Mektup: 68
Eklenme: 11/6/2023 12:00:00 AM

Aziz kardeşim,

Senin mektuplarını iyi gördüm. Fakat şimdiki gazeteciler ve baştakiler, hakikatleri tam takdir edemiyorlar. Hem Risale-i Nur yalvarmaz; onlar yalvarmalı ve aramalı. Ve kıymetini takdir edip müşteri olduktan sonra onların yardımını kabul eder.

Hem şimdi nazar-ı dikkati Risale-i Nur şakirtlerine celb etmemek münasiptir diye düşünüyorum. Fakat yedi sene Harb-i Umumye bakmayan ve yirmi beş sene gazeteleri okumayan, dinlemeyen bu kardeşinizin fikri, bu meselede sorulmaz. Asıl fikir sahibi, sizler ve Risale-i Nurun has şakirtleri ve müdakkik nşirleri, meşveretle, hususan Ispartadakilerle, maslahat ne ise yaparsınız.

Senin bu güzel mektubunu Lhikaya yazdık. Risale-i Nurun Lahika Risalesinde Feyzi ile Emin ehemmiyetli mevki kazanmışlar; acaba ne haldedirler? O ehemmiyetli mevkie muvafık vaziyete muvaffak oluyorlar mı? Kederleri yok mu?

Hem, hapishanede hakikaten merdane ve fedakrane istirahatime çalışan ve on sene şahsıma hizmet kadar beni minnettar eden Taşköprülü Sadık ve Hilmi ve İhsan ne haldedirler? Ve o civarda, hususan İneboludaki kardeşlerimi unutamıyorum; beni merak etmesinler. Risale-i Nurun bazı ara sıra bazı yerlerde tevakkufuna mukabil, pek tesirli ve ehemmiyetli bir tarzda perde altında fütuhatı var. Telş etmesinler; ihtiyat ile beraber sebat, metanet ve yazıda devam etsinler.

Umuma binler selm ve dua ediyoruz.

Mektup: 69

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvel: Sizleri, birinci vazife-i Nuriyeyi, As-yı Msya ait hizmete başlamanızı tebrik ve Ispartanızı, diyanette ve db-ı İslmiyede geri değil, ileri gitmesini ruh u canımızla tahsin ve tebrik ediyoruz.

Saniyen: Denizlinin Hüsrevi Hasan Feyzinin Risale-i Nur hakkında ve Risale-i Nurun aslı ve esası ve mdeni olan hakikat-ı Kurniye ve sırr-ı iman ve nur-u Ahmed trifinde yazdığı manzum fıkrası, içinde tam bir samimiyet ve metin bir kanaat-ı imaniye bulunduğundan; hem herşeyi çabuk kabul etmeyen ve delilsiz teslim olmayan lim, hususan muallim olduğu halde Risale-i Nurun hakkaniyetini hem kendi namına, hem etrafındaki rüfekasının şahs-ı mnevsi hesabına bir derece fevkalde, hlisane tarif etmesinden Sikke-i Tasdk-i Gayb hirinde, Lhikadan alınan parçaların sonunda yazılmasını, hem ayrıca Lhikada da kaydedilmesini ve Halil İbrahimin de son Risale-i Nur hakkındaki tavsifnamesini dahi bunun gibi Sikke-i Tasdik-ı Gaybnin arkasında yazılmasını münasip gördük ve burada da öyle yaptık. çünkü bu kadar kuvvetli ve samim bir kanaat, Sikke-i Gaybdeki malar nevinde hakkaniyetine bir ma, bir emare olabilir.

Salisen: Hasan Feyzinin mektubunda bahsettiği bütün oradaki kardeşlerimize pek çok selm, tebrik ediyoruz. Hapishaneleri bir dershane-i Nuriye olduğu gibi, inşaallah Denizli vilyeti de bir nevi Medresetüz-Zehra hükmüne geçecek. Ve çokların yüzünü ak eden ve Nuru zulümlerden kurtarmaya çalışan ve Nurun şakirtlerinin her birisine ona hediye edilen risalelerden ziyade hediye vermiş hükmünde mnen bizlere hediyesi var. Bu Nurun tebriki umum ona minnettar olanların hatıralarıdır. Yüzer misli mukabili alınmış bir hatıra-i adalettir.

Rabian: İşaret-i gaybiye ile, 64te Risale-i Nur telifçe tamam olur diye haber-i gaybiyeyi iki hal tasdik ediyor.

Birincisi: çok mühim noktalar hatıra geldiği halde, risaleyi telif cihetine sevk edilmiyor.

İkincisi: Risale-i Nurun hıfz ve neşrine ve sahbet ve himayetine çalışmak için hayat isterdim. Fakat hadsiz şükür olsun ki, bir biçare ihtiyar Said yerinde çok genç Saidler o vazifeyi yapıyorlar. Hususan Hüsrevler, Feyziler, Ahmedler, Mehmedler biraderzadem gibi çok Abdurrahmanlar, ve hkez. Hafız Aliyi kabrinde mesrur, müferrah ettikleri gibi, inşaallah kabrimde de öyle mesrur edecekler.

Umum kardeşlerime, msumlara, ümmler, hemşreler gibi her taifenin herbirisine birer birer selm ve dua ediyoruz. çalışkanların da Risale-i Nurun bereketiyle o yangından ziyanları yoktur, sizlere arz-ı hürmet ve selm edip ellerinizden öperler.

Mektup: 70

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Birkaç aydan beri aleyhime çevrilen desiseleri meydana çıktı. Hıfz-ı İlh ile o musibet, yirmiden bire indi.

Hli zamanda camiye gidiyordum. Haberim olmadan, talebeler beni üşütmemek için, mahfelde bir kulübecik yapmıştılar. Ben de dört beş gündür kendi kendime karar verdim, daha gitmeyeceğim. O malm zabit adam vasıta olup kulübeciği kaldırdılar. Bana da resmen tebliğ ettiler ki, Daha camiye gitmeyeceksin. Fakat mnsız habbeyi kubbe yapıp bir heyecan verdiler. Hiç ehemmiyeti yok, hiç de merak etmeyiniz. Tahminimce, her tarafta haddimden pek fazla teveccüh-ü mmeyi kırmak için, bana böyle bazı bahanelerle ihanet ediyorlar. Eski zamanımı düşünüp güya tahammül etmeyeceğim. HalbukiRisale-i Nurun selmet ve intişarına halel gelmemek şartıylaher gün bin ihanet ve tzipler de gelse, Allaha şükrederim. Ben ehemmiyet vermediğim gibi, buradaki talebeler de hiç sarsılmıyorlar. çoktan beri beklediğimiz bu hadise de inayet-i İlhiye ile hafif geçti.

Umum kardeşlerimize birer birer selm ve dua ediyoruz.