MEKTUP 161
Eklenme: 12/22/2023 12:00:00 AM

Size hayatımda vefattan sonra elinize geçecek mnev malımı ve hukukumu size vermeye ve ??????? ?????? ???? ????????? 1 sırrına binaen, ölümden evvel sizi bilfiil vris yapmaya dair bir Nur şakirdi sordu ki: Hikmet nedir? Sizi daha çok zaman aramızda görmek istiyoruz. İnşaallah öyle kalacaksınız.

Ben de dedim ki: Eğer vefattan sonra bu hakik ve hakikatli vrislerin eline bu malım geçse, dünya malı gibi bir derece taksim olur; derecesine göre herbirisi maldan bir kısmına hakik malik olur, umumuna mlik olamaz. Fakat ölümden evvel vrislere verilse; emvl-i uhrev gibi, herbirisi umum o mala, o nur lmbasına derecesine göre mlik sayılır. Herbirisi küçük birer Said olur; bir nöbetçi yerine, binler nöbetçiler olur. Saidin, irsiyette yalnız binden bir hisse sahibi bir Nurcu olmaz, belki tam bir genç Said olur.

Mesel o emvl, emvl-i Nuriye, faraza bir hazine kadar olsa, binler Nurculara tevziatta, taksimatta yirmişer, yüzer altın düşebilir. Fakat vefat etmeden onları onlara vermek, bir sırr-ı azme binaen, herbirine istidadına göre, haslara bir milyon birden düşebilir. Bu sırrın bir sırrı var, şimdi izah edemem.

Yine o şakirt dedi ki: Herbir has şakirdin, senin gibi hayatını ve bütün rahatını feda edebilir mi ki, o koca malı bütün birden alsın?

Ben de dedim ki: İnşaallah, tesanüdün sırr-ı zmi ileki, üç elif tesanüdle yüz on bir kuvvetinde gösterdiği gibihas şakirtlerin mabeynindeki tesanüd-ü hakiknin verdiği kuvvet, benim gibi bir biçarenin sizce fevkalde zannedilen fedakrlığından geri kalmayacaktır inşaallah.

* * *

MEKTUP 162 -

Sava Medrese-i Nuriye kahramanlarından Mehmed çavuş, benim için yazdığı Zülfikarı Emniyet Müdürünün elinde görmüş, demiş: Benimdir, veriniz..

O da demiş ki: Hoşuma gitti, bir iki hafta okuyacağım.

O da demiş: Kalsın.

Eğer münasip görseniz, benim tarafımdan o Emniyet Müdürüne ve alan komisere deyiniz ki: Said size selm edip benim hattım güzel olmadığı için, o zt, benim için yazmış.

Ben Ispartayı toprağıyla, taşıyla, bütün ahalisiyle mübarek gördüğümden, oradaki hükmete, hususan zabıtasına cidd dost nazarıyla bakıyorum. Hususan çok tecrübelerle ve üç vilyet zabıtasının itirafıyla ve üç vilyet mahkemesinin müttefikan beraat kararıyla ve üç cemiyet-i ilmiyenin ve ehl-i vukufun tahsin ve takdirleriyle sabit olmuş ki, Risale-i Nur eczaları ve şakirtleri, Emniyet Müdürünün ve zabıtanın vazifeleri olan syiş ve idare ve inzibat ve ahlksızlığa karşı, komiserlerden ziyade, serkeşleri itaate getirmek ve syişi temin etmekte, mnev ve tam tesirli mnev inzibat memurlarıdır. Onun için, zabıta, evhamla değil, keml-i takdirle, Emniyet Müdürünün bakması gibi bakmalıdır. çünkü o Zülfikar hakkında demiş: çok güzel, sevdim, okuyacağım, hoşuma gitti. Her neyse. Siz, daha ne münasip görürseniz öyle yaparsınız.

Hem Emniyet Müdürüne deyiniz ki: Kardeşimiz Said diyor: Eğer o Zülfikar tam hoşuna gitmişse, o benimdir, ona hediye ediyorum. Hem onun gibi mühim olan As-yı Msyı da ona hediye edeceğim.

Denizliden ve Tavastan gelen güzel mektuplarına husus cevap vermeye katiyen vaktim ve halim müsaade etmediğinden, husus cevap vermediğimden gücenmesinler. çakır Yusufun mektubundan, tam ciddiyeti ve tam Hasan Feyzinin bir vrisi olduğunu gösteriyor.

* * *

MEKTUP 163 -

Kardeşimiz ve Nurun kumandanlarından Isparta Hulsisi Refet Beyin mübarek msumunun dokuz yaşında iken bu derece Risale-i Nurdan Birinci Sözü yazması gösteriyor ki, o mübarek Hüsnü, Safranbolunun on bir yaşındaki Hüsnüsü gibi dahi msumların küçücük bir kahramanı olmaya namzettir. Cenb-ı Hak onu Nurlara bağışlasın ve muvaffak eylesin min. İnşaallah, yazdığımız nüshayı sonra tashih edip göndereceğim.

MEKTUP 164 -

Eski dahiliye vekili, şimdi parti ktib-i umumisi Hilmi Bey,

Evvel: Yirmi sene zarfında bir tek istida Dahiliye Vekili iken sana yazdım. Fakat yirmi senelik kaidemi bozmadım, vermedim. İstersen sana okuyacağım. Hem eski dahiliye vekili, hem şimdi ktib-i umum sıfatlarıyla seninle konuşacağım. Yirmi sene hükmetle konuşmayan, tek bir defa yine hükmet hesabına hükmetin büyük bir rüknü ile konuşan adam, on saat kadar söylese azdır. Onun için siz benimle konuşmayı bir iki saat müsaade ediniz.

Saniyen: Şimdi partinin ktib-i umumsi itibarıyla size bir hakikati beyan etmeye kendimi mecbur biliyorum. Hakikat de şudur:

Sen, ktib-i umum olduğun Halk Fırkasının millet karşısında gayet ehemmiyetli bir vazifesi var. O da şudur:

Bin seneden beri lem-i İslmiyeti kahramanlığı ile memnun eden ve vahdet-i İslmiyeyi muhafaza eden ve lem-i beşeriyeti, küfr-ü mutlaktan ve dalletten şanlı bir surette kurtulmasına büyük bir vesile olan Türk milleti ve Türkleşmiş olanların din kardeşleri!

Eğer şimdi, eski zaman gibi kahramancasına Kurna ve hakaik-i imana sahip çıkmazsanız ve sizler gibi ehl-i hamiyet eskide yanlış bir surette ve din zararına medeniyetin propagandası yerinde doğrudan doğruya hakaik-i Kurniye ve imaniyeyi tervice çalışmazsanız, size katiyen haber veriyorum ve kat hücceterle ispat ederim ki, lem-i İslmın muhabbet ve uhuvveti yerine, dehşetli bir nefret; ve kahraman kardeşi ve kumandanı olan Türk milletine bir adavet; ve şimdi lem-i İslmı mahva çalışan küfr-ü mutlak altındaki anarşiliğe mağlp olup, lem-i İslmın kalesi ve şanlı ordusu olan bu Türk milletinin parça parça olmasına ve şark-ı şimalden çıkan dehşetli ejderhanın istil etmesine sebebiyet verecek.

Evet, hariçte iki dehşetli cereyana karşı bu kahraman millet, Kurn kuvvetiyle dayanabilir. Yoksa, küfr-ü mutlakı, istibdad-ı mutlakı, sefahet-i mutlakayı ve ehl-i namusun servetini serserilere ibha etmesini let ederek dehşetli bir kuvvetle gelen bir cereyanı durduracak, ancak İslmiyet hakikatiyle mezcolmuş, ittihad etmiş ve bütün mazideki şerefini İslmiyette bulmuş, bu millet dayanabilir. Bu milletin hamiyetperverleri ve milliyetperverleri, herşeyden evvel bu mümteziç, müttehid milliyetin can damarı hükmünde olan hakaik-ı Kurniyeyi terbiye-i medeniye yerine esas tutmak ve düstur-u hareket yapmakla o cereyanı durdurur inşaallah.