İmar planına mahkemeden dur kararı

Şehir Plancıları Odası’nın yargıya taşıdığı ve kayyım tarafından onaylanan Peyas Mahallesi’ne dair “1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı” değişikliği, bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece durduruldu.

İmar planına mahkemeden dur kararı

Büyükşehir Belediyesi Kayyımı Vali Münir Karaloğlu'nın başkanlığındaki  Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) tarafından Kayapınar ilçesi Peyas Mahallesi’ne ilişkin hazırlanıp, Belediye Meclisi’nin 269 sayılı kararıyla 12 Kasım 2020’de onaylanan “1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı” mahkemeden döndü. Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi, kararın onaylanmasının ardından hukuka aykırı şekilde hazırlanıp nüfus artışına neden olacak imar planı değişikliğinde park, sağlık tesisi ve yol kullanım alanlarının azaltıldığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulması ve projenin iptali talebiyle yargıya başvurdu.

Başvurunun kabul edilmesiyle açılan dava, Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

KAYYIMIN SAVUNMASI

Mahkeme, iptali talep edilen imar planına dair kayyım yönetimindeki DBB’den savunma istedi. Belediye savunmasında, “1/5000 ölçekli nazım imar planı hazırlanırken planlama esaslarının, şehircilik ilkelerinin ve kamu yararının göz önüne alındığı, bu amaçla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetki alanlarına ilişkin olarak bilgi ve görüşlerinin alınmak suretiyle gerekli tüm araştırma yapılarak plana ilişkin kararların sağlıklı bilgilere dayandırılmasının sağlandığı” öne sürüldü. "Yaşanabilir bir kent yaratma perspektifi" ile hazırlandığı iddia edilen planda hukuka aykırılık bulunmadığını savunan DBB, davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddini talep etti.

BİLİRKİŞİ: KAMU YARARI YOK

Mahkeme, Danıştay’ın bazı kararları ile Belediye Kanunu’nun ilgili maddeleri doğrultusunda uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması yönünde karar aldı.Bilirkişi tarafından 24 Haziran’da yapılan keşif sonucunda hazırlanan rapor, 16 Temmuz’da mahkemeye sunuldu. Söz konusu raporda, “Davaya konu plan revizyonu ile yürürlükte bulunan imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren bir uygulama yapıldığı, imar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesinin esas olduğu, dava konusu revizyon ile sadece revizyon plan sahasının değil, tüm planlama bölgesinin teknik-sosyal altyapı dengesini ve imar planının bütünlüğünü bozacağı, bu yönüyle davaya konu Diyarbakır ili, Kayapınar ilçesi, Kayapınar Mahallesi, Peyas köyüne ilişkin 12.11.2020 tarih ve 269 sayılı meclis kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı’nın şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve 3194 sayılı İmar Kanunu ile Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine uygun olmadığı" yönünde görüş bildirildi.

Bu raporun ardından davayı karara bağlayan mahkeme, bilirkişi raporunun dayandığı teknik verileri esas alarak, oy birliğiyle “yürütmenin durdurulmasına” karar verdi.

'TELAFİSİ GÜÇ ZARARLARA YOL AÇACAK'

Mahkeme, itiraz yolunu açık bıraktığı kararını, “Bilirkişi raporu ve dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ile planlama alanında nüfus artışı öngörülmekle birlikte sosyal ve teknik altyapı alanları, eğitim tesis alanı, sağlık tesis alanı ve park alanının mevzuatla belirtilen standartların altında ve yetersiz olarak planlandığı ve ortaya çıkan bu durumun revizyon yapılacak plan sahası dışında tüm planlama bölgesinin teknik-sosyal altyapı dengesi ile plan bütünlüğünü bozacağı hususları dikkate alındığında, dava konusu revizyon nazım imar planının imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı kanaatine varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Öte yandan; dava konusu planın uygulanması devamında imar planı uygulama işlemlerine esas teşkil edeceği ve bu durumun da planlama bölgesinde yaşayanların mülkiyet haklarına halel getireceği düşünüldüğünde, işlemin yürütülmesinin telafisi güç zararlara yol açabileceği açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına” gerekçelerine dayandırdı.

Kaynak: Diyarbakır Söz