Artuklu kabuğuna sığmıyor!

Yaklaşık 5 yıl önce kurulan Mardin Artuklu Üniversitesinde ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Mısır, Avustralya, Kırgızistan, İtalya, İran, İrlanda, Irak ve Suriye uyruklu 15 akademisyen görev yapıyor.

Artuklu kabuğuna sığmıyor!

Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Brikha Nasoriah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Irak asıllı olduğunu ancak Avustralya'dan geldiğini söyledi. Nasoriah, Sami dilleri, Yahudilik, İslam ve karşılaştırmalı dinler üzerine 2 yüksek lisansı ile 4 doktorası bulunduğunu belirtti.

Mezopotamya'nın kuzeyinde bulunan Mardin'in, araştırma yaptığı alanlar açısından güzel bir model olduğunu ifade eden Nasoriah, "Avustralya'da yaşıyordum. Mardin, bana doğduğum Basra'yı hatırlatıyor. Mardin, kendi kültürünü ve medeniyetini koruyan şehirlerden biri. Bunun için Mardin halkı üzerinde, konuştukları diller ve taşımış oldukları gelenek ve görenekleri araştırmak istiyorum. Türk insanı barışsever, yardımsever. Onları çok seviyorum ve kendilerine dua ediyorum" dedi.

-"Mardin, çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli bir yer"-

Antropoloji bölümü öğretim üyesi ve iyi Türkçe konuşmasıyla dikkati çeken Doç. Dr. Mark Solieu ise Amerikalı olduğunu, daha önce İstanbul, Antalya ve Ankara'da öğretmenlik yaptığını belirtti. Solieu, eşinin de Türk olduğunu söyledi.

Geçen yıl Amerika'da bir Üniversite çalıştığı sırada Mardin Artuklu Üniversitesinin ilanını görerek Antropoloji bölümü için başvurduğunu anlatan Solieu, başvurusunun onaylanmasıyla Mardin'e geldiğini bildirdi.

Solieu, Mardin'i her açıdan çok sevdiğini, doğal güzelliği, tarihsel birikimi, mimarisi, sanatı ve insanlarıyla olağanüstü bir yer olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Mardin, çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli bir yer. Antropolog olarak çok ilgimi çekiyor. Mardin'in özel bir konumu var. Türkler, Kürtler, Araplar, Süryaniler, bir arada yaşıyor. New York'ta da çok dil konuşulur. Ancak Mardin'de farklı dilleri konuşan bu halklar binlerce yıldan bu yana birlikte yaşıyorlar. Burayı çok seviyorum. Ayrıca Türk yemeklerini de çok seviyorum. Eşim güzel mantı yapıyor."

-"Mardin'de çok fazla araştırma yapılmadı"-

 

Fransız olan Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Eric Jean da 1996 yılında Fransa'dan İstanbul'a geldiğini ve Galatasaray Üniversitesinde görev yaptığını kaydetti.

Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji bölümü için akademisyen arandığını öğrenince başvuruda bulunduğunu belirten Jean, "Mardin bölgesinde çok fazla araştırma yapılmadı, bende bunu yapmak istiyorum. Mardin'de düşünmediğim güzellikte bir hava buldum. Bunun için 'eski Mardin' olarak tanımlanan kısımda kendime küçük bir ev tutum. Mardin'i ve Türkiye'yi çok seviyorum" dedi.

Filistin asıllı Yrd. Doç. Dr. Khalid El Awaisi de İngiltere'den geldiğini ifade ederek, tarihi Mardin'de taşların, evlerin ve mimari yapıların Kudüs'ü anımsattığını söyledi.

Mardin'e gelmeden birçok yazı okuduğunu anlatan Awaisi "Okuduğum yazılardan Mardin'in ben de tarihte kalmış bir şehir olduğu algısı oluşmuştu. Buraya geldiğimde tam da o algının gerçekliğiyle karşılaştım. Mardin'i eşimle birlikte çok sevdik" diye konuştu.

Tarih Bölümünden Doç. Dr. Alman Dirk Krausmüller de başvurusunu kabul ettikleri için kendini çok şanslı hissettiğini bildirerek, "Mardin'deki hayatımı çok seviyorum. Buradaki insanlar çok misafirperver ve yardımsever" dedi.

-"Yaşayan son Orta çağ şehri"-

Mardin'i, "Anadolu'da elimizdeki yaşayan son Orta çağ şehri" olarak tanımlayan Rektör Prof. Dr. Bedii Omay da bu değerin bilinmesi gerektiğini söyledi.

Prof.Dr. Omay, evrenseldeki dünya bilimini Mardin'e taşıyacaklarına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Biz üçüncü jenerasyon üniversitelerden biriyiz. Üçüncü nesil üniversitelerin muhakkak tematik bir yönü olması gerektiği, çok fazla öğrenciyi ve çok Yaygın bir ilgi alanını, çok miktarda fakülteyi kendisinde toplayan, eski tip Üniversite yapısı olmaması gerektiği kanaatindeyim. Yüksek öğretim politikasındaki en önemli konunun bu olduğu görüşündeyim. Sanıyorum halihazırdaki tek örneğini Mardin'de uyguluyoruz. Mardin Artuklu Üniversitesi, filoloji, teoloji, mimari, güzel sanatlar, sosyoloji, felsefe, dil bilimleri, antropoloji, arkeoloji, sanat tarihi, musiki, resim, heykel, grafik sanatlarını bir araya getiren, destekleyen, yüreklendiren, geliştiren ve bütün kadro ve finansını buralara odaklayan dolayısıyla bir butik tematik Üniversite olmayı hedef olarak aldı. Bu hedefe doğru yürüyor."

Omay, bu hedefe oluşmak için evrensel akademik bir desteğe ihtiyaç duyulduğunu, bu kapsamda ilgilendikleri alanlarla ilgili uluslararası ilana çıktıklarını bildirdi.

Üniversite bünyesinde görev almak için yabancı öğretim üyelerinin büyük ilgi gösterdiğini vurgulayan Omay, "Çok sayıda ülkeden 150 başvuru aldık. Yapılan ciddi elemelerden sonra, yaklaşık 40'ını tescil ettik. Bunların 15'inin onayı alındı, işe başladılar. Ama süreç devam ediyor. Bunlar Avustralya'dan ABD'ye, İskandinavya'dan Mısır'a kadar farklı bir coğrafyadan geldi ancak ilgi alanları bizim tematik alanlarımızla örtüşüyor" dedi.

Öğrenciler de yabancı uyruklu hocaların üniversitelerinde görev yapmasından dolayı mutlu olduklarını ifade etti.

Kaynak: Diyarbakır Söz