Diyarbakır'da yaşayan Mehmet Akar, geçen yıl 21 Ağustos'ta ortadan kayboldu. Akar'ın annesi Hacire Akar, 1 gün sonra HDP Diyarbakır il binası önüne geldi. Oğlunun HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyen anne Akar, il binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Akar'ın çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, geçen yıl 3 Eylül'de HDP il binası önünde oturma eylemine başladı. Aileler, oturma eylemlerini sürdürürken, 24 Temmuz 2015'te Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan polis memuru Vedat Kaya'nın annesi Emine ile babası Şeyhmus Kaya, yaklaşık 9 ay sürdürdükleri eyleme salgın nedeniyle evde devam etmek zorunda kaldı. Şeyhmus Kaya, oğullarının kaçırılmasında HDP'lilerin parmağının olduğunu ve suçluların cezalandırılması gerektiğini söyledi.
BASKI VE TEHDİTLERLE EVİNİ TERK ETTİ
Terör örgütü yandaşlarının baskı ve tehditleriyle Derik ilçesinden Mardin'e geçmek zorunda kaldıklarını belirten Şeyhmus Kaya, HDP'li milletvekillerine seslenerek, "Devletin maaşını almıyor musun? Senin ne farkın var polisten, diğer memurlardan? Senin de farkın yok. Niye gelip seni kaçırmıyor? Sen onlardan yanasın, sen onlara yol gösteriyorsun. Sen orada maaşını alıyorsun. Gelip benim oğlumun yolunu kesiyor. 30- 40 tane terörist, HDP ile Lice'de oğlumu kaçırıyor ve 6 senedir ben oğlumdan haber alamıyorum. Bu Allah'tan reva mı?" diye konuştu.
'O TERÖRİSTLER MECLİS'TE DURDUĞU SÜRECE OĞLUMDAN HABER ALAMAM'
Bir gün oğluna kavuşacağını söyleyen Şeyhmus Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oğlum şehit mi, sağ mı? Bilmiyorum. O teröristler Meclis'te durduğu zaman ben oğlumdan bir haber alamam. Ben Derik'te oturuyordum. Beni suyumdan, toprağımdan, evimden, bağımdan, bahçemden ettiler. Orada bana rahat vermediler. Şu anda Mardin merkeze geldim. Ankara'ya gittim, Diyarbakır'a gittim. Bütün insan hakları dernekleriyle görüştüm. Bize somut hiçbir delil vermediler. Sağ olduklarını söylüyorlar. Nereye kadar sağdır? Bir hayvanı o mağaraya koysan yaşamaz. Çocuğuma bunları yapanların cezalandırılmasını istiyorum. Şu anda Mardin'de bile bizi takip ediyorlar. Benim ne işim var Mardin merkezde? Benim köyüm var, suyum var, her şeyim var. Bunlar orada yaşam hakkı vermediler bana. PKK'lılar, bırakmadılar bunu. Ne suçumuz vardı? İnsanlar gelip HDP il binasında 'imdat, imdat' diye bağırıyor. Bunlar sanki keyfinden mi oraya geliyor? Onların parmağı var, diye insanlar geliyor. Bu adamların mutlaka cezalandırılmasını istiyorum ve bu milletvekillerini de Meclis'ten kovsunlar. Bunların devlete bir yararı yok. Ailemin kanının son damlasına kadar PKK ve HDP'ye karşı mücadele edeceğiz. Ben buradayım gelsin PKK'lılar. Esas Kürt biziz. O Meclis'teki teröristler de Kürtleri temsil etmiyor."
Kaynak: Diyarbakır Söz