Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bugün benim pencerelerimi mıhlamalarının sebebi, mahpuslarla mürafaa ve selmlaşmamaktır. Zhirde başka bahane gösterdiler. Hiç merak etmeyiniz. Bilkis, benim ehemmiyetsiz şahsımla meşgul olup Nurlara ve talebelerine çok sıkıntı vermediklerinden, beni cidden ve kalben onların şahsımı ihanetler ve işkencelerle tazip etmeleri, Nurların ve sizlerin bedeline olduğu ve bir derece Nurlara ilişmemeleri cihetinde memnunum ve sabır içinde şükrederim. Merak etmiyorum; siz dahi hiç müteessir olmayınız. Gizli düşmanlarımız memurların nazar-ı dikkatini şahsıma çevirmesinden, Nurların ve talebelerinin selmet ve maslahatları noktasında bir inyet ve bir hayır var diye kanaatim var. Bazı kardeşlerimiz hiddet edip dokunaklı konuşmasınlar. Hem ihtiyatla hareket etsinler ve telş etmesinler, hem herkese bu meseleden bahis açmasınlar. çünkü, safdil kardeşlerimiz ve ihtiyata daha alışmayan yeni kardeşlerimizin sözlerinden mn çıkaran casuslar bulunur. Habbeyi kubbe yapar, ihbar edebilir. Şimdi vaziyetimiz şaka kaldırmıyor. Bununla beraber, hiç endişe etmeyiniz. Biz inyet-i İlhiye altındayız ve bütün meşakkatlere karşı keml-i sabırla, belki şükürle mukabele etmeye azmetmişiz. Bir dirhem zahmet, bir batman rahmet ve sevabı netice verdiğinden, şükür etmeye mükellefiz.

Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim,

İki ehemmiyetli sebep ve bir kuvvetli ihtara binaen, ben bütün vazife-i müdafaatı buraya gelen ve gelecek Nur erknlarına bırakmaya kalben mecbur oldum.

Birinci sebep: Ben hem sorgu dairesinde hem çok emarelerden kat bildim ki, bana karşı ellerinden geldiği kadar müşkült yapmaya ve fikren onlara galebe etmemden kaçmaya çalışıyorlar ve resmen de onlara işar var. Güya ben konuşsam, mahkemeleri ilzam edecek derecede ve diplomatları susturacak bir iktidar-ı ilm ve siyas göstereceğim diye, benim konuşmama bahanelerle mni oluyorlar. Hatt sorguda bir suale karşı dedim: Tahattur edemiyorum. O hkim taaccüp ve hayretle dedi: Senin gibi fevkalde acp zekvet ve ilim sahibi nasıl unutur? Onlar Risale-i Nurun hrika yüksekliklerini ve ilm tahkikatını benim fikrimden zannedip dehşet almışlar. Beni konuşturmak istemiyorlar. Hem güya benimle kim görüşse birden Nurun fedakr bir talebesi olur. Onun için beni görüştürmüyorlar. Hatt Diyanet Reisi dahi demiş: Kim onunla görüşse ona kapılır. Cazibesi kuvvetlidir.

Demek şimdi işimi de sizlere bırakmaya maslahatımız iktiza ediyor. Ve yanınızdaki yeni ve eski müdafaatlarım benim bedelime sizin meşveretinize iştirak eder, o kfidir.

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bugün mnev bir ihtarla sizin hesabınıza bir telş, bir hüzün bana geldi. çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği ayni dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki: Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhr-u selse gelecekler. Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrev faideleri kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kuds pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhr-u selseyi böyle bire on kr veren medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbette büyük bir krdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir. İbadet cihetinde böyle olduğu gibi, Nur hizmeti dahi nisbetenkemiyet değilse de keyfiyet itibarıylabire beştir. çünkü bu misafirhanede mütemadiyen giren ve çıkanlar, Nurun derslerinin intişarına bir vasıtadır. Bazan bir adamın ihlsı, yirmi adam kadar faide verir. Hem Nurun sırr-ı ihlsı, siyasetkrne kahramanlık damarını taşıyan, Nurun tesellilerine pekçok muhtaç bulunan mahpus biçareler içinde intişarı için bir parça zahmet ve sıkıntı olsa da, ehemmiyeti yok. Derd-i maişet ciheti ise: Zaten bu üç ay hiret pazarı olmasından, herbiriniz çok şakirtlerin bedeline, hatt bazınız bin adamın yerinde buraya girdiğinden, elbette sizin haric işlerinize yardımları olur diye tamamıyla ferahlandım ve bayrama kadar burada bulunmak büyük bir nimettir bildim. Said Nurs

Bazı emarelerle bildim ki, gizli düşmanlarımız, Nurların kıymetini düşürmek fikriyle, siyaset mnsını hatırlatan Mehdilik dvsını tevehhüm ile, güya Nurlar buna bir lettir diye, çok asılsız bahaneleri araştırıyorlar. Belki benim şahsıma karşı bu işkenceler, bu evhamlarından ileri geliyor. Ben, o gizli zalim düşmanlara ve onları aleyhimizde dinleyenlere derim: Hş, sümme hş! Hiçbir vakit böyle haddimden tecavüz edip iman hakikatlarını şahsiyetime bir makam-ı şan ü şeref kazandırmaya let etmediğime bu yetmiş beş, hususan otuz senelik hayatım ve yüz otuz Nur Risaleleri ve benim ile tam arkadaşlık eden binler ztlar şehadet ederler.

Evet, Nur şakirtleri biliyorlar ve mahkemelerde hüccetlerini göstermişim ki, şahsıma değil bir makam, şan ü şeref ve şöhret vermek ve uhrev ve mnev bir mertebe kazandırmak, belki bütün kanaat ve kuvvetimle ehl-i imana bir hizmet-i imaniye yapmak için, değil yalnız dünya hayatımı ve fni makamatımı, belki lüzum olsa hiret hayatımı ve herkesin aradığı uhrev, bk mertebelerini feda etmeyi, hatt Cehennemden bazı biçareleri kurtarmaya vesile olmak için, lüzum olsa Cenneti bırakıp Cehenneme girmeyi kabul ettiğimi hakiki kardeşlerim bildikleri gibimahkemelerde dahi bir cihette ispat ettiğim haldebeni bu ittihamla, Nur ve iman hizmetime bir ihlssızlık isnat etmekle ve Nurların kıymetlerini tenzil etmekle milleti onun büyük hakikatlerinden mahrum etmektir.

DEVAM EDECEK