Bu Muallim Osman, Ceylnın hapis arkadaşıdır. Ondan tam ders almış. İkinci bir Ceyln olmak kabiliyeti var. Medr-ı hayrettir, duamda Nurcular dairesinde hergün isimleriyle yd ettiğim iki sof meşrep, kendilerini satmak fikriyle bana ve Nura iliştiklerine dair mektup geldi. Ben gücenmedim, onları daha ziyade duama aldım. Aynen eskiden İstanbulda eski partinin desiseleriyle bize ilişen malm ihtiyar şeyh gibi, onları hem kendime mübarek kardeş, hem dost bildim, hakkımı hell ettim. Fakat iki İhls Lemalarını okumalarını arzu ediyorum.
Kardeşlerim, siz dahi böylelerden gücenmeyiniz, münakaşa etmeyiniz.
Said Nurs
Mektup: 37
Mahkeme-i Kübrya Şekv ve Müdafaatın bir hşiyesidir.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bu mealde adaletperver Demokratlara istida yazabilirsiniz. Hastayım, siz nasıl münasipse öyle yapınız. Avukatımızdan, bir gün evvel aldığımız mektupta Kitaplarımızın suç mevzuu olan ve olmayanlarını tefrik etmeye çalışıyorlar diye haber verdi. Şimdiye kadar yaptıkları gibi, yine hiçbir kanuna uymayan bir tarzda, binler kelime içinde bir risalede birtek kelimeyi bahane edip suç mevzuu yapmak, o risaleyi vermemek suretiyle Nurların intişarına garazkrne mni olmak fikriyle, hem kararnamelerini Mahkeme-i Temyizce bütün bütün bozan o kararnamede suç mevzuu gösterdikleri, bizim aleyhimizde olmadığı halde müddeiumumnin iddianamesine karşı hat-savap cetvelinde seksen bir hatsını ve garazkrlığını kat ispat ettiğimiz halde, şimdi aynı garazkrlıkla dört yüz sahife Zülfikar risalesini, birkaç satır tesettür ve irsiyet hakkındaki, yüz bin tefsirin aynı mnyı söylediklerine binaen otuz kırk sene evvel yazılan cümlelerini suç mevzuu yapıp o mecmua-yı azmeyi müsadere edip bize vermemek, dünyada hangi kanun buna müsaade eder?
Hem Afyon Mahkemesindeki eserler-tekrarat-ı Kurniye ve melekler hakkındaki iki parçacık müstesna olarak-bütün eserler iki sene ellerinde kalarak hem Denizli, hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi beraatine karar vererek içinde suç mevzuu bulamadıkları ve bize iade etmeye karar verdikleri ve aynı eserler Isparta hükmetinin bir vakit müsadere ile tamamen eline geçtiği halde, tamamıyla sahiplerine iade ettikleri ve sonra da Zülfikarla As-yı Msyı ruhsatsız eski yazıyla neşir bahanesiyle dört seneden beri müsadere edip aynen hiçbiri zayi olmadan yüz yetmiş adet mecmuada bir suç mevzuu bulamadıkları için bizlere tamamen iade ettikleri ve bizim en mühim suçumuz olarak gösterdikleri eski partinin bir kısım şeflerine hakikat namına itirazımızın yüz misli ziyade şimdiki din mecmualar, resm cerideler aynı itirazı şiddetle vurdukları halde, Risale-i Nurun bir mahrem parçası, şimdiki zaman tamamıyla tayin ettiği bir hadisin hakikatini tefsir bahsinde şeflerin başı Lozan Muahedesinde hiçbir zaman hiçbir Müslüman hakik Türkü, hiçbir Nasraniyete ve Yahudiliğe ve başka dine girmeyen ve İslm kahramanları olan Türkleri Protestan yapmaya malm Hahambaşı ile ittifak ederek rey veren o adam, bütün ulem-yı İslmın Cevazı yok diye ittifakan hükmettikleri halde, on cihetle kanunlarla onu bütün bu vatandaki msum Müslümanlara cebren giydirdiği ve tarih-i beşerde bu çeşit mnsız acip bir cebr-i umum yapmak ve hiçbir kanuna uymayan keyf kanun namına kanunla onu bu millet-i İslmiyeye cebren giydirmek; elbette o adama, o Lozan Muahedesinde verdiği dehşetli fikrini ispat etmiş ki, din-i İslma gayet muzır olarak hadisin haber verdiği adam bu zamanda o şeftir.
İşte hakikat böyleyken Afyon Mahkemesi, adalet namına değil, belki o ölmüş adamın muhabbeti taassubu namına, eski harfle de neşredilen kararnamenin hirinde bizi mahkm etmek için en mühim sebep, savcının garazkrlığı sebebiyle, mahkeme heyeti demişler ki: Said ve arkadaşları, Mustafa Kemale din yıkıcı, süfyan demişler ve kalblerdeki sevgisini bozmaya çalışmışlar. Onun için mahkm ediyoruz.
Acaba, ölmüş gitmiş bir adamın şahsına karşı bin defa böyle itiraz da olsa şahs bir dv oluyor. Mahkeme-i adalet buna dair böyle bir hükmü vermek, elbette pek acip bir mn, iş içinde vardır. Şimdi böyle adamların elinde Nur eserleri dört defa beraat kazandıkları ve şimdi Adliye Bakanı, üç defa Nur eserlerinin beraatine ve eserde suç mevzuu olmadığına, bizi mahkm eden Afyon kararını bozmasıyla hüküm verdiği halde, şimdi bütün millet, adalet ve şefkat ve diyanete hizmet bekledikleri Demokrat hükmeti zamanında, eski müstebitlerin dehşetli plnlarıyla Risale-i Nura karşı garazkrların keyfine bırakmamak; bırakılsa, Demokrat Hükmeti aleyhinde büyük bir hıyanettir. Ve milletin teselli ümidini kırmaktır.
Benim Ankarada bir vekilim Mustafa Sungur 17.11.950 tarihli çektiği telgrafta Umum risalenin bize iadesine karar verilmiş diye müjde verdi ve dil Adliye Vekili üç defa beraat verdiği ve şimdi de Sungurun mektubuna göre, hem iadesine emir verildiğini ve şimdi telefonla yine haber vereceğim söyledikleri halde, bu on altı seneden beri aleyhimizde olan iftiralar ve jurnaller, hem Eskişehir, hem Denizli Mahkemesinden bütün dosyaları Afyon Mahkemesi mnsız toplamak ve af kanununun çıkmasıyla ve mahkemelerin beraat vermesiyle o mübarek eserleri o dosyalar içerisine karıştırarak çürütmek için mahzene atmak ve üç seneden beri bizi aldatan bazı eşhasa Nurların işlerini bırakmamak lzım geliyor.
Başbakan ve Adliye Bakanına, bu gayet mühim meseleyi nazar-ı dikkatlerine arz ediyoruz.
Said Nurs