Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan ve günümüzde 2 bin 800 dekarlık alanda tarımsal faaliyetin yapıldığı Hevsel Bahçeleri'nde, 8 bin yıldır kesintisiz sebze ve meyve yetiştiriliyor.
Kentin kurulduğu günden bu yana insanların gıda ambarı konumunda bulunan Hevsel Bahçeleri, yüklenmiş olduğu görevi geçmişte olduğu gibi bugün de yerine getiriyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasıyla koruma altında tutulan Hevsel Bahçeleri, asırlardır yüklenmiş olduğu misyonunu geleceğe de taşıyacak.
Hevsel Bahçelerinin 2 bin 800 dekarlık kısmında yapılan tarımsal faaliyetle yetiştirilen marul, maydanoz, ıspanak, tere, patlıcan, biber, pırasa, domates, elma, kayısı, kiraz, vişne gibi sebze ve meyveler kentin ihtiyacının bir kısmını karşılamaya devam ediyor.
Bahçelerde tarımla uğraşan yaklaşık 200 aile, buradan elde ettikleri gelirle geçimlerini sağlıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, "Hevsel Bahçeleri" diye nitelendirilen bölgede tarım faaliyetinin yaklaşık 2 bin 800 dekarlık alanda yapıldığını söyledi.
Burada binlerce yıldır tarım yapıldığının bilindiğini belirten Atalar, bu faaliyetin günümüze kadar sürdürüldüğünü, alanda sebze ağırlıklı bir tarımsal faaliyetin yanında meyvecilik ve özellikle suya yakın yerlerde de kavak ağaçlarının yetiştirildiğini bildirdi.
- Bahçeler 200 ailenin geçim kaynağı
Sebzelerden yoğun olarak marul, maydanoz, ıspanak, tere, patlıcan, biber ve domates yetiştirildiğini aktaran Atalar, öte yandan elma, kayısı, kiraz ve vişne ağaçlarının da bulunduğunu kaydetti.
Yaşamın Sur'un içinde sürdürüldüğü dönemde ilin büyük bir kısmının sebze ihtiyacının Hevsel'den karşılandığını anlatan Atalar, fakat kentin büyümesiyle ihtiyacın ancak belli bir kısmının karşılanabildiğini söyledi.
Bahçelerin kentin istihdamına katkısına değinen Atalar, "Yaklaşık 200 aile geçimini buradan sağlamaktadır. İstihdam yönüyle de böyle bir önemi var." dedi.
- Daha iyi hale getirilerek korunacak
Binlerce yıllık geçmişi nedeniyle bahçelerin tarihi bir önemi olduğunu vurgulayan Atalar, şöyle devam etti:
"Diyarbakır halkı tarafından da çok önem verilen bir bölge. Biz de buna göre buradaki çalışmalara daha çok önem veriyoruz. Tarihi dokuyu da korumak suretiyle buradaki geleneksel tarımın devam ettirilmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz."
Bahçenin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmesiyle burada yapılan işlemlerin daha sağlamlaşmış olduğunu dile getiren Atalar, şöyle konuştu:
"Alınan kararla tarihi surlar eski haliyle olduğu gibi korunacak ve gerekli işlemler yapılacak. Aynı zamanda Hevsel Bahçeleri de bu kapsama alındığı için bahçelerin eski geleneksel hali olduğu gibi koruma altına alınmak suretiyle burada başka bir şey yapılmasına izin verilmeyecek. Bu da zaten arzu ettiğimiz, uğraştığımız bir konudur. Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmesi bizleri de ziyadesiyle memnun etmiştir. Hevsel Bahçeleri binlerce yıldır yapılan bu tarım şekli ve mevcut hali daha da iyi hale getirilerek aynı şekilde korunacak ve tarım devam ettirilecektir. Bununla ilgili her türlü çalışmayı yapıp tedbirleri de alıyoruz."
- 30 yıldır Hevsel'de sebze yetiştiriyor
Hevsel'de sebze yetiştiren Hüsnü Arığ da yaklaşık 30 yıldır 16 dekarlık arazide sebze yetiştirdiğini söyledi.
Zaman zaman domates, marul, bu yıl ise patlıcan ile pırasa ektiğini belirten Arığ, bahçelerde marul, lahana, maydanoz, pazı, domates, patlıcan gibi birçok sebze çeşidinin yetiştirildiğini bildirdi.
Aslen Elazığlı olduğunu, geçim sıkıntısından dolayı Diyarbakır'a göç ettiklerini anlatan Arığ, "Kısmet burasıymış. Araziyi aldık, çoluğumuz, çocuğumuzla beraber burada çalışıyoruz. Zahmetli bir iş, zahmeti olmayan bir iş yok zaten." diye konuştu.
Hevsel'in kentin istihdamına katkı da sunduğunu dile getiren Arığ, "Bahçeleri, bereketlidir, çok şükür bir fabrikadan belki daha iyi." ifadesini kullandı.
Geçmişte daha çok ailenin bahçede çalışarak geçimini sağladığını fakat son dönemlerde birçok ailenin taşınması ve arazilerin birbirine devredilmesiyle buradan geçimini sağlayan aile sayısında düşüş yaşadığını anlatan Arığ, "Burayı satmayacağım. Benden sonraki nesiller artık ne yaparlarsa yapsınlar. Bu toprak öyle kalsın." dedi.
- Geçmişte, domatesler atlarla sebze haline taşınırdı
Yusuf Sezgin de kardeşleriyle birlikte aldıkları tarladan kendi payına düşen yaklaşık 1,5 dekarlık tarlasında çocuklarıyla çalıştığını dile getirdi.
"Bu yıl pırasa ve biraz da yeşil fasulye ektim." diyen Sezgin, bahçede geçmiş yıllarda genellikle domates ve patlıcan ektiklerini fakat son yıllarda iyi domates elde edemediklerinden ekimin azaldığını aktardı.
Geçmiş yıllarda bahçelerden elde edilen domateslerin kentin ihtiyacını karşıladığını anlatan Sezgin, o dönemde hasat edilen domateslerin günde yaklaşık 40 atla sabahtan akşama kadar sebze haline taşındığını sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz