Çevre katliamı!

Her yıl gündeme gelen ve köylülerin veryansın ettiği, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikaların gelişi güzel bıraktıkları kimyasal madde içeren atıkları, Devegeçidi Deresi başta olmak üzere Dicle Nehri'nde oluşan çevresel kirlilik, büyük tehlike saçıyor.

Çevre katliamı!

Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikalardan gelişi güzel arıtma yapılmadan akıtılan atıklar ve kimyasal maddeler, Deve Geçidi başta olmak üzere Dicle Nehri'nde, büyük tehlike oluştururken, yaşanan çevre katliamı, insan sağlığını da tehdit ediyor. Yüzlerce köy ve binlerce çiftçiyi mağdur eden, çevre katliamı yüzünden sulanan arazilerde çoraklaşma baş gösterirken, yüzlerce küçük ve büyük baş hayvanın da telef olmasına neden oluyor.

HER YIL YAŞANAN ÇEVRESEL KATLİAM

Her yıl yaşanan ve kamuoyunun da gündemine taşınan ancak ilgili kurumlar ve yetkili makamlar tarafından çözüm üretilmeyen, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'nin yarattığı çevresel kirliliğe, yetkililerin duyarsız kalması büyük tepki çekiyor. Kireç, mermer atıkları ve diğer kimyasal maddelerin akan su suyun rengini değiştirdiği gibi, çevreye yayılan kötü kokular ise rahatsızlık veriyor. Özellikle Deve Geçidi deresinden başlayıp, Dicle Nehrinden, Bismil'e Batman ve Cizre'ye kadar uzanan güzergâhta oluşan çevre katliamı yüzünden toplu balık ölümleri yaşanırken, suda canlı balık kalmadı. Çöp ve katı atıkların yarattığı kirlilik ve pis kokular insan sağlığını da tehdit eder boyuta ulaşırken, nehir ve dereden suç içen yüzlerce hayvanın da telef olduğu bildirildi.

KÖYLÜLER VE ÇİFTÇİLER İSYAN ETTİ

Dere ve nehir güzergâhındaki yüzlerce köy ve binlerce çiftçi, OSB'deki fabrikaların arıtma tesisi kullanmadan, bıraktıkları atıklar ile kimyasal maddelerin kendilerini mağdur ettiğini ifade ederek, yaşananlara tepki gösterdi. Söz Haber'e konuşan Ayşık köyü sakinleri, OSB Yönetimini ve Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy'u başta olmak üzere, yaşanan çevre katliamına karşı duyarlı olmaya davet ederken, "Çevre katliamına dur" dediler.

ŞİMDİ TEK BİR CANLI BESLEMİYOR

Deve Geçidi deresi üzerinde bulunan Ayşık Köyü sakinlerinden, Mehmet Çakmak, "Bu çay bir dönem memleketi besliyordu ama bugün bir tek canlıyı dahi beslemiyor" diyerek yaşanan çevresel katliama dikkat çekerek şöyle dedi.

“Kendiniz de görüyorsunuz. Derede akan suyun rengi bile değişmiş. Pis su akıyor. Bizim zaten tek geçim kaynağımız tarım ve hayvancılıktır. Bu çaydaki suyla hem hayvanlarımıza su veriyoruz, hem de tarlalarımızı suluyoruz. Ama bugün yapamaz hale geldi. Tarlanın içine gidip bakın içler açısı. Her taraf mil ve kireçle doldu. Toprak çoraklaşmaya başladı. Kime gidiyorsak, derdimizi kime söylüyorsak, haklısınız diyorlar. Ama gelip müdahale eden yok. Buradan soruyoruz, Ziraat Odası nerede, Valilik nerede, Çevre Koruma ekipleri nerede, OSB yönetimi nerede, göz göre göre bir katliam yaşanıyor. Ama kimse gelip müdahale etmiyor. Bir tek canlı kalmadı burda.  Gelip analiz yapsınlar, tahlilde bulunsunlar. Kendileri de görecek ki, kimyasal atıkların ne kadar vahim derede burada, zehirleme yaptığını. Burnumuzun dibinde, Organize Sanayi Bölgesi var. Devasa fabrikalar. Milyonlarca lira para kazanıyorlar. Ama hiçbirinde arıtma tesisi yok. OSB'nin arıtma tesisi yok. Eğer arıtma yapmış olsalardı, bugün derede zehir akmazdı, su akardı"

BENİM B6 TANE HAYVANIM TELEF OLDU

Dereden su içtikleri için zehirlenen 6 tane büyük baş hayvanının telef olduğunu söyleyen köylülerden Mehmet Emin Akduman, deredeki kirlenme yüzünden ne hayvancılık, ne de tarım yapabilecekleri ortam kalmadığını söyledi. Akduman, "Organize Sanayine Bölgesinden gelen su pis bir sudur, bizde o dereden tarlamızı suluyoruz, hayvanlarımızı o suyla besliyoruz. Hayvanlarımız o suyu içtiği zaman ölüyor veya hastalanıyor. 5–6 tane hayvanımız öldü şuana kadar. Birde tarlamızı sulama yaptığımız zaman o suda zehirli ve tehlikeli atık bulunuyor. Bunun yüzünden tarlamız hepsi kurudu. Eğer yetkili kim ise ona buradan sesleniyorum, Organize Sanayi Bölgesi mi, Çevre bakanlığımı neyse onlardan ricamız biran önce bu duruma el atsınlar. Bizi bu kirlilikten kurtarsınlar." dedi.

OSB'NİN NEREDE ARITMA TESİSİ?

Yılmaz Sancı adlı çiftçi ise, oluşan kirlilikten dolayı tarlasını sulayamaz hale geldiğini belirterek şöyle dedi; "Görüyorsunuz, koca koca mermer parçaları. Kireç, saç, diğer katı atıklar. Çöp. Tozlar yüzünden, arazimizi sulayamaz hale geldik. Haftada bir motor değiştiriyoruz. Tarlaya verilen su bir süre sonra bakıyoruz ki, araziyi çoraklaştırmış. Ekinler, kuruyor. Masrafımızla, biçtiklerimiz birbirini karşılamadığı gibi, sürekli zarar ediyoruz. Sessimizi duyan yok. Milyonlarca lira para kazanıyorlar, ama bir arıtma tesisi kurmuş değiller. Üzüntü verici. Bu kentin, bu şehrin sahibi yok. İnsana ve tabiata değer verilmiyor. Yetkilileri görev çağırıyoruz."

Köyün çobanlığını yapan Onur Tekin ise, "Gidecek bir yerimiz yok. Hayvanları zorunlu olarak bu bölgede otlatıp, buradan su içirtiyorum. Ama çoğu kez hayvanlar hastalanıyor, telef oluyor." derken, Remzi Turan ise, yaşadıklarını "biçarelik" olarak değerlendirerek şöyle dedi;

ARAZİLERİMİZ ÇORAKLAŞTI

"Biz bu bölgede sulamacılık yapıyoruz. Bizim arazimiz, OSB'ye yakın bölgede. Dereden su alıyoruz. Ancak OSB'nin atıkları, olduğu gibi dereye bırakıyor. Zehirli maddeler, pis su yüzünden perişan olduk. Bakınız daha bir iki gün geçmemiş. Tarlayı suladık. Görüyorsunuz ki, sanki ekinlerin üzerine, tarlaya kireç serpmişsiniz. Her taraf bembeyaz. Arazi çoraklaşıyor. Ekinler kuruyor. Verim alamıyoruz. Burada milli servet heba ediliyor. Bir iki fabrika milyonlar kazansın diye, koca bir bölge çevre katliamıyla yok ediliyor. Yazık değil mi. Bu tarlalara, bu emeğe bu servetin heba olmasına. Yetkilileri göreve çağırıyoruz".

KÖYLÜLER DAVA AÇACAK

Buarada Köylüler, uğradıkları zarar ve ziyanın temini için, hukuku mercilere başvuracaklarını da duyurdular. Köylüler, "Büyük bir mağduriyet yaşıyoruz. Bu mağduriyetimizi kim karşılayacak? Hukuki mercilere başvuracağız. Bunu önemle kamuoyuna duyuruyoruz. Çünkü zarar-ziyanımız çok. Bunun temini gerekli." dediler.

EKOLOJİK DENGE BOZULUYOR

OSB'deki atıklar yüzünden Deve Geçidi ve Dicle Nehrinin tarihinin en büyük çevre dengesi bozukluğuyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Çevreciler ise, "Tehlike büyük. Ekolojik denge hizbe bozuluyor. Bu kirlenme, OSB’nin akıttığı katı atık ve kimyasal maddeler şu anda hem insan hayatını hem de doğal yaşamı ciddi anlamda olumsuz yönde etkiliyor." diye tepki gösterdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler