Aziz, sıddık, sarsılmaz, sıkıntıdan usanıp bizlerden çekilmez kardeşlerim,
Şimdi madd, mnev bir sıkıntıdan nefsim sizin hesabınıza beni mahzun eylerken, birden kalbe geldi ki, hem senin, hem buradaki kardeşlerin tek birisiyle yakında görüşmek için bu zahmet ve meşakkatin başka surette on mislini çekseydiniz yine ucuz olurdu. Hem Nurun takvdrne ve riyazetkrne meşrebi, hem umuma ve en muhtaçlara, hatt muarızlara ders vermek mesleği, hem dairesindeki şahs-ı mnevyi konuşturmak için eski zamanda ehl-i hakikatin senede hiç olmazsa bir iki defa içtimaları ve sohbetleri gibi, Nur şkirtlerinin de, birkaç senede en müsait olan medrese-i Yusufiyede bir defa toplanmalarının lüzumu cihetinde bin sıkıntı ve meşakkat dahi olsa ehemmiyeti yoktur. Eski hapislerimizde birkaç zayıf kardeşlerimizin usanıp daire-i Nuriyeden çekinmeleri onlara pek büyük bir hasret oldu ve Nurlara hiç zarar gelmedi. Onların yerine daha metin, daha muhlis şakirtler meydana çıktılar. Madem dünyanın bu imtihanları geçicidir, çabuk giderler; sevaplarını, meyvelerini bizlere verirler. Biz de inyet-i İlhiyeye itimad edip sabır içinde şükretmeliyiz.
Said Nurs
Aziz, sıddık kardeşlerim, bu medrese-i Yusufiyede ders arkadaşlarım,
Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kuds çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nevinden olması cihetiyle, Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir. Herbir hasenenin Leyle-i Kadirde otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Beratta herbir amel-i salihin ve herbir harf-i Kurnın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhr-u selsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kuds leyli-i meşhurede on binlere, yirmi bine veya otuz binlere çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için, elden geldiği kadar Kurn ile ve istiğfar ve salvat ile meşgul olmak büyük bir krdır.
Said Nurs
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Mübarek Ramazan-ı Şerifinizi bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Cenb-ı Hak bu Ramazan-ı Şerifin Leyle-i Kadrini umumunuza bin aydan hayırlı eylesin, min. Ve seksen sene bir ömr-ü makbul hükmünde hakkınızda kabul eylesin, min.
Said Nurs
Aziz, sıddık, sarsılmaz, telş etmez, hireti bırakıp fni dünyaya dönmez kardeşlerim,
Bir parça daha burada kalmaktan, meselemizi bir derece genişlendirmek istemelerinden mahzun olmayınız. Bilkis benim gibi memnun olunuz. Madem ömür durmuyor, zevle koşuyor. Böyle çilehanede, uhrev meyveleriyle bkileşiyor. Hem Nurun ders dairesi genişliyor. Mesel, ehl-i vukufun hocaları, tam dikkatle Sircün-Nuru okumaya mecbur oluyorlar. Hem bu sırada çıkmamızın, bir iki cihetle hizmet-i imaniyemize bir noksanlık vermesi ihtimali var. Ben sizlerden şahsen çok ziyade sıkıntı çektiğim halde çıkmak istemiyorum. Siz de mümkün olduğu kadar sabır ve tahammüle ve bu tarz-ı hayata alışmaya ve Nurları yazmak ve okumaktan teselli ve ferah bulmaya çalışınız.
Said Nurs
Saniyen: Risale-i Nur, Kurnın çok kuvvetli, hakik bir tefsiridir tekrarla dediğimizden, bazı dikkatsizler tam mnsını bilemediğinden bir hakikati beyan etmeye bir ihtar aldım. O hakikat şudur:
Tefsir iki kısımdır:
Birisi, malum tefsirlerdir ki, Kurnın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mnlarını beyan ve izah ve ispat ederler.
İkinci kısım tefsir ise, Kurnın iman olan hakikatlerini kuvvetli hüccetlerle beyan ve ispat ve izah etmektir. Bu kısmın pekçok ehemmiyeti var. Zhir malm tefsirler, bu kısmı bazen mücmel bir tarzda derc ediyorlar. Fakat Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid feylesofları susturan bir mnev tefsirdir.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Ehemmiyetli bir taraftan ehemmiyetli ve mnidar bir sual edilmiş. Bana sordular ki: Siz cemiyet olmadığınıza, üç mahkeme o cihette beraat vermesiyle ve yirmi seneden beri tarassut ve nezaret eden altı vilyetin o noktadan ilişmemeleriyle tahakkuk ettiği halde, Nurcularda öyle harika bir alka var ki, hiçbir cemiyette, hiçbir komitede yoktur. Bu müşkülü halletmenizi isteriz dediler.
Ben de cevaben dedim ki: Evet, Nurcular cemiyet memiyet, hususan siyas ve dünyev ve menf ve şahs ve cemaat menfaat için teşekkül eden cemiyet ve komite değiller ve olamazlar. Fakat, bu vatanın eski kahramanları keml-i sevinçle şehadet mertebesini kazanmak için ruhlarını feda eden milyonlar İslm fedailerinin ahfadları, oğulları ve kızları o fedailik damarından irsiyet almışlar ki, bu harika alkayı gösterip Denizli Mahkemesinde bu ciz bçare kardeşlerine bu gelen cümleyi onlar hesabına söylettirdiler: Milyonlar kahraman başlar feda oldukları bir hakikata başımız dahi feda olsun! diye onlar namına söylemiş, mahkemeyi hayret ve takdirle susturmuş. Demek Nurcularda hakik, hlis, sırf rıza-yı İlh için ve müspet ve uhrev fedailer var ki, mason ve komünist ve ifsad ve zındıka ve ilhad ve taşnak gibi dehşetli komiteler o Nurculara çare bulamayıp hükmeti, adliyeyi aldatarak lstikli kanunlarla onları kırmak ve dağıtmak istiyorlar. İnşaallah bir halt edemezler. Belki Nurun ve imanın fedailerini çoğaltmaya sebebiyet verecekler.
Said Nurs
DEVAM EDECEK