İstanbul'da 17 Ağustos'ta gerçekleştirilen çalıştayın 6 oturumdan oluştuğu belirtilen bildirgede, evlat nöbeti tutan aileleri akademik camiaya kazandırmanın ve akademinin araştırma öznesi haline getirmenin önemine vurgu yapıldı.
Bildirgede, çocukları için nöbet tutan ailelerin sadece siyaset sosyolojisinin değil gündelik hayat sosyolojisi ve akademik disiplinin de araştırma öznesi haline geldiği belirtildi.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Çalıştayın 25 maddelik sonuç bildirgesinin ilk maddesinde, evlat nöbeti tutan ailelerin planlanmış ve örgütlü bir hareket olmadığı, doğal, kendi seyrinde devam eden ve spesifik olarak ortaya çıkarak sonradan işlevselleşen bir hareket olduğu aktarıldı.
Ailelerin kimlik üstü bir bağlama sahip olduğu, hiçbirinin kendisini yalıtıcı bir kimlikle ifade etmediği, tam tersine bütünleştirici bir kimlik vurgusu yaptığı kaydedilen bildirgede şu tespitlere yer verildi:
"Evlat nöbeti tutan aileler, annelik ve babalık habitusu üzerinden süreci devam ettirmektedir. Bu kavramlar ailelerin doğallığını ortaya koymakta ve çocuklarına sahip çıkma içgüdülerinin, siyasetten bağımsız bir işleve sahip olduğunu ortaya koymuştur. Aileler sayesinde annelik ve babalığın siyaset üstü kavramlar olduğu anlaşılmıştır. Her iki kavram da kendi başlarına anlamlı ve bütüncüldür ama aile olmanın niteliği annelik ve babalık üzerinden okunmalıdır ve aile, siyasi bir figür değildir. Evlat nöbeti tutan ailelerin eyleminin, Diyarbakır'dan diğer illere taşması, anneliğin ve babalığın bölge nezdinde de siyaset üstü bir kavram olarak kabul gördüğünün ispatıdır."
TERÖRE ÇADIRLA MEYDAN OKUYORLAR
"Evlat nöbeti tutan aileler, yerellik ve masumiyet içeren bir harekettir. Ailelerin alanları çadırlarıdır ve aileler, terörizme çadır ile meydan okumaktadırlar." ifadesinin yer aldığı sonuç bildirgesinde şu değerlendirme yapıldı:
"Ailelerin ortaya koyduğu pratik süreç artık yeni bir toplumsal harekettir. Ve dünyada ilk defa, bir kadın hareketi terörizme karşı direnç göstermiş ve başarılı olmuştur. Çalıştay, evlat nöbeti tutan aileleri ile alakalı olarak yapılacak olan akademik ve bilimsel çalışmaların yanı sıra ailelere dair belgesellerin yapılması ve konunun hikayeleştirilmesi, sürecin daha iyi anlaşılmasına ve sürecin toplumsallaştırılmasına katkı sağlayacaktır.
Ailelerin duruşu, tarihsel ve toplumsal hafızanın en mühim ispatıdır. Evlat nöbeti tutan aileleri farklı toplumsal hafızaya hapsetmek isteyen taraflara, ailelerin terörizme karşı protest bir duruşunun olduğu hatırlatılmıştır. Aileler için Diyarbakır halkının daha fazla süreci desteklemesi, ortak hafızayı sahipsiz bırakmaması ve şiddetle sağlanamayacak bir huzurun ancak bu şekilde sağlanacağı vurgulanmıştır.
Evlat Nöbeti Çalıştayı göstermiştir ki İslam bölgedeki en önemli olgudur ve yapı taşıdır. İslam, bölgenin çimentosudur ve halkı bir arada tutan en önemli bağdır. İslam dini gençlere iyi öğretilmeli ve gençler İslam'ı bizatihi yaşamalıdır. Çalıştay göstermiştir ki ilme dayalı bir tarih felsefesi ile değiştirilmek istenen toplumsal olgular, birlikte verilecek mücadeleler ile kazanılabilir.
Zamanın ve mekanın üzerinde ve ötesinde, mücadelenin belirleyici olduğu mottosu Evlat Nöbeti Çalıştayı'nın önemli yansımasıdır."
"ANNELİKTEN DAHA GÜÇLÜ BİR DUYGUSAL BAĞ YOKTUR"
Çalıştayın özellikle ailelerin sivilliğinin ve yerelliğinin korunmasından yana bir sonuç elde ettiği ifade edilen bildirgede, bu yeni toplumsal hareketin siyasallaşmaması ve kendi köklerinden beslenmeye devam etmesinin 'olmazsa olmaz' olduğu vurgulandı.
Gündelik hayatın yaşanabilir hale gelmesi için en fazla emeği kadınların verdiği, hem doğu hem de batı toplumlarında
kadınların toplum içindeki statülerinin "mücadeleci" olduğu belirtilen bildirgede, "Annelikten daha güçlü bir duygusal bağ yoktur. Ailelerin emeği, duygusal emektir." ifadesi yer aldı.
Bildirgede şunlar kaydedildi:
"Evlat Nöbeti Çalıştayı ortaya koymuştur ki, toplumsal meselelere dahil olmak muhakkak bir siyasi otoritenin kanaatinden sonra olmamalıdır. Eğer sorun toplumsal bir bağlamda sürüyorsa sivil inisiyatiflerin mevcut soruna yönelik sosyolojik çözüm önerileri sunmasının yolları aranmalıdır. Çalıştay göstermiştir ki Çözüm Süreci oldukça önemli bir toplumsal kırılmadır. Bölge halkını sosyolojik sorunlara rağmen umutlandırmıştır ve Diyarbakır Anneleri de bu süreçten beslenen ve büyüyen niteliğe sahiptir. Çalıştay göstermiştir ki ülkemizde medya, evlat nöbeti tutan aileleri ile alakalı yeterince haber yapamamakta ve ilgiyi çekememektedir. Dolayısıyla medya sosyolojisi bağlamında evlat nöbeti tutan aileler daha fazla gündemde tutulmalı ve sadece medya ayağı değil, medyanın toplumla ilişkisi üzerinden yeniden tanımlanmalıdır.
Çalıştay, kaostan beslenen siyasi yapıların ve bileşenlerinin kaos sona erdiği takdirde sona ereceklerini ve bir daha asla varolamayacaklarını net bir şekilde ispatlamıştır. Çünkü aileler, nöbet sürecinde evlatlarını kaostan kurtarmışlardır.
Çalıştay, terörün ve terörizmin özellikle uluslararası kodlar ve desteklerle hareket ettiğini ve tam da bu sebepten, evlat nöbetinin özellikle uluslararası bağlamda ele alınması gerekliliği ile birlikte iletişim ağının uluslararasılaştırılmasının ivedi
olarak hayata geçirilmesini zorunlu kılmıştır.
Evlat Nöbeti Çalıştayı, özellikle bölgedeki bütün toplumsal yapılardan ailelere ciddi bir desteğin olduğunu ve nöbetteki ailelerin yerel dinamikler tarafından da kabul gördüğünü ispatlamıştır. Artık evlat nöbeti tutan aileler bölge halkı tarafından tam anlamıyla benimsenmiştir. Çalıştay, terörizm ve bileşenlerinin sona erdirilmesi için evlat nöbetinin oldukça önemli bir sosyolojik kırılma yarattığını ve yıllardır kırılamayan korku kalıplarının evlat nöbeti tutan aileleri sayesinden parçalandığının rasyonel zeminini ortaya koymuştur."
Çalıştayda özellikle sivil toplum kavramının bölgedeki gücünün bir kez daha ortaya koyulduğu ve sivil sürecin siyasallaşmaması gerekliliğinin altı çizildiği aktarılan bildirgede "Ülkemizin terörün tüm bileşenlerine karşı verdiği başarılı mücadelenin evlat nöbeti tutan ailelerin güçlenmesine katkı sağladığı ve süreci hızlandırdığı özellikle vurgulanmıştır." ifadesine de yer verildi.
Bildirgede, diğer tespit ve değerlendirmeler şöyle sıralandı:
"Çalıştay, akademide önemli tartışmaların merkezinde yer alan cinsiyet tartışmalarına en güçlü cevabı vererek kadının özellikle bölgedeki toplumsal kodlarını kırdığını mücadeleci bir yaklaşımla ortaya koymuştur. Çalıştay, ailelerin yaşadığı acıların paylaşılması adına, toplumsal bir reaksiyon oluşturulması için biyografik hikayelerin kayıt altına alınmaya başlanması ve sadece Türkçe değil birçok dilde yayınlanması gerekliliğini vurgulamıştır. Böylelikle paylaşılan acılar daha az can yakacak ve toplumsallaşacaktır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Raporu gibi birçok uluslararası raporlarda da ifade edilen çocuk kaçırma, terör örgüte eleman temin etme ve terörizmi yaşatma gibi eylemler veya girişimler, özellikle evlat nöbeti tutan aileleri kararlı duruşu ile dünya kamuoyuna duyurulmuş ve terör örgütünün her türlü hain girişimlerine karşı etkin bir toplumsal mücadele ortaya konulmuştur."
Kaynak: Diyarbakır Söz