"Dersimiz domuzbağı" suçlamasında infial

Sözcü Yazarı Saymaz'ın Eğitim Bir Sen ve Milli Eğitim'de "Hizbullah'a mensup" kişilerin olduğu yönündeki "Dersimiz Domuzbağı" başlıklı yazısı, Eğitim camiasında büyük tepki aldı. Hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Sözcü Yazarı İsmail Saymaz'ın Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şubesi ve Milli Eğitim İl Müdürlüğü Camiasında "Hizbullah'a mensup" kişilerin olduğu yönündeki "Dersimiz Domuzbağı" başlıklı yazısı, Diyarbakır'daki Eğitim camiasında büyük tepki aldı. Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şubesi, İSail Saymaz hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Sözcü Gazetesinin dünkü nüshasında İsmail Saymaz "Dersimiz Domuzbağı" başlığı altında kaleme aldığı yazısında, Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şubesi ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve bazı Okulların idarecilerinin "Hizbullah'la" ilişkileri olduğunu iddia ederek, 200'e yakın kantin işletmesinin de örgütün elinde bulunduğunu ileri sürdü. 1990 ila 2000 yıllarındaki faili meçhul cinayet ve mezar evler, domuzbağıyla işlenen cinayetleri yazısında hatırlatan Saymaz, İran yanlısı Hizbullah'ın Milli Eğitim'de yeniden faaliyet göstermeye başladığını iddia etti.

YAZI BÜYÜK TEPKİ ÇEKTİ

Büyük tepki gören yazıyla ilgili Eğitim Bir Sen Genel Merkezi ve Diyarbakır Şubesi suç duyurusunda bulunuldu. Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, yaptığı açıklamada, bugün bir gazetenin "Dersimiz Domuzbağı" başlıklı köşe yazısında sendikalarına yönelik iddialara tepki göstererek sözkonusu yazar hakkında genel merkez ve şube olarak suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.

HAK BİLMEZ, HUKUK SAYMAZ

"Hak bilmez, hukuk saymaz kişiyle mahkemede hesaplaşacağız." diyen Tekdemir, günlük bir gazetede manipülatif ve spekülatif yazılarıyla bilinen, yazarlığı tartışmalı, hukuk bilmezliği tescilli, hakkı bilmez, hakikati saymaz birinin, bazı yöneticilerini töhmet altına almak, sendikalarını yıpratmak için iftira dolu bir yazı yazdığını belirtti.

Köşe yazısı kisvesi altındaki iftiralar yığınında şube ve ilçe yöneticilerinin bir siyasi parti üyesi olmakla itham edilerek yakınları ve kendilerinin karalanmak istendiğini aktaran Tekdemir, şöyle devam etti:

HİZBULLAH İDDİASINA DAVA

"Birilerinin sözcülüğünü yapan bu kişi ya cehaletini ortaya koyuyor ya da iftira atmak istediği için bilmek işine gelmiyor olabilir ama 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre kamu görevlilerinin siyasi parti üyesi olamayacakları, sokaktaki her vatandaşın bildiği bir kuraldır. Kamu görevlilerinin siyasi parti üyesi olamadıklarını ve siyasi parti faaliyetlerine katılamadıklarını, jeolojiden futbola kadar her konunun uzmanı olan gazeteci-yazarın bilmemesi ayıp, bilip de buna rağmen 'iddia' adı altında bu yalanı dillendirmesi aymazlıktır. Soruşturmanın gizliliği ilkesi ve masumiyet karinesi etrafında kişiler hakkında mahkûmiyet kararı verilmediği sürece herkesin masum sayılması gerekliliği bir yana, aynı zamanda sendikacılık görevini üstlenen kamu görevlilerinin yakınlarının ceza yargılamaları üzerinden kurumlara ve kişilere saldırmak, hukuk bilmezliğin, vicdan ve izan yoksunluğunun tezahürüdür."

Tekdemir, "İfade ve basın özgürlüğüne vurulabilecek en büyük darbe, eline kalem alan her kendini bilmezin gazete sütunlarında, gerçek olmadığını pekala bildiği gerçeğe aykırı isnatları gerçek gibi pazarlamaya kalkması densizliğini göstererek şube yöneticilerimizi ve temsilciliklerimizi suçluymuş gibi ilan etme cüretini göstermesindeki pervasızlıktır." ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti:

"657 sayılı Kanun'a göre atanmış ve halen görevini yapan, hiçbir adli ve idari sürecin muhatabı olmayan, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'na göre demokratik teamüllerle gerçekleştirdiğimiz seçimlerle görev alan arkadaşlarımıza iftira atan, sendikamıza itibar suikastı düzenlemeye yeltenen bu kişi ve kişilere karşı mücadele edeceğiz. Asılsız, mesnetsiz, gerçeğe aykırı, iftira niteliğindeki bu yazıyı yazan hak bilmez, hukuk saymaz kişi ile mahkemede hesaplaşacağız."

Kaynak: Diyarbakır Söz