YEDİNCİ Kısım: AFYON hayatı-20
Eklenme: 1/4/2025 12:00:00 AM

Acaba bu bedbahtlar, dünyayı ebed ve herkesi kendileri gibi, Dini ve imanı dünyaya let ediyor tevehhümüyle, dünyadaki ehl-i dallete meydan okuyan ve hizmet-i imaniye yolunda hem dünyev, hem lüzum olsa, uhrev hayatlarını feda eden ve mahkemelerde dv ettiği gibi, bir tek hakikat-ı imaniyeyi dünya saltanatı ile değiştirmeyen ve siyasetten ve siyaseti işmam eden madd ve mnev mertebelerden, ihls sırrıyla, bütün kuvvetiyle kaçan ve yirmi sene emsalsiz işkencelere tahammül eden ve siyasete, meslek itibariyle, tenezzül etmeyen ve kendini nefsi itibariyle talebelerinden çok aşağı bilen ve onlardan daima himmet ve dua bekleyen ve kendi nefsini çok biçare ve ehemmiyetsiz itikad eden bir adam hakkında, bazı hlis kardeşleri, Risale-i Nurdan aldıkları fevkalde kuvve-i imaniyeyi, onun tercümanı olan o biçareyetercümanlık münasebetiyleNurların bazı faziletlerini ona isnat etmek ve hiçbir siyaset hatırına gelmeyerek yüksek makamlar vermek ve haddinden bin derece ziyade hüsn-ü zan etmek, eskiden beri, üstad ve talebeler mabeyninde cri ve itiraz edilmeyen bir makbul adet ile, teşekkür mnsında pek fazla medh-ü sena etmek, hiçbir kanunla suç olabilir mi?

Gerçi mübalğa itibariyle hakikata bir cihette muhaliftir, fakat, kimsesiz, garip ve düşmanları pek çok ve onun yardımcılarını kaçıracak çok esbap varken, insafsız çok muterizlere karşı, sırf yardımcılarının kuvve-i mneviyelerini takviye etmek ve kaçmaktan kurtarmak ve mübalğalı medhedenlerin şevklerini kırmamak için, onların medihlerini Nura çevirip bütün bütün reddetmediği halde, onun bu kabir kapısındaki hizmet-i imaniyesini dünya cihetine çevirmeye çalışan bazı resm memurların ne derece kanundan, insaftan uzak düştükleri anlaşılır. Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvel: Hiç telş ve merak etmeyiniz. Hakkımızdaki her hadisede, hem perde altında, hem neticeler itibarıyla, hem rahmet ve inayetin iltifatları ve tebessümleri, hem kader ve kısmetin ve adalet ve şefkatin terbiyeleri var olduğu kat ve mükerrer tecrübelerle tahakkuk ettiğinden, biz en acı vaziyet ve sıkıntılara karşı, kemal-i sabır içinde şükretmekle mükellefiz. Ve ciltleri ve derileri soyulan Cercis aleyhisselm gibi, binler, milyonlar hakikat mücahitlerinin hakaik-i imaniyenin kuds hizmetinin bir nümunesine mazhar olan Nur şakirtlerinin çektikleri zahmetler, o eski zatların zahmetlerine nispeten binde bir olmaz. Ve ücret ve kazanç cihetinde, inşaallah birdirler ve beraberdirler.

Saniyen: On bir defa bana suikast eden ve dört defa mahkemeleri aleyhimize sevk edip üç defa hapse sokan gizli düşmanlarımızın Nurlar hakkında plnları akm kaldığından, bütün desiseleriyle, ehemmiyetsiz şahsıma karşı sıkıntı, tecrid-i mutlak ve kimse ile temas etmemek ve damarıma dokundurmakla işkenceler verdirmeye çalışıyorlar. Ben de, o işkencelerin altında inayetin iltifatını görüp tahammül ederek şükrederim. Zannederim, herbirinizden vücutça on derece zayıf ve on derece ziyade sıkıntılarıma karşı tahammülüm, sizin gibi kuvvetli ve licenap zatların, küçücük ve geçici ve cüz sıkıntılarınızı nazarınızda hiçe indirir diye, daha size tesell vermeye lüzum görmüyorum.

Salisen: Şimdi, şahsımı çürütmeye çalıştıklarından ve sıktıklarından ve ihanet ettiklerinden dolayı sıkılmayınız. çünkü, Nurlara ve talebelerine ilişilmediğine bir almettir ve tam aldandıklarına bir emaredir. Yani, kıymeti, hüneri şahsımda zannedip beni sıkıyorlar, çürütmek istiyorlar Bu aldanmalarında pek büyük bir maslahat ve Nurlara çok faidesi var. Benim tam yapamadığım vazife-i şahsiyemi ve hizmet-i Nuriyemi bu suretle menf bir tarzda bana yaptırıyorlar. İnşaallah, o nispette sevap kazandıran kusuratlarıma kefaret olur.

Rabian: Gizli münafıklar, her nasılsa bazı resm memurları aldatıp, Said ile görüşen, dost ve Nurcu olur. Kimse temas etmesin diye onları evhamlandırmışlar. Hatt, heyet-i idare ve gardiyanlar dahi benden kaçıyorlar. Ben de memnun oluyorum ve bu hale şükrediyorum. Sizlerle sureten görüşmediğimden zararı yok. çünkü bir hanede maddeten ve mnen ve ruhen ve kalben ve vazifeten ve fikren ve muaveneten daima beraberiz. Mnev görüşüyoruz, yeter. Said Nurs

Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kurniye ve imaniyede fedakr ve metin arkadaşlarım,

Birkaç gündür sizinle kalemle konuşmadığımdan sıkılmayınız. Şimdi iki noktayı beyan etmek kalbe geldi.

Birincisi: Allahın kullarını sevk ettiği ve onlar için seçtiği her şeyde hayır vardır. sırrıyla, teslim ve tevekkülden sonra tesell hissettim. Şöyle ki:

Bizi, hususan çalışkanları tahliye etmeyip ve tefrik etmeyerek tehir etmelerinde, inşaallah madd bir zarara mukabil, mnev yüz menfaat ve kazanç olacak. Mesel, Ankaranın altı makamatına gönderilen ilm ve iman ve pek kuvvetli müdafaat, şimdi yirmi gündür onların nazarlarındadır. Hem onun kıymettar hakikatleri, hem alkadarların merakla nazar-ı dikkatlerini celb eden meselemizin safahatı, o makamatı elbette lkayd bırakmazlar. Herhalde, eğer o hakikatlere mağlp olmasaydılar, şimdiye kadar bize tecavüz ve şiddetli işar ve emirler olacaktı. Eğer olsaydı, hakkımızda habbeyi kubbe yapanlardan tereşşuhatı hissedilecekti. Demek hakikat galebe etmiş, olsa olsa tedafü bir vaziyetle bize hafif bir ilişmek olur. Ben kendi hesabıma, o netice için, şimdiye kadar madd zarar ve sıkıntılarımın yüz derece fevkinde mnev kazancım var. Sizden herbir kardeşimizi, benden ziyade hissedar biliyorum. Demek, tahliyemizin tehiri hayırlıdır. Hem, çalışkanlardan üç kardeş, pek çok Nur şakirtlerini buraya gelmekten kurtardıkları gibi, haklarında edilen iftiralar vasıtasıyla dahi, Risale-i Nurun bir cihette, şimdiki mahkemenin nazarından kurtulmasına bir vesile oldular. Bu iki kıymettar kazanç onların husus tahliyeleriyle bozulacaktı. Hem, onların Nurlara pek cidd alkaları halkın nazarında sönecekti.

DEVAM EDECEK