SEKİZİNCİ Kısım: ISPARTA hayatı-18
Eklenme: 2/1/2025 12:00:00 AM

Bir Müslüman. Ak saçlı, yaşlı bir Müslüman. Saçını başını ve yaşını bütün ömrü boyunca nurla ağartmış bir Müslüman. Saçı, başı, yaşı ve bütün vücudu Allahın nuruyla yıkanmış, ter temiz ve bem beyaz bir Müslüman. Bütün ömrü boyunca inm-ı Hak olan hayatını, Türk milletinin salh ve hakik saadeti için vakfetmiş, emr-i İlh olan ruhunu, feleğin hakik mliki Allaha teslim edinceye kadar aynı yolda yürümeye azmetmiş, bina-yı Sübhan olan bedenini, yalnız Allah yolunda yıpratmış olan büyük bir Müslüman, bugün, Demokrasi vardır denilen birgün, kalkıyor, yalnız Allah diyor, Kitap diyor, Resul diyor ve gençliğe, Dikkat diyor. Der demez arkasından savcı (dvyı açan savcı) yapışıyor.

Gel buraya... Suç işledin! diyor.

Ve fkı kap kara bir zulmet kaplamıştır.

Fakat, bakın şu asl ve necip ihtiyar Müslümana! Ne kadar sakin ve ne kadar rahattır. Zira kesrette değil, vahdettedir. Gecenin zulmetinden ve gündüzün rengrenginden bfütrdur. Bel zindanında safayı seyretmektedir. Cefa sofrasında vefa bulan, mazhar-ı tecell olandır. Zira eşya hakikatlerinden haberdardır. Kesafeti letafete kalb etmiştir. Kanı çekilmiş, damarlarında kan yerine, feyz-i Hak ve nur cereyan etmektedir ve savcı (dvyı açan savcı) bu Müslümanı kolundan yakalamış, hapse sürüklemektedir.

Niçin? Neden? Ne yaptı bu pr-i fn? Nedir kabahati bu ihtiyar Müslümanın? Ne mi yaptı? Bakın, savcıya (dvyı açana) göre neler ve neler yaptı?

Gençlik Rehberi adıyla bir kitap çıkardı.

A. Likliğe aykırı hareket etti. Allah, din, iman likliğe aykırı olur mu? Olur. Peki, başka?

B. Devletin içtima, iktisad, siyas ve hukuk temel nizamlarını din esaslara uydurmak istedi. Nasıl, niçin ve ne maksatla yaptı bunları?

C. Şahs nüfuz temin ve tesis etmek maksadıyla.

Peki, ya siyas menfaat kasdı var mı acaba? Hayır, bu yok. Ehl-i vukuf da bu maksadı görmemiş. Savcı da bunu diyemiyor. Peki, amma madem ki siyas menfaat kastı yokmuş, bu pr-i fnnin şahsı, cüssesi, bedeni ne ki, dünyadan ne bekliyor ki nüfuz temin etmek istesin?

Savcı, Ben orasını bilmem diyor. İstiyor işte. Hem bunu böylece bilirkişiler de söylüyorlar.

Peki, nasıl yaptı bu işleri bu Müslüman?

A. Dini, din hissiyatı ve dince mukaddes tanılan şeyleri let etmek suretiyle.

Nedir bu mukaddes tanılan şeyler? İslm dini, Müslümanlık hisleri, Allah kelimesinin kalbdeki haşyeti, Kurn, tefsir... Demek savcı bunları biliyor. Bunların mukaddesat olduğuna inanıyor.

Peki, amma bunları bilmek, inanmak ve sonra söylemek let etmek midir? Evet, dvyı açan savcıya göre let etmektir. Öyleyse savcı da bunları let ediyor, hem de siyas bir kanuna let ediyor, hem de bir Müslümanı mahkm ettirmek için let ediyor. Şu halde o da 163üncü maddeye göre suç işlemiyor mu?

Hayır der savcı. Ben propaganda yapmıyorum. O propaganda ve telkin yaptı. Ne dedi peki? Şunları söyledi:

...Bu zamanda, zındıka dalleti İslmiyete karşı muharebesinde nefs-i emmarenin plnıyla şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi yarım çıplak hanımlardır ki, açık bacağıyla, dehşetli bıçaklarla ehl-i imana taarruz edip saldırıyorlar. Nikh yolunu kapamaya, fuhuş yolunu genişlettirmeye çalışarak, çokların nefislerini birden esir edip, kalb ve ruhlarını kebair ile yaralıyorlar; belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar.

Peki, yalan mı bunlar? Fuhşu teşvik ve nikhı imha eden fhişeler gürhu inkr mı ediliyor? Gizli ve şikr fuhuşla ve devlet eliyle mücadele yok mu? Ceza Kanunu, Fuhuşla Mücadele Nizamnmesi ve Ahlk Zabıtası bunlarla geceli gündüzlü mücadele etmiyor mu?

Var, var amma Buna biz karışırız, Allah ne karışır? diyor savcı. Peki, böyle desin. Desin amma kanun, zabıta ve savcı, suç işlendikten sonra işleyeni ve işleteni yakalıyor. Yani iş olup bittikten sonra, namus pyimal olup adam öldükten sonra... Daha evvel tedbir almaya kanunen imkn yok; fakat dinen buna imkn var: Allah korkusu ve din. Bu korku sayesinde her türlü rezaletin önü alınabileceğini bildiriyor. İslm dini bunu emrediyor. Tedbiri evvelden alın diyor. Nasıl? Nasihat edin, ikaz edin, Allahı tanıtın, insanın kalbinde Allah korkusu, Allah sevgisi, ateş, Cehennem, ebed azp, ebed saadet yer etsin, bilsin, anlasın, sevsin ve korksun; korksun ki fenalıklardan kaçsın, hem kendisi kurtulsun, hem de cemiyet. Savcı da, devlet de, hükmet de, millet de rahat etsin. Bunun için Allah korkusunu ve sevgisini insanlara aşılayın.

Nasıl yapalım bu işi? Söyleyin, yazın, okutun. Peki, amma o zaman propaganda diyorlar. Ne olur? Bunlar Allahın emirleri, Kurn-ı Azmüşşnın hikmetleri değil mi? Din, sizin en tabi hakkınız değil mi? Kim men eder sizi bundan, Allah yolundan? Suç diyorlar buna. Öyle mi? Allahın emrini okuyun: Haberiniz olsun ki, o küfür edip halkı Allah yolundan men eyleyen ve hak kendilerine tebeyyün ettikten sonra Peygambere karşı gelenler, hiçbir zaman Allaha zerrece bir zarar edecek değiller. O, onların amellerini heder edecektir.

DEVAM EDECEK