İkinci nokta: Meselemiz, lem-i İslmı alkadar eden pek büyük bir vazife-i Kurniye ve imaniyedir. Ondan dehşet alan gizli münafıklar, ellerinden geldiği kadar küçültmek isterler. Ve çok ehemmiyet verdiklerinden, zahiren ehemmiyetsiz göstermeye çalışıyorlar, hükmeti ve adliyeyi aldatıyorlar. Mesel, Nurlara mensup feriklerden ve miralaylardan sarf-ı nazar edip, Ankarada Nur talebesi bir nefer askerin elinde, zararsız birkaç risale bulunmasıyla, buradaki mahkeme, meseleyi uzattırmaya vesile ediyorlar. Ve benim şahsımın ehemmiyetsizliğini, ihanetler ve tazyiklerle, tecrübelerle gösterip, binler derece şahsımdan ehemmiyetli olan Nurların kuvvetli derslerini ve şakirtlerinin sarsılmaz ve susmaz şahs-ı mnevilerini nazara almayıp, güya ehemmiyet vermiyorlar. Halbuki, onun ehemmiyetinden titriyorlar ki, o kubbeleri habbe göstermek istiyorlar.
Hem tam aldanmışlar. İçimizden yalnız dört-beş kardeşimiz, ailev ticaret cihetinde bu tehirden bir zararları olsa da, inşaallah pek çok mnev kazançları o madd zararı hiçe indirecek bir inayet altındayız. Hiç merak ve telş etmeyiniz. Vazifemiz, sabır içinde şükretmek ve mümkün oldukça Nurlarla meşgul olmaktır ve bizden çok ziyade sıkıntıda bulunan mahpuslara tesell vermektir.
Said Nurs
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Mücmel bir mnev ihtar ile bir meseleyi kalbe geldiği gibi beyan edeceğim. Altı makamata giden ve galebe eden müdafaatın cevabı gelmiş ve bize tecavüze çare bulamamışlar. Yalnız bir makamın, gizli bir işar ile, benim fedakr kardeşlerimi benden soğutmak ve şiddetli alkalarını gevşetmek planı var. Zaten çoktan beri, beni ihanetlerle ve iftiralarla ve tecritlerle, bu kuds ve uhrev ve iman alkayı bozmaya çalıştılar, muvaffak olamadılar. Şimdi Nurcuları ürkütmek, zayıf bir damar bulup nazarlarını başka tarafa çevirmeye bazı bahaneleri buluyorlar. İnşaallah, demir gibi metin Nurcuların kahramanane sebatları ve tahammülleri ve mücahid-i ekber olan Nurun hakikatleri, onun elinde birer elmas kılıç bulunan şakirtlerin şahs-ı mnevsinin pek harika fedakrlığı, onların bu plnını da akm bırakacak. Evet, Cennet ucuz olmadığı gibi, Cehennem dahi lüzumsuz değil. Sizlere tekrarla beyan edilmiş: Eski zamanın kahraman mücahidlerine nispeten en az zahmet, ağır şerait ve bu zamanın şiddet-i ihtiyaç cihetiyle çok sevap kazanan, inşaallah halis Nurculardır. Ve boş boşuna, bd-ı hev, belki günahlı, zararlı giden birkaç sene ömrünü, böyle kuds bir hizmet-i imaniye ve Kurniyeye sarf eden ve onunla ebed bir ömrü kazanan, Nur talebeleridir. Ben, kendi hisseme düşen bütün bu hücumlarına karşı, pek çok zaafiyetimle beraber tahammüle karar verdim. İnşaallah, kuvvetli, fedakr, genç, kahraman kardeşlerim benden geri kalmaz ve kaçmazlar ve kaçanları da geri çevirmeye, şimdiye kadar çalıştıkları gibi çalışacaklar.
Said Nurs
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvel: Receb-i Şerifinizi ve yarınki Leyle-i Regaibinizi ruh u canımızla tebrik ederiz.
Saniyen: Meyus olmayınız, hem merak ve telş etmeyiniz. İnayet-i Rabbniye inşaallah imdadımıza yetişir. Bu üç aydan beri aleyhimizde ihzar edilen bomba patladı. Benim sobam ve Feyzilerin su bardağı ve Hüsrevin su bardaklarının verdikleri haber doğru çıktı. Fakat dehşetli değil, hafif oldu. İnşaallah o ateş tamamen sönecek. Bütün hücumları, şahsımı çürütmek ve Nurun fütuhatına bulantı vermektir. Emirdağındaki malm münafıktan daha muzırve gizli zındıkların elinde letbir adam, bidatkr bir yarım hoca ile beraber bütün kuvvetleriyle bize vurmaya çalıştıkları darbe, yirmiden bire inmiş. İnşaallah o bir dahi, bizi mecruh ve yaralı etmeyecek ve düşündükleri ve kasdettikleri bizi birbirinden ve Nurlardan kaçırmak plnları dahi akm kalacak. Bu mübarek ayların hürmetine ve pek çok sevap kazandırmalarına itimaden sabır ve tahammül içinde şükür ve tevekkül etmek ve Kadere iman eden, kederden emin olur. düsturuna teslim olmak elzemdir, vazifemizdir.
Said Nurs
Aziz, sıddık kardeşlerim ve bu dünyada medar-ı tesellilerim ve hakikatin hizmetinde yorulmaz arkadaşlarım,
Bu mübarek aylarda ve sevabı ziyade bu çilehanede mümkün olduğu kadar bir meşgale-i Kurniye ve Nuriye ile sıkıntılı vaktiniz sarf edilse, çok faideleri var. Sıkıntı hafifleştiği gibi, kıymettar kalb ve ruhun ferahlarına medar, sevabı yüksek bir ibadet, o Nurlarla iman cihetinde iştigal, hem tefekkür bir ibadet, hem İhls Risalesinin hirinde yazıldığı gibi, beş vecihle bir nevi ibadet sayılabilir. Ben, bugünlerde, kısmen müdafaatla zihnen meşguliyetimden teessüf ederken kalbe geldi ki: O iştigal dahi ilmdir, hakaik-i imaniyenin neşrine ve serbestiyetine bir hizmettir ve bu cihette bir nevi ibadettir. Ben de sıkıldıkça, yüz defa temş ettiğim Nur meselelerini, yine zevkle tekrar mütalaya başlıyorum. Hatt, müdafaatları dahi Nurun ilm risaleleri gibi görüyorum. Eskiden bir kardeşimiz bana demişti: Ben otuz defa Onuncu Sözü okuduğum halde, yine tekrarla okumasına iştiyak ve ihtiyaç hissediyorum. Ve bundan bildim ki, Kurnın mümtaz bir hassası olan usandırmamak, Kurn hakikatlerinin bir mkesi, bir yinesi, bir hakikatli tefsiri olan Nur Risalelerine de iniks etmiş bulunuyor.
Said Nurs
DEVAM EDECEK