Geçen yıl 9 Haziran'da kaybettiği eşinin acısını ilk günkü gibi hisseden ve yasını tutan Baran, saldırının faillerinin hak ettiği cezayı almasını istiyor
Gülşen Baran:
- "Eşim öldürüldüğünde sekiz aylık hamileydim. Bebeğimiz on aylık oldu. Hem eşimin çocuğunu görmemesi hem de çocuğumun babasını görmemesi çok zor bir durum"
- "İyilik yapan bir insanı katlediyorlarsa insanlıktan nasiplerini almamışlar. Onlar insan olmadıktan sonra insan haklarını savunmalarının bir anlamı yok"
DİYARBAKIR- Diyarbakır'da silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitiren Yeni İhya Der Başkanı Aytaç Baran'ın eşi Gülşen Baran, baba sevgisinden mahrum kalan dört çocuğunun hem annesi hem de babası oldu.
Baran, yetim kalan 10, 8, 5 yaşındaki çocukları ve 10 aylık bebeği ile dernek binası yakınlarında geçen yıl 9 Haziran'da teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda öldürülen eşinin yasını tutuyor.
Eşini kaybetmenin ve çocuklarının yetim kalmasının acısını ilk günkü gibi hisseden Baran, saldırının faillerinin hak ettiği cezayı almasını istiyor.
- "Oğlumu babası gibi yetiştireceğim"
Baran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşini kaybetmesinin üzerinden bir yıl geçtiğini ancak üzüntülerinin hiç eksilmediğini söyledi.
Çocuklarının sürekli babalarını sorduklarını ve özlediklerini ifade eden Baran, 10 yıl da geçse acılarının aynı kalacağını belirtti.
Baran, çocuklarının babalarını hatırlatan bir şeyle karşılaştığında derin üzüntü yaşadıklarını kaydederek, "Eşim öldürüldüğünde sekiz aylık hamileydim. Bebeğimiz on aylık oldu. Hem eşimin çocuğunu görmemesi hem de çocuğumun babasını görmemesi çok zor bir durum. Zor olduğu için de anlatacak kelimeler bulamıyorum." diye konuştu.
Çocuğunun büyüyüp babasını sorduğu zaman eşini gururla anlatacağını dile getiren Baran, eşinin çocuklarıyla çok ilgilendiğini, çocuklarının son dönemde babalarına çok bağlandıklarını, bu nedenle de yokluğuna alışamadıklarını söyledi.
Baran, "Oğlumu babası gibi yetiştireceğim. O, Yasin Börü gibi olacak. Temiz bir insan olsun, tek temennimiz budur. Eşimi şehit edenler, böyle değerli şahsiyetleri vurduğunda kazandıklarını sanıyorlar ama eşim gibi bir değerli şahsiyet giderse yerine binlercesi yetişir." ifadelerini kullandı.
- "Eşimin katili PKK, HDP ve Demirtaş'tır"
PKK'ya tepkisini dile getiren Baran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eşimin katilleri bellidir. Eşimin katili PKK, HDP ve Demirtaş'tır. Eşimin katillerinin yargılanmasını istiyorum. Ellerini, kollarını sallayarak dışarıda gezmesinler. Eşim öldürüldü, çocuklarım yetim kaldı. Buna sebep olanlar cezalarını çeksin. Sadece tetiği çeken değil, tetiği çekme emrini verenler de yargılansın. İlahi adaletin yerine geleceğine inanıyoruz."
Yasin Börü ve arkadaşlarının 2 yıl önce Kurban Bayramı'nda kurban eti dağıtırken katledildiklerini anımsatan Baran, eşinin de iyiliksever olmasına rağmen öldürüldüğünü anlattı.
"İnsan gibi davranmayıp insanlıktan bahsetmelerinin bir anlamı yok. Oturduğumuz yerde herkes eşimi tanıyordu. İyilik yapan bir insanı katlediyorlarsa insanlıktan nasiplerini almamışlar. Demokrasi ve insan hakları onların ağzına giren bir kelime olmuş. Onlar insan olmadıktan sonra insan haklarını savunmalarının bir anlamı yok." diyen Baran, eşinin gençlerle ilgilendiğini, çocuklara Kur'an-ı Kerim okumayı öğrettiğini vurguladı. Baran, "Eşim gençlerin kötü yola düşmesine engel olduğu için teröristler, onu hedef seçti." dedi.
- "Onu çok özlüyoruz"
Baran'ın Kur'an-ı Kerim okumayı öğrettiği çocuklar da acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.
İbrahim Avcı (13), Baran'ın nasihatlerinin hala kulaklarında olduğunu belirterek, "Hocamız bize sürekli, 'Kur'an-ı Kerim'i öğrenin, sokaklarda boş boş gezmeyin. Ahiretinizi düşünün, kötü kişilerle arkadaş olmayın' diyordu. Hocamız sürekli tebessüm eden bir insandı. Onu çok özlüyoruz. Gençleri camiye getirmek için gece gündüz çalışıyordu. Buna hazmedemeyen çeteler onu öldürdü." şeklinde konuştu.
Baran'ı çok özlediklerini ifade eden Yusuf Asana (13) da yaşadıkları kaybın kendilerinde büyük yara açtığını anlattı.
Asana, şunları dile getirdi:
"Hocamız bize, 'Namazınızı kılın, camiye gidin, Kur'an ne diyorsa ona göre yaşayın. Peygamber'in ahlakını arkadaşlarınıza anlatın. Namaz kılmayan bir arkadaşınız varsa, onu namaza alıştırın, camiye gitmiyorsa onu camiye götürün' diyordu. Ben bir gün, 'Düğün var, bugün camiye gitmeyeceğim' dedim. Hocam bana sarılarak, 'İlk olarak camiye git, Kur'an oku, sonra düğüne gel' dedi."
- Olay
Aytaç Baran, Diyarbakır'da 9 Haziran 2015'te PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. Saldırının ardından çıkan olaylarda 3 kişi ölmüş, 11 kişi yaralanmıştı.
Saldırıyı gerçekleştirdikleri iddiasıyla sanıklar Diyadin G. ile Sezgin Demirok hakkında "tasarlayarak öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından 6 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Sanıklardan Demirok, 24 Aralık 2015'te Sur'da güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülmüş, davanın ilk duruşmasında tutuklu tek sanık Diyadin G. ise tahliye edilmişti.
Kaynak: Diyarbakır Söz