HDP'nin Diyarbakır milletvekili adayları seçim stratejilerini basın mensupları ile bir araya geldikleri toplantıda açıkladılar. Toplantıda konuşan HDP Grup Başkan Vekili ve Diyarbakır milletvekili adayı İdris Baluken, seçime 10 gün kala çok farklı bir ortam ile karşı karşıya olduklarını, sokaklarda seçim havası olmadığını, seçimden çok savaş gündeminin ön planda olduğu bir dönemi yaşadıklarını söyledi. Bunun da kaygı ve korkuya neden olduğunu söyleyen Baluken, "Seçime 10 gün kalmışken Diyarbakır'da ağır silahlar, zırhlı araçlar, ve her gün kalkıp inen savaş uçaklarının görüntüsü var. Silahların gölgesinde girilen bir seçim ortamında, bu durum seçim güvenliği ile ilgili kuşku ve kaygılara yol açmaktadır. KCK'nın eylemsizlik kararı büyük umutlar yaratmıştı. Demokratik bir ortamda seçimin geçmesi için alınan bu karar umutları artırmış iken KCK ve Kürt halkının sinir uçlarına dokunularak yapılan operasyonlar ve uygulamalar ile bir savaş ortaya konulmuştur. Çatışmasızlığa karşı daha fazla savaş ve kanın akması istenen bir durum ile karşı karşıyayız" dedi.
'MEZARLIKLARA BOMBALAMAK HALKI SOKAĞA Davet ETMEKTİR'
Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde 3 gün boyunca süren sokağa çıkma yasağı devreye konulduğunu ve çatışma çıkmasın diye canlı kalkan olarak arazide bulunan 24 kişi gözaltına alındığını belirten Baluken, şöyle konuştu:"Kürt halkının kutsalı olan mezarlıklara yapılan insanlık dışı saldırı bu olay farklı boyutlara taşınmak istenmiştir. Bu süreçte Dağlıca’da yürütülen operasyonda çıkan çatışmada asker ve gerilla kayıplarının yaşandığı ve Türkiye’nin birçok yerinde cenazelerin kalktığı son derece kötü bir ortamı yaşamak zorunda kaldık. Belli ki kendi demokratik geleceği için sandığa uzanmak isteyen ellerin genç bedenleri taşıyan tabutlara uzanmasını isteme noktasında AKP büyük bir ısrar içerisindedir. İnsan yaşamına saygısı olmayanlar uzun süredir burada insanların kutsallarına saldırmaya başladılar. Bu halkı isyana teşvik ve Türkiye'de iç savaş teşviğinin ta kendisidir. Mezarlıkları bombalamak halkı sokağa Davet etmektir. Seçime 10 gün kala Lice, Dersim ve Varto'da mezarlıklar bombalanmaktadır. Mezarlıklardaki cami ve cemevleri bombalanmaktadır. Bu açık isyana Davettir. Seçimi 10 gün var ama seçim çalışmaları silahların gölgesi altındadır. Bugün bütün şehirler kuşatma altındadır."
'muhalefet PARTİSİ LİDERLERİNİ DİYARBAKIR'A Davet EDİYORUZ'
HDP'li Baluken, bütün muhalefet partisi liderlerini olup, bitenleri görmek için Diyarbakır'a Davet ettiklerini ifade ederek, "Bölgede neler yaşandığını ve halkın iradesinin nasıl değiştirilmek istendiğini gözleriyle görmesini istiyoruz. Biz de onları burada ağırlamaya hazırız. Bir taraf eylemsizlik kararı alırken, diğer taraf 'Son PKK'lı öldürülünceye kadar operasyon sürecek' diyor. Operasyonların durması, hem seçim güvenliği hem de yeniden çözüm müzakere sürecinin başlaması için önemlidir. Operasyonlar yapılmazsa can kayıpları yaşanmayacaktır. Bu operasyonları iktidar, oy uğruna yaptırıyor ve canlı yayınlarda bunları duyurmaya başladılar. PKK'nın eylemsizlik çağrısından sonra hükümetle bir görüşmemiz olmadı. Diyalog kanalları kapalıdır. AKP sağlıklı bir ortamda seçim yapılmasını istemiyor. Hepimizin 7 Haziran'dan daha fazla duyarlı olması lazım. AKP sandığın içine giren iradeyi, hile yoluyla son ana kadar değiştirmeye çalışacaktır. Sandığa oy atınca işimiz bitmiyor. Bütün süreci halkımızın yakından takip etmesi gerekir" diye konuştu.'ELİ SİLAHLI BİRİ CAMİDEN ÇIKANCAYA KADAR MÜDAHALE EDİLEMEZ'
Diyarbakır eski Müftüsü olan HDP Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş ise operasyonlar sırasında PKK'lıların mezarlıklarının tahrip edildiği iddialarıyla ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
"Kutsallar var, bu kutsalların dokunulmaz olduğunu her insan bilir. Yani o insanın inanç sahibi olması, ya da muhalif olması, inanıp inanmaması çok önemli değil. Her insan kutsalların dokunulmaz olduğunu bilir ve o şekilde de saygı duyar. Mesela Sur İlçesi'ndeki Fatih Paşa Camimize gitmişseniz görmüşsünüzdür. O görünen yüzünün tümü adeta bir nakış taktiği ile silahlar ile tahrip edilmiş. Şimdi kabul edelim ki, o camimize eli silahlı ve eylemde bulunmuş birinin sığınmış olduğunu kabul edelim. Dinen o camiye giren insan mahsumdur, dokunulmazdır, oradan çıkıncaya kadar o caminin masumiyeti noktasında o insana müdahale edilmez. Kabristanlarda böyledir. Bizim coğrafyamızda sadece Müslüman kabristanları yok, hepiniz iyi biliyorsunuz ki diğer din mensuplarınında kabirleri ve mezarları var. Bizim geçmişten devraldığımız hem terbiye, hem kültür hem mirasta ayrımsız bütün mezarlara ve kabristanlara saygı var. Ama, bugün maalesef görüyoruz ki, bu saldırıyı yapanlar ayrıca din saltanatını yürüten ve o dindar kimliklerini de arkasına gizleyerek bunları yürütüyorlar. Bize göre en tehlikeli olan bu kimlik ile bu saldırıların yapılmasıdır. Bütün dünya tabi şu anda buna şehadet etmektedir. Biz esefle kınıyoruz bunu."
Kaynak: Diyarbakır Söz