YEDİNCİ Kısım: AFYON hayatı-18
Eklenme: 1/2/2025 12:00:00 AM

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Risale-i Nur benim bedelime sizlerle görüşür, derse müştak yeni kardeşlerimize güzelce ders verir. Nurlarla ya okumak veya okutmak veya yazmak suretindeki meşguliyet, tecrübelerle kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor. Şimdi Hüsrev gibi Nur kahramanı size ihsan edildi. İnşaallah bu medrese-i Yusufiye dahi, Medresetüz-Zehranın bir mübarek dershanesi olacak. Ben şimdiye kadar Hüsrevi ehl-i dünyaya tam göstermiyordum, gizlerdim. Fakat neşredilen mecmualar, onu ehl-i siyasete tamamıyla gösterdi, gizli birşey kalmadı. Onun için, ben hem o, daha gizlemek değil, lüzum ise aynı hakikat beyan edilecek. Fakat şimdilik karşımızda hakikati dinleyecekler içinde dehşetli ve tezahür etmiş iki muannid, hem zındık, hem komünist hesabınabiri Emirdağında mlum olmuş, biri de buradagayet dessasne, aleyhimizde iftiralarla memurları ürkütmeye çalışıyorlar. Onun için biz şimdilik çok ihtiyat edip telş etmemek ve inyet-i İlhiyenin imdadımıza gelmesini tevekkülle beklemek lzımdır. Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim

Ben hem Risale-i Nuru, hem sizleri, hem kendimi, Hüsrev ve Hıfzı ve Bartınlı Seyyidin kıymettar müjdeleriyle hem tebrik, hem tebşir ediyorum. Evet, bu sene hacca gidenler, Mekke-i Mükerremede Nurun kuvvetli mecmualarını büyük limlerin hem Arapça, hem Hintçe tercüme ve neşre çalışmaları gibi, Medine-i Münevverede dahi o derece makbul olmuş ki, Ravza-i Mutahharanın Makber-i Saadeti üstünde konulmuş. Hacı Seyyid, kendi gözüyle As-yı Ms mecmuasını kabr-i Peygamber (a.s.m.) üzerinde görmüş. Demek makbul-ü Nebev olmuş ve rıza-yı Muhammed aleyhissaltü vesselm dairesine girmiş. Hem niyet ettiğimiz ve buradan giden hacılara dediğimiz gibi, Nurlar bizim bedelimize o mübarek makamları ziyaret etmişler. Hadsiz şükür olsun, Nurun kahramanları bu mecmuaları tashihli olarak neşretmeleriyle, pekçok faidelerinden birisi de; beni tashih vazifesinden ve merakından kurtardığı gibi, kalemle yazılan sair nüshalara tam bir mehaz olmak cihetinde yüzer tashihçi hükmüne geçtiler. Cenb-ı Erhamürrhimn o mecmuaların herbir harfine mukbil onların defter-i hasenatlarına bin hasene yazdırsın. min, min, min.

Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim ve hapis arkadaşlarım,

Evvel: Sureten görüşmediğimizden merak etmeyiniz. Bizler mnen her zaman görüşüyoruz. Benim ehemmiyetsiz şahsıma bedel, Nurdan elinize geçen hangi risaleyi okusanız veya dinleseniz benim di şahsım yerine, Kurnın bir hdimi haysiyetiyle, benimle o risale içinde sohbet edersiniz. Zaten ben de sizinle bütün dualarımda ve yazılarınızda ve alkanızda hayalimde görüşüyorum ve bir dairede beraber bulunmamızdan her vakit görüşüyoruz gibidir.

Saniyen: Bu yeni medrese-i Yusufiyedeki Risale-i Nurun yeni talebelerine deriz: Kuvvetli hüccetlerle, hatt ehl-i vukufu da teslime mecbur eden işrt-ı Kurniye ile Nurun sadık şakirtleri imanla kabre girecekler. Hem şirket-i mneviye-i Nuriyenin feyziyle, herbir şakirt derecesine göre umum kardeşlerinin mnev kazançlarına ve dualarına hissedar olur. Güya det binler dil ile istiğfar eder, ibadet eder. Bu iki faide ve netice, bu acp zamanda bütün zahmetleri, sıkıntıları hiçe indirir, pekçok ucuz olarak o iki kıymettar krları sadık müşterilerine verir.

Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim ve hapis arkadaşlarım,

Evvel: Sureten görüşmediğimizden merak etmeyiniz. Bizler mnen her zaman görüşüyoruz. Benim ehemmiyetsiz şahsıma bedel, Nurdan elinize geçen hangi risaleyi okusanız veya dinleseniz benim di şahsım yerine, Kurnın bir hdimi haysiyetiyle, benimle o risale içinde sohbet edersiniz. Zaten ben de sizinle bütün dualarımda ve yazılarınızda ve alkanızda hayalimde görüşüyorum ve bir dairede beraber bulunmamızdan her vakit görüşüyoruz gibidir.

Saniyen: Bu yeni medrese-i Yusufiyedeki Risale-i Nurun yeni talebelerine deriz: Kuvvetli hüccetlerle, hatt ehl-i vukufu da teslime mecbur eden işrt-ı Kurniye ile Nurun sadık şakirtleri imanla kabre girecekler. Hem şirket-i mneviye-i Nuriyenin feyziyle, herbir şakirt derecesine göre umum kardeşlerinin mnev kazançlarına ve dualarına hissedar olur. Güya det binler dil ile istiğfar eder, ibadet eder. Bu iki faide ve netice, bu acp zamanda bütün zahmetleri, sıkıntıları hiçe indirir, pekçok ucuz olarak o iki kıymettar krları sadık müşterilerine verir.

Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Afyon müdafaanamesinin hem bize, hem bu Nurlara, hem bu memlekete, hem lem-i İslma alkadar ehemmiyetli hakikatleri var. Herhalde bunu yeni hurufla beş on nüsha çıkarmak lzımdır, t Ankara makamatına gönderilsin. Bizi tahliye ve tecziye etseler de hiç ehemmiyeti yok. Şimdi vazifemiz, o müdafaattaki hakikatleri hem hükmete, hem adliyelere, hem millete bildirmektir. Belki de kader-i İlhnin bizi bu dershaneye sevketmesinin bir hikmeti de budur. Mümkün olduğu kadar çabuk makine ile çıksın. Bizi bugün tahliye etseler, biz yine onu bu makamata vermeye mecburuz. Sizi aldatıp tehir edilmesin. Artık yeter, aynı mesele için on beş senede üç defa bu eşedd-i zulüm ve bahaneler ve emsalsiz işkencelere karşı son müdafaamız olsun. Madem kanunen kendimizi müdafaa etmek için sabık mahkemelerde makineyi bize vermişler; burada o hakkımızı bizden hiç bir kanunla men edemezler. Eğer resmen çare bulmadınız ise, hariçten bizim avukat herşeyden evvel bunun makine ile beş nüshasını çıkarsın; hem sıhhatine çok dikkat edilsin.

Said Nurs

DEVAM EDECEK