Mektup: 72’nin Devamıdır
Eklenme: 11/8/2023 12:00:00 AM

Ol nurdan için Yunusu hıfzeyledi ol ht,

Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lt.

Ol hüsn-ü cemal, eyledi lemleri hayran,

Nerden onu bulmuş, acaba Yusuf-u Kenan?

Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyb,

Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub.

Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his?

Ol namlı nebi, şanlı şehid Hazret-i Cercis.

Hasretle neden ağladılar dem ve Havva?

Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dv?

Hem h, neden terk edilip Ravza-i Cennet?

Bir dr-ı karar oldu neden lem-i mihnet?

Nur şehri olan Trda o dem Hazret-i Msa

Esrr-ı kelm hep çözülüp buldu tecell.

Bir parça Zeburdan okusa Hazret-i Davud,

Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mevud.

Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler,

Bilmem ki neden, hep işiten h diye inler.

Mahlku bütün kendine rm etti Süleyman,

Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman?

Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes

Esrr-ı ezelden o da duymuş yine bir ses.

Ol hangi acip sır ki, çıkar göklere İs,

Kimdir çekilen çarmıha, kimdir yine Yda.

Nur derdi için tahtını terk eyledi Edhem,

Bir başkasının tahtı olur derdine merhem.

çok şahs-ı vel, nur ile hem etti kanaat,

çok şahs-ı den, nur ile hem buldu kermet.


Her hepsi de pervanesi, üftadesi nurun,

Her hepsi muamma, gücü yetmez bu şuurun.

Fillerle varıp Kbeye, hem Ebrehe zlim;

İsterdi ki, yapsın nice bin türlü mezlim

İsterdi ki, o beyt yıkılıp şöhreti sönsün,

Halk Kbeyi terkederek, kiliseye dönsün.

İsterdi ki, çeksin doğacak nura bir sed,

Hem doğmadan ölsün diye Mahbub-u Müebbed.

Günlerce gidip Kbeye, hem yaklaşan ordu,

Birden bire bir tehlike sezmiş gibi durdu.

Süratle gelip bir sürü kuş, semt-i bahirden,

Taş harbine başlar, pek acip hepsi birden.

İndikçe havadan, o muamm gibi taşlar,

Cansız yıkılıp yerlere yatmış nice başlar.

Şahıyla beraber kocaman ordu-yu Mevl,

Olsun diye mahbuba nişan, eyledi mt.

Hem kavm-i Kureyş, söndürelim derken o nuru,

Erkek ve kadın, cümlesinin kaçtı huzuru.

Müşrik ve muvahhid, iki fırka olup urban,

Yıllarca dökülmüş yine üstüne bir kan.

Şakk etti kamer, Fahr-i Beşer, ol Yüce Server,

Her yerde ve her anda onun nuru muzaffer.

Kurndı kali, nurdu yolu, ümmeti mutlu,

Ümmet olanın kalbi bütün nur ile doldu.

çekmezdi keder, ol sözü cevher, özü kevser,

Ol Sre-i Kevser, dedi adsına ebter!

Ol Şems-i Ezelden kaçınan ol kuru başlar,

Gayy-i Cehennemde bütün yakmış ateşler.

Bitmişti nefes, çıkmadı ses, bıktı da herkes,

Ol nura varıp baş eğerek hem dediler pes!

İdrki olan kafile ayrıldı Kureyşten,

Feyz almak için doğmuş olan şanlı güneşten.

Ol kevser-i Ahmedden içip herbiri tas tas,

Olmuştu o gün sanki mücell birer elmas.

Ol başlara tç, derde ilç, mürşid-i lem,

Eylerdi nazar bunlara nuruyla demdem.

Bunlardı o adyı boğan bir alay arslan,

Hak uğruna, nur uğruna olmuş çoğu kurban.

Bunlardan o gün ehl-i nifak cümle kaçardı,

Müşrik ise, ol aklı anın kalmaz, uçardı.

Bunlardı o Peygamberin ashabı ve li,

Dünyada ve ukbda da hem şanları l.

Tavsif ediyor bunları hep şöylece Kurn,

Sulh vakti koyun, kavgada kükrek birer arslan!

Hep yüzleri pk, sözleri hak, yolları haktı,

Merkebleri yeller gibi Düldüldü, Burakdı.

Bir cezbe-i Y Hayy! ile seller gibi aktı,

Adya varıp herbiri şimşek gibi çaktı.

Bunlardı o gün halka-i tevhidi kuranlar,

Bunlardı o gün baltalayıp küfrü kıranlar.

Bunlardı mübarek yüce cemiyet-i şr,

Bunlardı o nurdan dizilen halka-i kübr.

Bunlardı alan Suriye, Irak, ülke-i Kisr,

Bunlarla ziydar o karanlık koca sahr.

Bunlardı veren hasta, all gözlere bir fer,

Bunlardı o tarihe geçen şanlı gazanfer.

Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habbin,

Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin.

Nur altına girmiş bulunan türlü cemaat,

Hem buldu beka, hem de bütün gördü adalet.

Ecdd-ı izmın o büyük ruhları küskün,

Zira ne küfürler okunur onlara hergün.

Yağmıştı o gün h ne kederler, ne elemler,

ciz onu hep yazmaya, eller ve kalemler.

Devamı Yarın