AM

Medar-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki:

Yirmi dokuz senedir, elli seneden beri benimle muarız gizli düşman komiteler bütün desiseleriyle aleyhimde adliyeyi, hükmeti sevk etmeye çalışırken ve her desiseye baş vururken, yüz otuz kitabımı, binler mektuplarımı tetkik ve taharr için adliyenin nazarını celb etmiş. O adliyeler, beşi kat beraat ve umum kitapları suç yok diye iadeye karar vermeleri ve geçen Malatya hadisesi münasebetiyle yine gizli düşmanlarımız hükmetin ve adliyenin nazar-ı dikkatini bizlere çevirmeye çalıştıkları halde, yirmi üç mahkeme demişler ki: Suç bulamıyoruz. Acaba benim gibi dünya ehli ile münasebeti pek az ve Risale-i Nur gibi hakikati hiçbir şeye feda etmeyen yüz otuz kitabında bu kadar aleyhimizde bahane arayanlar varken hiçbir suç bulunmaması ve yalnız Eskişehirin birtek mesele olan tesettürden başka, o da cevap verildikten sonra kanaat-i vicdaniyeye çevrilmesi, halbuki Nur talebeleri gibi takvaya taraftar olanlardan bir tek adamın on mektubunda on günde onu mesul edecek bazı maddeler bulunur. Bu kadar hadsiz bir derecede kesretli birşeyde medar-ı mesuliyet adliyeler gösterememesi iki şeyden hli değil:

Ya katiyen bir inayet ve hıfz-ı İlhiyedir ki, bu cihette merhametini, rahimiyetini Nur talebeleri, Kurn hizmetkrları hakkında gösteriyor ki, bize temas eden bütün adliyeleri böyle harika bir adalete ve hiçbir cihette haksızlık yapmamaya ve böyle aleyhimizde binler esbap varken o hakikat-i kudsiye-i Kurniyenin bir hizmetine yardım etmişler. Biz de bütün ruh u canımızla onlara teşekkür ederiz.

Eski zaman adliyelerinin önünde padişahlar, fukaralarla diz çöküp muhakeme olması ve Hazret-i Ömer (r.a.) adaleti zamanında di bir Hıristiyanla, Hazret-i Ali (r.a.) di bir Yahudi ile muhakeme olması ile gösterilen, adliyedeki haktan başka hiçbirşeye let olmadığını gösteren adliyelik adaletinin bu sırr-ı azmine bizimle alkadar olan bu adliyelerbize temas eden cihettemazhar olmuşlar. Onun içindir ki, sekiz senedir bu kadar işkenceler, hapisler, tazyikatlar gördüğüm halde, hiçbir adliye adamlarına, bu sırr-ı azme binaen, değil küsmek ve beddua, bilkis kalben bir minnettarlık, bir nevi teşekkür, bir tebrik var.

Said Nurs

Mektup: 131

Aziz, sıddık, vefadar, fedakr kardeşlerim,

Evvelen: Bütün ruh u canımla fevkalde nuran hizmet-i imaniyenizi tebrik ederim.

Saniyen: Ankarada dindar Ahrarların kongresinde beni Diyanet Riyaseti dairesinde bir vazife ile tavzif etmeyi hararetle istemelerine ve Medresetüz-Zehranın Nur talebelerini, bu meselede bana kabul ettirmekte vasıta yapmalarına karşı derim:

O toplantıda bu teklifi yapan mebuslara ve dindar arkadaşlarına çok teşekkür ve çok selm ve muvaffakiyetlerine çok dua ederiz. Fakat ben ziyade zaif ve şiddetli hasta ve ihtiyar ve kabir kapısında ve perişan olduğumdan, o kuds vazifeyi yapmaya iktidarım olmamasından, benim yerimde Risale-i Nurun şahs-ı mnevsi, benim bedelime Nur şakirtlerinin has ve hlis ve İslmiyetin hakik fedakrlarının şahsiyet-i mneviyesi, o kuds vazifeyi şimdiye kadar gayr-ı resm perde altında yaptıkları gibi, inşaallah resm bir surette dahi yapabilecekler. Onlara havale ederiz...

Duanıza muhtaç kardeşiniz

Said Nurs

Mektup: 132

İmanın dünyada dahi bir nevi cennet lezzetini benim hayatımda temin ettiğine dair.

Ben dokuz yaşımdan beri şefkatli validemi görmediğimden sohbetinde bulunamadım. O hürmetli muhabbetten mahrum kaldığım ve üç hemşiremi de on beş yaşımdan sonra göremediğimAllah rahmet etsinvlidemle beraber berzah lemlerine gittikleri için, dünyanın çok zevkli, lezzetli olan uhuvvetkrne sohbetlerinden merhamet ve hürmetten mahrum kaldığımdan ve üç kardeşimden iki kardeşimi elli seneden beri görmediğimdenAllah onlara rahmet etsinöyle kıymettar, dindar, lim iki kardeşimin sohbetinden, hürmetkrne muhabbet, merhametkrne şefkatteki sürurdan mahrum kaldığımdan, bu dünyada Risale-i Nurun imanda cennet çekirdeği bulunduğunu gösterdiği gibi, bugün dört fedakr hizmetimde bulunan mnev evltlarımla bir seyahat ettiğim zaman imandaki cennet çekirdeğinin bir zerreciği katiyen ruhuma ihtar edildi.

Ömrümde mücerret kaldığımdan dünyada çocuklarım olmamasından, çocuklara karşı şefkatkrne zevklerinden, memnuniyetlerinden de mahrum kaldığımla beraber, bu noksaniyeti hissetmiyordum. Bugün dört yarama mukabil, Cenb-ı Hak gayet zevkli bir mnyı ihsan etti, üç cihetle tedavi etti.

Birincisi: Risale-i Nurda beyan edilen hadis-i şerifteki Dindar ihtiyar kadınların dinine tbi olunuz sırrıyla, ihtiyar kadınların Risale-i Nur cihetinde harika istifadeleri ve zevk-i ruhanleri, merhume validemin merhametkrne husus şefkatinden gelen lezzete mukabil küll ve umum bir surette binler valideleri rahmet-i İlhiye bana ihsan ettiği gibi, üç merhume hemşirelerimin şefkatkrne, kardeşne sevinç ve sürurlarına bedel, yüz binler genç hanımları bana hemşire nevinde Risale-i Nur cihetiyle verip dualarıyla ve Nurlarla alkadarlıkları ile hemşirelerim yüzünden kaybettiğim üç fide yerine binler fide-i mnev ve sürur-u ruh ihsan etmiş. Bu ikinci kısmın hakikat olduğuna çok delil ve emareleri var, kardeşlerim biliyorlar.

Hem merhum kardeşimin vefatıyla fedakrne dünyadaki madd, mnev muavenetlerinden ve muhabbet ve şefkatlerinden mahrumiyetime bedel, rahmet-i İlhiye o husus iki üç kardeş yerine yüz binler hakik kardeş gibi hakik şefkat, muavenet ve yardım eden, hatt değil yalnız dünya hayatını, belki hayat-ı uhreviye sermayesini de Risale-i Nurun hizmetinde bana yardım etmek için fedai kardeşleri ihsan etmiş.

Dünyada evltlarım olmadığından, gayet zevkli olan çocuklara şefkat meziyetinden mahrumiyetime bedel, bir iki çocuk şefkatine bedel, yüz binlerle msumları ki, ileride Risale-i Nurla beslenmeleri cihetiyle, bu husus, cüz üç şefkatkrne vaziyeti yüz binlere çevirdi. Buna dair çok emareleri var. Hatt bana hizmet edenler biliyorlar ki, peder ve validesinden çok ziyade bir şefkat, bir hürmet, bir bağlılık, msum çocukların bana karşı Bolvadinde ve Emirdağındaki ekser yollarda göstermeleri, bu cüz, şahs, husus zevki, lezzeti, şefkatkrne hürmeti binler küll ve umum bir surete çevirdiğine çok misalleri var.

Mübarek bir kısım zruhlarda hiss-i kablelvuku olduğu gibi, msum çocukların bir hiss-i kablelvuku ile, Risale-i Nurun onlara dünyev, uhrev bir babalıkla terbiye ve muhafaza etmesini ruhları hissetmiş ki, Nurun hizmetkrına babalarından ve validelerinden daha şiddetli bir hürmet gösteriyorlar. Hatt benim hiç görmediğim, tanımadığım üç yaşındaki bir kız çocuğu yalın ayak, dikenlere basarak, koşarak geldi. Hatt pek çok dostlarım Bolvadinde bulunduğu için otomobille çok hızlı gittiğimiz halde kurtulamıyoruz. Hatt her yerde, hiç beni işitip görmedikleri halde, peder ve validesine gösterdikleri alkayı göstermeleri, benim hakkımda, nefsim, hevesim cisman cihetinde dahi imanda bir cennet çekirdeği var olduğunu gördüm.

Said Nurs