Yedinci Kısım: Afyon Hayatı-5
Eklenme: 12/18/2024 12:00:00 AM

Evet, komünist perdesi altında anarşistliğin emniyet-i umumiyeyi bozmaya dehşetli çalışmasına karşı, Risale-i Nur ve şakirtleri, iman-ı tahkik kuvvetiyle bu vatanın her tarafında o müthiş ifsadı durduruyor ve kırıyor, emniyeti ve syişi temine çalışıyor ki, pek çok bir kesrette ve memleketin her tarafında bulunan Nur talebelerinden, bu yirmi senede alkadar üç dört mahkeme ve on vilyetin zabıtaları, emniyeti ihlle dair bir vukuatlarını bulmamış ve kaydetmemiş.

Ve üç vilyetin insaflı bir kısım zabıtaları demişler: Nur talebeleri mnev bir zabıtadır. syişi muhafazada bize yardım ediyorlar. İman-ı tahkik ile, Nuru okuyan her adamın kafasında bir yasakçıyı bırakıyorlar, emniyeti temine çalışıyorlar.

Bunun bir nümunesi Denizli Hapishanesidir. Oraya Nurlar ve o mahpuslar için yazılan Meyve Risalesi girmesiyle, üç dört ay zarfında iki yüzden ziyade o mahpuslar öyle fevkalde itaatli, dindarne bir salh-ı hal aldılar ki, üç dört adamı öldüren bir adam, tahta bitlerini öldürmekten çekiniyordu. Tam merhametli, zararsız, vatana nfi bir uzuv olmaya başladı. Hatt resm memurlar bu hale hayretle ve takdirle bakıyordular. Hem daha hüküm almadan bir kısım gençler dediler: Nurcular hapiste kalsalar, biz kendimizi mahkm ettireceğiz ve ceza almaya çalışacağız, t onlardan ders alıp onlar gibi olacağız, onların dersiyle kendimizi ıslah edeceğiz.

İşte bu mahiyette bulunan Nur talebelerini emniyeti ihll ile ittiham edenler, herhalde ve gayet fena bir surette aldanmış veya aldatılmış veya bilerek veya bilmeyerek anarşistlik hesabına hükmeti iğfal edip bizleri eziyetlerle ezmeye çalışıyorlar. Biz bunlara karşı deriz:

Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapanmıyor ve dünya misafirhanesinde yolcular gayet sürat ve telşla, kafile kafile arkasında toprak arkasına girip kayboluyorlar; elbette pek yakında birbirimizden ayrılacağız. Siz zulmünüzün cezasını dehşetli bir surette göreceksiniz. Hiç olmazsa mazlum ehl-i iman hakkında terhis tezkeresi olan ölümün, idam-ı ebed darağacına çıkacaksınız. Sizin dünyada tevehhüm-ü ebediyetle aldığınız fni zevkler bki ve elm elemlere dönecek.

Maatteessüf gizli münafık düşmanlarımız, bu dindar milletin yüzer milyon vel makamında olan şehidlerinin, kahraman gazilerinin kanıyla ve kılıncıyla kazanılan ve muhafaza edilen hakikat-i İslmiyete bazan tarikat namını takıp ve o güneşin tek bir şuı olan tarikat meşrebini o güneşin aynı gösterip, hükmetin bazı dikkatsiz memurlarını aldatıp, hakikat-i Kurniyeye ve hakaik-i imaniyeye tesirli bir surette çalışan Nur talebelerine tarikatçi ve siyas cemiyetçi namını vererek aleyhimize sevk etmek istiyorlar. Biz, hem onlara, hem onları aleyhimizde dinleyenlere, Denizli mahkeme-i dilesinde dediğimiz gibi deriz:

Yüzer milyon başların feda oldukları bir kuds hakikate başımız dahi feda olsun. Dünyayı başımıza ateş yapsanız, hakikat-i Kurniyeye feda olan başlar, zındıkaya teslim-i silh etmeyecek ve vazife-i kudsiyesinden vazgeçmeyecekler inşaallah!

İşte, ihtiyarlığımın sezgüzeştliğinden gelen ağrılara ve meyusiyetlere, imandan ve Kurndan imdada yetişen kuds tesellilerle bu ihtiyarlığımın en sıkıntılı bir senesini, gençliğimin en ferahlı on senesine değiştirmem. Hususan hapiste farz namazını kılan ve tevbe edenin herbir saati on saat ibadet hükmüne geçmesiyle ve hastalıkta ve mazlumiyette dahi herbir fni gün, sevap cihetinde on gün bki bir ömrü kazandırmasıyla, benim gibi kabir kapısında nöbetini bekleyen bir adama ne kadar medar-ı şükrandır, o mnev ihtardan bildim, Hadsiz şükür Rabbime dedim, ihtiyarlığıma sevindim ve hapsime razı oldum. çünkü ömür durmuyor, çabuk gidiyor. Lezzetle, ferahla gitse, lezzetin zevli elem olmasından, hem teessüf, hem şükürsüzlükle, gafletle, bazı günahları yerinde bırakır, fni olur, gider. Eğer hapis ve zahmetli gitse, zevl-i elem bir mnev lezzet olmasından, hem bir nevi ibadet sayıldığından, bir cihette bki kalır ve hayırlı meyveleriyle bki bir ömrü kazandırır. Geçmiş günahlara ve hapse sebebiyet veren hatalara kefaret olur, onları temizler. Bu nokta-i nazardan, mahpuslardan farzı kılanlar, sabır içinde şükretmelidirler.

* * *

Bediüzzaman Said Nursnin Afyon Mahkemesi

Afyon mahkemesini tertip ve iftiralarla açtıran gizli dinsizler, Bediüzzamanı idam etmek plnını çevirmişlerdir. Bu fevkalde ehemmiyeti hiz büyük müdafaat, böyle imhacı zalim dinsizlere karşı onun, ölümü hiçe sayarak haykırdığı hakikatlerdir. Neticede, temyiz mahkemesi mahkmiyet kararını nakzetti. Ve aynı mahkeme iki defa Bediüzzamana beraat verdi. Nihayet bütün Risale-i Nur Külliyatı ve beşyüze yakın mektuplar bilkayd ü şart Bediüzzamana iade edildi.

* * *

Devam edecek