Mektup: 63
Eklenme: 11/2/2023 12:00:00 AM

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Şimdiye kadar gizli münafıklar Risale-i Nura kanunla, adliye ile ve syiş ve idare noktasından hükmetin bazı erknını iğfal edip tecavüz ediyorlardı. Biz, müsbet hareket ettiğimiz için, mecburiyet olduğu zaman tedfü vaziyetinde idik. Şimdi plnları akm kaldı. Bilkis tecavüzleri Risale-i Nurun dairesini genişlettirdi. Bu defa yeni hurufla As-yı Msyı tab etmek niyetimiz, ihtiyarımız olmadığı halde, tecavüz vaziyeti Risale-i Nura veriliyor gibidir. Bu hadisenin ehemmiyetli bir hikmeti şu olmak gerektir:

Risale-i Nur, bu mübarek vatanın mnev bir halskrı olmak cihetiyle, şimdi iki dehşetli mnev belyı def etmek için matbuat lemiyle tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim.

O dehşetli beldan birisi: Hıristiyan dinini mağlp eden ve anarşiliği yetiştiren şimalde çıkan dehşetli dinsizlik cereyanı, bu vatanı mnev istilsına karşı Risalein-Nur, sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kurn vazifesini görebilir ve lem-i İslmın bu mübarek vatanın ahalisine karşı pek şiddetli itiraz ve ittihamlarını izale etmek için matbuat lisanıyla konuşmak lzım gelmiş diye kalbime ihtar edildi.

Ben dünyanın halini bilmiyorum. Fakat Avrupada istilkrne hükmeden ve edyan-ı semaviyeye dayanmayan dehşetli cereyanın istilsına karşı Risale-i Nur hakikatleri bir kala olduğu gibi, lem-i İslmın ve Asya kıtasının hal-i hazırdaki itiraz ve ittihamını izale ve eskideki muhabbet ve uhuvvetini iade etmeye vesile olan bir mucize-i Kurniyedir. Bu memleketin vatanperver siyasleri çabuk aklını başına alıp Risale-i Nuru tab ederek resm neşretmeleri lzımdır ki, bu iki belya karşı siper olsun.

Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı, bu dehşetli asırda, acip inkılp ve infilklarda bu mübarek vatan, Kurnını, imanını dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi? Her neyse... Risale-i Nura, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez; daha kimseyi o bahaneyle inandıramazlar. Fakat cepheyi değiştirip, din perdesi altında bazı safdil hocaları veya bida taraftarı veya enaniyetli sofi meşreplileri bazı kurnazlıklarla Risale-i Nura karşıiki sene evvel İstanbulda ve Denizli civarında olduğu gibiistimal etmek ve Risale-i Nura ve şakirtlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeye münafıklar çabalıyorlar. İnşaallah muvaffak olamazlar. Risale-i Nur şakirtleri, tam ihtiyatla beraber, bir taarruz olduğu vakitte münakaşa etmesinler, aldırmasınlar. Aldanan ehl-i ilim ve imansa, dost olsunlar, Biz size ilişmiyoruz. Siz de bize ilişmeyiniz. Biz ehl-i imanla kardeşiz deyip yatıştırsınlar.

Saniyen,

Mübareklerin pehlivanı hem Abdurrahman, hem Lütfi, hem Büyük Hafız Ali mnlarını taşıyan büyük ruhlu Küçük Ali kardeşimiz bir sual soruyor. Halbuki o sualin cevabı Risale-i Nurda yüz yerde var. Risale-i Nurun erkn-ı imaniye hakkında bu derece kesretli tahşidatı ne içindir? Bir m müminin imanı büyük bir velnin imanı gibidir, diye eski hocalar bize ders vermişler? diyor.

Elcevap: Başta yetül-Kübr mertib-i imaniye bahislerinde; ve hire yakın müceddid-i elf-i sni İmam-ı Rabbn beyanı ve hükmü ki, Bütün tarikatlerin müntehası ve en büyük maksatları, hakaik-i imaniyenin inkişafıdır. Ve bir mesele-i imaniyenin katiyetle vuzuhu, bin kerametlerden ve keşfiyatlardan daha iyidir ve yetül-Kübrnın en hirdeki ve Lhikadan alınan o mektubun parçası ve tamamının beyanatı cevap olduğu gibi, Meyve Risalesinin tekrarat-ı Kurniye hakkında Onuncu Meselesi, tevhid ve iman rükünleri hakkında tekrarlı ve kesretli tahşidat-ı Kurniyenin hikmeti, aynen bitamamiha onun hakik tefsri olan Risale-i Nurda cereyan etmesi de cevaptır.

Hem, iman-ı tahkik ve taklid ve icml ve tafsil ve imanın bütün tehacümata ve vesveseler ve şüphelere karşı dayanıp sarsılmamasını beyan eden Risale-i Nur parçalarının izahatı, büyük ruhlu Küçük Alinin mektubuna öyle bir cevaptır ki, bize hiçbir ihtiyaç bırakmıyor.

İkinci Cihet: İman, yalnız icml ve takld bir tasdike münhasır değil; bir çekirdekten, t büyük hurma ağacına kadar ve eldeki yinede görünen misal güneşten t deniz yüzündeki aksine, t güneşe kadar mertebeleri ve inkişafları olduğu gibi; imanın o derece kesretli hakikatleri var ki, bin bir esm-i İlhiye ve sair erkn-ı imaniyenin kinat hakikatleriyle alkadar çok hakikatleri var ki, Bütün ilimlerin ve mrifetlerin ve kemalt-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikden gelen tafsilli ve burhanlı mrifet-i kudsiyedir diye ehl-i hakikat ittifak etmişler.

Evet, iman-ı taklid, çabuk şüphelere mağlp olur. Ondan çok kuvvetli ve çok geniş olan iman-ı tahkikde pek çok meratip var. O meratiplerden ilmelyakn mertebesi, çok burhanlarının kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Halbuki taklid iman bir şüpheye karşı bazan mağlp olur.

Hem iman-ı tahkiknin bir mertebesi de aynelyakn derecesidir ki, pek çok mertebeleri var. Belki esm-i İlhiye adedince tezahür dereceleri var. Bütün kinatı bir Kurn gibi okuyabilecek derecesine gelir.

Hem bir mertebesi de hakkalyakndir. Onun da çok mertebeleri var. Böyle imanlı zatlara şübehat orduları hücum da etse bir halt edemez. Ve ulem-i ilm-i kelmın binler cild kitapları, akla ve mantığa istinaden telif edilip, yalnız o mrifet-i imaniyenin burhanlı ve akl bir yolunu göstermişler. Ve ehl-i hakikatin yüzer kitapları keşfe, zevke istinaden o mrifet-i imaniyeyi daha başka bir cihette izhar etmişler. Fakat, Kurnın mucizekr cadde-i kübrsı, gösterdiği hakaik-i imaniye ve mrifet-i kudsiye, o ulem ve evliyanın pek çok fevkinde bir kuvvet ve yüksekliktedir.

İşte, Risale-i Nur bu cami ve küll ve yüksek mrifet caddesini tefsir edip, bin seneden beri Kurn aleyhine ve İslmiyet ve insaniyet zararına ve adem lemleri hesabına tahribatçı küll cereyanlara karşı Kurn ve iman namına mukabele ediyor, müdafaa ediyor. Elbette hadsiz tahşidata ihtiyacı vardır ki, o hadsiz düşmanlara karşı dayanıp ehl-i imanın imanını muhafazasına Kurn nuruyla vesile olsun.

Hads-i şerifte vardır ki: Bir adam seninle imana gelmesi, sana sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır. Bazan bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlı olur. Hatt Nakşlerin haf zikre verdiği büyük ehemmiyet, bu nevi tefekküre yetişmek içindir.

Umum kardeşlerime birer birer selm ve dua ediyoruz.

Kardeşiniz

Said Nurs