Bu iki taife herşeyden istifadeye çalışıp dindar Demokratları devirmeye çalıştıkları ve çalıştırıldıkları, meydandaki sar ile tahakkuk ediyor. Bu acip tahribata ve bu iki kuvvetli muarızlara karşı, kırk Sahabe ile dünyanın kırk devletine karşı meydan-ı muarazaya çıkan ve galebe eden ve bin dört yüz sene zarfında ve her asırda üç yüz dört yüz milyon şakirdi bulunan hakikat-i Kurniyenin sarsılmaz kuvvetine dayanmak ve onun içindeki dünyev ve uhrev sadet-i ebediyenin zevklerine o czibedar hakikatle beraber nokta-i istinad yapmak, o mezkr muarızlarınıza ve hem dahil ve hariçteki düşmanlarınıza karşı en lzım ve elzem ve zarur bir çre-i yegnedir. Yoksa, o insafsız dahil ve haric düşmanlarınız sizin bir cinayetinizi binler yapıp ve eskilerin de cinayetlerini ilve ederek başkaların başına yükledikleri gibi, size de yükleyecekler. Hem size, hem vatana, hem millete telfi edilmeyecek bir tehlike olur.
Cenb-ı Hak sizleri İslmiyet lehindeki hizmetlerinizde muvaffak ve mezkr tehlikelerden muhafaza eylesin diye ben ve Nurcu kardeşlerimiz, yapacağınız hizmete ve mezkr hakikati kabul etmenize mukabil dua etmeye karar vereceğiz.
Üçüncüsü: İslmiyetin hayat-ı içtimaiyeye dair bir kanun-u esassi dahi, bu hadis-i şerifin, Müminin mümine bağlılığı, parçaları birbirine kurşunla yapışmış sağlam bina gibidir. hakikatıdır. Yani, hariçteki düşmanların tecavüzlerine karşı, dahildeki adveti unutmak ve tam tesanüd etmektir. Hatt en bedev tifeler dahi bu kanun-u esasnin menfaatini anlamışlar ki, hariçte bir düşman çıktığı vakit, o taife birbirinin babasını, kardeşini öldürdükleri halde, o dahildeki düşmanlığı unutup, hariçteki düşman def oluncaya kadar tesanüd ettikleri halde; binler teessüflerle deriz ki, benlikten, hodfuruşluktan, gururdan ve gaddar siyasetten gelen dahildeki tarafgirane fikriyle, kendi tarafına şeytan yardım etse rahmet okutacak, muhalifine melek yardım etse lnet edecek gibi hdistlar görünüyor. Hatt, bir slih lim, fikr-i siyassine muhalif bir büyük slih limi tekfir derecesinde gıybet ettiği; ve İslmiyet aleyhinde bir zındığı, onun fikrine uygun ve taraftar olduğu için hararetle sen ettiğini gördüm. Ve şeytandan kaçar gibi, otuz beş seneden beri siyaseti terkettim.
Hem şimdi birisi, hem Ramazan-ı Şerife, hem şeir-i İslmiyeye, hem bu dindar millete büyük bir cinayeti yaptığı vakit muhaliflerinin onun o vaziyeti hoşlarına gittiği görüldü. Halbuki, küfre rıza küfür olduğu gibi; dallete, fıska, zulme rıza da fısktır, zulümdür, dallettir. Bu acip halin sırrını gördüm ki, kendilerini millet nazarında ettikleri cinayetlerinden mzur göstermek damarıyla muhaliflerini kendilerinden daha dinsiz, daha cni görmek ve göstermek istiyorlar. İşte bu çeşit dehşetli haksızlıkların neticeleri pek tehlikeli olduğu gibi, içtima ahlkı da zr ü zeber edip bu vatan ve millete ve hkimiyet-i İslmiyeye büyük bir suikast hükmündedir.
Daha yazacaktım, fakat bu üç nokta-i esasiyeyi şimdilik dindar hürriyetperverlere beyan etmekle iktifa ediyorum.
Said Nurs
Adnan Menderese gönderilmek niyetiyle evvelce yazılan içtima hayatımıza ait bir hakikatın haşiyesini takdim ediyoruz.
Hşiye: Eskilerin lüzumsuz keyf kanunları ve su-i istimalleri neticesinde, belki de tahrikleriyle zuhur eden Tican meselesini dindar Demokratlara yüklememek ve lem-i İslmın nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegnesi kendimce böyle düşünüyorum:
Ezan-ı Muhammednin (a.s.m.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofyayı, beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek ve halen İslmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine lem-i İslmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmi sekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraatine karar verdikleri Risale-i Nurun resmen serbestsini dindar Demokratlar iln etmeli ve bu yaraya bir nevi merhem vurmalıdırlar. O vakit lem-i İslmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimne kabahatları onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki saat baktım ve bunu yazdım.
Said Nurs
(Ankaradaki Nur talebelerinin bir mektubu)
Aziz, sıddık kardeşlerimiz,
Mektubunuzdan, İslm güneşinin bir ziyasını sezer gibi olduk. Yüzlerce seneden beri insaniyet aleyhine, İslmiyet zararına mütecaviz fikir neşreden ehl-i küfrün tahriplerini tamir için ortaya atılan Risale-i Nurun, sizlerin mektubunuzdan, gençlerin arasına yayıldığını sezdik. Ebed hayat yolunun hakperest yolcuları, hayl boş lfları terk edip, Risale-i Nurla küfür tohumlarını eriteceklerdir. Nurun talebeleri, ehl-i kalb ve imanın hakik kardeşleridirler. Siz kardeşlerimizin mektupları, bizlere hız veriyor ve verecek. Kurnın tefsiri olan Risale-i Nur, bize dallette kalmanın ve küfürle mücadele etmemenin bu zamanda büyük ahmaklık olduğunu bildiriyor. Komünistliğin, anarşistliğin, masonluğun kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nura hizmet etmek ve rıza-yı İlhyi tahsil için onu isteyene vermektir. Bu en baş ve en ehemmiyetli, en kıymetli ve mübarek vazifemizden bizi döndürmek isteyen en ağır hücumlar dahi, bizlerin hızını arttıracaktır.
DEVAM EDECEK