Okunan iddianame ve rapor üzerine, Üstad Said Nurs, cevaben, otuz beş senelik hayatını misal göstererek, siyasetle, dünyev ve menf cereyanlarla alkadar olmadığını, kendisini meşgul eden ve nazarını çeken tek şey, hakaik-i imaniye ve hizmet-i Kurniye olduğunu, bütün kuvvetiyle imanı kurtarmak dvsında gittiğini bildirir, müteaddit mahkemelerin beraat ve iade kararlarını zikreder. Gençlik Rehberi adlı eserinin üniversiteli gençler tarafından bastırılmasının büyük bir memnuniyeti mucip olması lzım geldiğini, içinde bulunduğumuz asrın menfi cereyanlarına, bilhassa içtima bünyemizi sarsan ahlksızlık ve imansızlık salgınına karşı, Gençlik Rehberi gibi Risale-i Nurun bütün eczalarının külliyetle intişarının, gençliğe ve msum evltlara ve kadınlara umumen okutturulmasının, vatan-millet saadeti nokta-i nazarından gayet elzem olduğunu beliğ bir surette ifade etmiş; mezkr gayeler için, kendi haberi olmadan genç üniversitelilerin tab eylediğini beyan etmiştir.
Mahkeme 19 Şubat 1952 gününe talik edilmiştir.
İkinci muhakeme gününde, Risale-i Nur Külliyatından çok istifade eden bir çok üniversite talebeleri ve ehl-i irfandan müteşekkil büyük bir kalabalık, mahkemeyi dinlemek üzere erkenden koridorları doldurmuşlardı, Üstad, alkışlarla, üniversiteli Nur talebelerinin kolları arasında mahkeme salonuna girdi, maznun sandalyesine oturdu. Avukatlar da geldiler, yerlerini aldılar. Mahkeme salonunda müthiş bir izdiham vardı. Binlerce kişi mahkemeyi dinlemek üzere salona girmek istiyor, kalabalık, dalgalar halinde kapılardan taşıyordu. Bu hadisenin zahir heybet ve ihtişamının aksettirdiği mn, daha muazzam ve daha haşmetli idi. İslmiyet nurunun mücessem bir timsal-i müşahhası olan Said Nursye, din kültürden mahrum olarak yetiştirilen gençlik, tzim ederek minnettarlığını ifade ediyordu. Güya lisan-ı halleriyle, Ey yirminci asrın zulümatını Kurnın nuruyla yaran, ehl-i İslma nurlu ve beşaretli ufuklar gösteren, insanlığı, fıtratına münasip yüksek ve ebedi saadete davet eden büyük mücahid! İnsanlığa, bahusus bu vatan evltlarına yaptığın büyük hizmeti, bizler şükranla karşılıyoruz. Ve istikbal dahi seni takdirle yd edecektir. Sen mnen ölüme yüz tutan bir nesli, maneviyat b-ı hayatına kavuşturan bir hekim olarak çok kıymettar ve yüksek bir hizmet if ettin. Yokluğa, ebed şekavete atılmak istenen bir milleti ve gelecek nesillerini, Kurnın nuruyla ebed saadete ulaştırmaya ve Allaha kavuşturmaya çalıştığını ve hayatını bu uğurda feda ettiğini biliyoruz.
İmanlı nesiller seni takip edecektir;
Yıllarca, asırlarca peşinden gidecektir. diyorlar.
Salondaki kalabalığın fazla olmasından, mahkemenin devamına imkn kalmamıştı. İntizamı temine tahsis edilen polisler, halkın tehacümüne mni olamıyordu. Nihayet mahkeme reisinin halka hitaben, Hoca efendiyi seviyorsanız biraz meydan veriniz ki, mahkemeye devam edebilelim demesi üzerine, halk çekilmeye başladı. Bu suretle, mahkemenin devamına imkn hasıl oldu.
Gençlik Rehberini basan matbaacı ve sonra polisler dinlendi. Daha sonra Üstad, ehl-i vukuf raporuna karşı itiraz eyledi. İkindi namazı vakti geçmek üzere olduğundan, Üstad namaz kılmak üzere müsaade istedi. Mahkeme reisi, Üstadın bu ricasını kabul ederek muhakemeye nihayet verdi.
Üstad, genç üniversitelilerin ve kendisini candan seven talebelerinin kolları arasında koridorlardan geçerken, binlerce halk tarafından alkışlanıyor, kendisi de iki eliyle sevgili talebelerini selmlıyordu. Adliye binasının önünde üç-dört bin kişi toplanmış, Üstadı görmek üzere bekliyorlardı. Üstad, binlerce halkın alkış tufanı arasında merdivenlerden indi. Bu arada heyecandan ağlayanlar da vardı. Bu izdiham arasında yaya yürümek kabil olmadığı için, Nur talebeleri tarafından Üstad bir otomobile bindirilerek Sultanahmed Camiine gidilmiş ve cemaatle namaz kılınarak ikametghına götürülmüştü.
Üstad 5 Mart 1952, son muhakeme günü, yine genç mekteplilerle halk tabakalarından müteşekkil binlerce kendisini sevenlerin arasında mahkeme salonuna girdi. Mahkeme salonundaki izdihamın geçen defaki gibi muhakemenin devamına mani olacak dereceye varmaması için, müteaddit polis müfrezeleri Adliye binasının merdivenlerini ve koridorları muhafaza altına almışlar, geçitleri kapamışlardı. Bununla beraber, mahkeme salonu kapılara kadar hıncahınç dolmuştu.
Mahkeme başladı; şahit olarak Gençlik Rehberini bastıran üniversite talebesi dinlendi. İfadesinde, şark ve garbın eserlerini okuduğunu, sonra Risale-i Nur eline geçtiğini, bu eserlerden aklı, fikri, ruhu ve kalbi son derece müstefid bulunduğunu, irade ve ahlkı üzerinde mühim tesirler yaptığını, Gençlik Rehberinin, gençlerin iman ve ahlkını temin ve muhafaza yolunda büyük tesiri olması dolayısıyla, bir hizmet-i vataniye yapmak emeliyle bastırdığını, suç mahiyetini haiz birşey görmediğini söylemiştir.
Üstadın müdafaası
çok uzun süren mazlumane, maceralı hayatıma dair gayet kısa maruzatta bulunacağım. Lütfen dinlemenizi rica ederim.
(Mahkeme, Üstadın müdafaasını serbest ve rahatça yapmasına meydan verdi. Üstad da geniş ve ferahlı bir müdafaa yaptı.)
DEVAM EDECEK