Aziz, sıddık kardeşlerim,
Benim Abdurrahmanım ve küçücük bir Hüsrev namını alan Ceyln, vazifesini iki üç yerde tam yaptı, geldi. Şimdi daha büyük bir vazife için Ankaraya Sungur gibi bir vekilim olarak gönderiyorum.
Saniyen: Bazı zatların mektuplarını ber-yı malmat size gönderdim.
Salisen: Benim Sözler mecmuasından ve İneboludan gelen yeni harf Tarihçe-i Hayat ve eski harf Cevşenden bana gönderilecek nüshaların mukabili size ne kadar borcum olabilir, bildiriniz.
Kardeşiniz
Said Nurs
Mektup: 39
Aziz, sıddık kardeşim Osman Nuri,
Madem Cenb-ı Hak, senin kuds niyet ve ihlsınla Ankarada en mühim genç Saidleri senin etrafına toplamış. Madem Ankarada benim bulunmamı lüzumlu görüyorsunuz. Ben de şimdi nafakamla tedarik ettiğim nüshalarımı o küçük medrese-i Nuriyeme benim bedelime gönderiyorum. Onların adedince Saidler, seninle komşu olurlar.
Hem fedakr evldın çok fevkinde sadakatle şimdiye kadar hizmetleriyle herbiri birer genç Said olarak beş-on Abdurrahmanlarım hükmünde Sungur, Ceyln, Tillolu Said, Salih, Abdullah, Ahmed, Ziya gibi genç ve çalışkan Saidleri senin yanına hem benim vekilim, hem senin talebelerin olarak benim bedelime o küçücük medrese-i Nuriyeye nezaret ve bir nevi dershane olarak reyinize bırakıyorum.
Mektup: 40
Aziz, sıddık ve mübarek kardeşlerim,
Evvel: Hüsrevin imzasıyla Reis-i Cumhura verilen telgraf, bir ihtimali var ki; Ankarada küçük Hüsrevler, Hüsrevin kalemiyle yazılan Kurnı fotoğrafla tab etmek ihtimali hatırımıza geldi. Siz Isparta postahanesinden anlayınız ki, ne mahiyette bir telgraftır? Bana da malmat veriniz. Merak ettim.
Saniyen: Konyadaki Rıfat Filiz kardeşimizin mektubunda, bazı soflerin bize hafif tenkitlerinin hiç ehemmiyeti yoktur. Sakın müteessir olmasınlar. Hiçbir vecihle mukabele etmesinler. Şimdi ehl-i imanın, hususan ehl-i tarikatın ve bilhassa şahsıma ait tenkitlerini bir nevi nasihat ve bir nevi iltifat telkki ederim. Onlara hakkımı hell ediyorum. Şimdi ehl-i ilhadın bize dehşetli zararlarına karşı, kardeşlerimiz olan ehl-i imanın gayet hafif, şahsıma karşı tenkitlerini bir nevi ikaz ve bizi ihtiyata sevk için bir dostluk telkki ediyorum.
Salisen: Bu yakında Afyonda haftalık gazeteler, gizli münafıkların tahrikiyle beni de, alkamız olmadığı birşeye münasebettar göstermiş. Buradaki Nurcular da onu tekzip ettiler. Merak edilecek birşey değildir. Medresetüz-Zehra erknlarının harika ve müessir ve lem-i İslma menfaatli hizmet-i Nuriyelerini bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Umum kardeşlerimize ve hemşirelerimize binler selm eder, dua eder ve dualarınızı istiyorum.
Kardeşiniz
Said Nurs
Mektup: 41
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvel: Mübarekler köyünden Ali ile Hacı Süleyman ve Dinar tarafından Abdurrahman ve Himmet ve daha evvel gelen ehemmiyetli bir Nurcu hemşehrisi yanıma geldiler. Cenb-ı Hakka çok şükürler ediyorum ki, Mübarekler köyünde (Kuleönü) eskisi gibi Nurlara şiddetli alkalarını muhafaza ediyorlar. Ve onların sadakat ve ihlslarının bir kerametidir ki, kendime mahsus on mecmua kitaplarımı lüzumuna binaen Ankaraya gönderdiğim ve çok ehemmiyetli ve uzak yerlerden benden kitapları istedikleri aynı zamanda Kuleönü mübarekleri kendilerine mahsus Nur mecmualarını gönderdiğim miktarın aynı olarak Medresetüz-Zehranın bir hediyesi olarak bana getirdiler. Hususan birinci Abdurrahman olan Büyük Mustafanın kendi el yazısı olan bütün Mektubat ve Lhikayı içinde buldum. Cenb-ı Hak o kitapların harfleri adedince her birisine mukabil bin rahmet ihsan etsin. min.
Saniyen: On bir ay Hüsrevin istirahatine fevkalde hlisne hapiste hizmet eden ve müdafaatında gayet güzel mukabele eden Nurun küçük kahramanlarından Mustafa, dünkü gün benim yanıma geldi, dedi: Ben, ağabeyim Hüsrevin yanına ziyaretine gideceğim. Dedim: Gerçi hem senin, hem onun hakkınızdır bu ziyaret. Fakat bugün dört talebe geldiler, Ispartaya gittiler; o cihette ihtiyaç kalmadı. Sen de Risale-i Nur hesabına mühim bir köyde imam olduğun için, o hizmet de benim şahs hizmetimden daha ziyade Nurlara fidesi olduğu gibi, Hüsrevin ziyaretinden şimdilik daha kıymettar olabilir. Eğer o köyde hizmet-i Nuriye olmasaydı, Mustafa gibi hlis ve fedakr hizmetkra ihtiyacım vardı. Öyleyse, şimdilik ziyareti tehir et.
Salisen: Konyalı Hacı Sabri kardeşimiz yanıma geldi. Ben, Sadık, Hayri, Mustafa hazır iken çok ehemmiyetli sohbetimiz Hacı Sabriye mühim bir ders oldu. Bilhassa Medresetüz-Zehra erknlarının, hususan Hüsrevin bu vatan ve millet ve lem-i İslma hizmet-i imaniyeleri ve tahripçi dinsizlerin desiselerine sed çekmeleri o kadar büyük bir hasenedir ki, farz-ı muhal, binler seyyie olsa affettirir. Öyleyse, başta Hüsrev olarak o erknların hiçbir hareketini tenkit etmemek ve keml-i ihls ve samimiyetle onlara tesanüd ve tam kardeş olmak lzımdır diye bu mealde bir ders oldu. İnşaallah Hacı Sabri de, Hoca Sabri ve Rüştü ve emsalleri gibi ruh u can ile alkadar ve Hüsreve tam kardeş olacak; meşrep ihtilfı daha tesir etmeyecek.
Kardeşiniz
Said Nurs