Kamulaştırma Ama Nasıl?

6 Mahallesinde sokağa çıkma yasağının sürdüğü Sur İlçesin de yaşayan halk, terörden kaynaklanan mağduriyetinin yaralarını sarar iken kamulaştırma kararı ile ikinci bir mağduriyet yaşayabilecekleri endişesine kapıldılar.

Kamulaştırma Ama Nasıl?

Diyarbakır Sur ilçesinde bulunan vatandaşlar ve esnaflar terör olaylarından kaynaklanan mağduriyetin yaralarını sarar iken, Bakanlar Kurulunun aldığı kamulaştırma kararı ile ikinci bir kez mağdur olmanın korkusuna kapıldı. "İkinci kez mağdur olmak istemiyoruz" diyen sur halkı, endişelerini Söz Haber'e aktardılar.

ESNAFIN DESTEK TEPKİSİ

Sur'da esnaf olan Aziz Orhan, kamulaştırmayla ilgili endişelerini şöyle dile getirdi. “Şimdi biz burada esnafız. Öncelikle kamulaştırma nedir? Bizlere bunu bir açıklasınlar bizi aydınlatsınlar bu konuda çünkü biz kamulaştırma nedir, neyin nesidir bilmiyoruz. Evlerin değeri ne ise halka o değer de birer ev versinler biz esnaflara yardımcı olsunlar. Biz esnaf olarak bunları istiyoruz.”

KAMULAŞTIRMA NASIL OLACAK

Mehmet Emin Hocaoğlu ise, Kamulaştırma konusunda bir dizi spekülasyonların yapıldığı ve kendilerinin de ne olduğunu bilmediklerini belirterek, kendilerinin bilgilendirilmesini istedi. "Herkeste devlet evimize, işyerimize el koyacak" endişesi olduğunu söyleyen Hocaoğlu şöyle dedi;

“Kamulaştırma nedir öncelikle bizleri bu konuda aydınlatsınlar. İlk önce vatandaşa sorarsın, danışırsın, söylersin ama alel acele hemen bir gece de kamulaştırma vatandaşı mağdur etmek için midir? Vatandaşın beyninde bir sürü soru var, bin türlü düşünce var. Biri çıkıp da bu vatandaşları aydınlatıyor nede bir şey tamam kamulaştırma olabilir ama vatandaşa anlatmaları lazım bunu bizleri aydınlatmadan, bilinçlendirmeden bir günde kamulaştırma hiç hoş bir şey değildir. Ben kaç seferdir Bimer’e dilekçe yazıyorum, şikâyette bulundum ne cevap geldi nede bir şey bankalar zaten ilgilenmiyor. Vatandaşın bir sürü kredi kartı borcu var, Çekleri hepsi geri döndü bunu kim karşılayacak. Yani kaymakamlığa gidiyoruz bizlere 3 milyar aldınız size yeter diyorlar fazlası yok diye bizleri tersliyorlar.”

FİLLERİN TEPİŞMESİNDE ÇİMLER EZİLMESİN

Sur'da ikamet eden ve evi kamulaştırma kapsamına giren Şahin Bilmez, yaşananlara "filler tepişir, çimler ezilir" sözüyle anlatarak, şöyle dedi;

“Şimdi bu kamulaştırma olayı ‘ filler tepişir çimler ezilire dönmesin’ yani burada ki çimen halk oluyor. Bir de kamulaştırma da tarihi dokuyu koruyacağız denildi. Şu çarşı tarihi bir çarşı yani tarihi bir çarşıyı kamulaştırıp, yıkarak mı tarihi dokuyu koruyacaklar. Yani halka danışarak ve ya en aza halka bilgi verilerek bir şey yapılsın eğer halka bilgi verilmeden yapılacaksa burada bir demokrasiden söz edilemez.”

ESNAF OLARAK İFLASIN EŞİĞİNDEYİZ

Aşefçiler çarşısında esnaflık yapan Osman Yılmaz bir dokun bin ah işit misali, yaşanan çatışmalı süreçle birlikte iş yapamaz hale geldiklerini ve iflas bayrağı çektikerini söyledi. Yılmaz, “Ben bir esnafım ben işimde gücümde bir insanım diğeri falan ilgilendirmiyor. Ben ekmeğimin peşindeyim. Benim şuan da burada kredi kartlarım, aidatlarım her şeyim üst üste binmiş bundan öncesi bir sıkıntım yoktu. Beni şuan da mağdur eden devlettir, aynen bilsinler ve sesimi duysunlar. Tamama devlet nedir güvenliği korumak amaçlıdır, bugün benim güvenliğim ondan sorumludur. 6 nüfus evimdedir, çalışanı bir tek benim, benim sur içinde olan evim yıkılmış dört aydır ben kendi evimi göremiyorum. Gidip bakmak istiyorum adam diyor izin yok, kurşun sana değecek sana değdiyse bana da değsin o zaman kurşun. İnsan toprağıyla vardır, toprak olmadı mı? Devlette yoktur, millette yoktur. Şuana kadar devlet bana bir milyon bile vermemiştir. Sare Davutoğlu, geldi bizzat eşimle de görüştü yazdılar tamamdır sizi arayacağız, arama yok. Gelin dükkânıma bakın mermi izleri vardır. Eğer olacaksa açık ve dürüst olsun nasıl bir millet hepimiz bir millet isek diyor ya tek millet, tek bayrak, tek devlet gelin o zaman öyle ise tek millet, tek devlet, tek bayrak ise Ankara’da bir şey oluyor iş yerleri yanıyor hemen onlara anında yardım yapılıyor. Şimdi biz demiyoruz onlara verdi bize vermiyor diye şuan da terör içinde olan bizleriz. Ben buradan başbakanımıza sesleniyorum eğer olacak ise dürüstlükle olsun” diye konuştu.

MAHALLE MUHTARI, BİZLER KARŞIYIZ

Süleyman Nazif Mahallesi Muhtarı olan Selahattin Yavuz kendilerini kamulaştırmaya karşı olduklarını ifade ederek, şöyle dedi; "Zaten bu çarşı hepsi esnaf burası yıkılmamış, felaket gelmemiş, sel gelmemiş herhangi bir sıkıntı yok neye dayanarak burayı kamulaştırıyorlar anlam vermiş değiliz. Yani bununda bir açıklamasını yapsın sayın cumhurbaşkanım, başbakanım bizleri bilgilendirmesi lazım halkın aniden bir gecede kamulaştırıyorsun bu bölgeyi ya örneğin bir misafirimiz geldiği zaman bir Diyarbakır’ı gezdire biliyorsun buradan başka bir Diyarbakır var mı? Burada 5’inci haremi şerif olan Ulu Camimiz var. Yani bu esnafımızın hali ne olacak. Burası Diyarbakır’ın nabzı olan bir çarşı, burayı İstanbul’daki bir kişiye bile sorarsan bilir. Bir de başbakanımız dedi ki ben esnafı mağdur etmeyeceğim. Sayın başbakanımıza sesleniyorum ben bir esnaf olarak dört aydır bizlere ne yapmış hani bizlere yardımcı olması lazım zaten biz mağduruz esnaflar kiralarını veremiyor. Yani esnafa sahip çıkması lazım, bu halka sahip çıkması lazım sen bunu bir gecede kamulaştırıyorsun da beni bir aydınlatman lazım yani bizde bilmiyoruz şuan da bizde çıkmazdayız. Şimdi devlet babadır, baba evladını okşamasa olmaz ki, okşasın ki o çocuk ona çalışsın ki babaya baksın bizim başbakanımızdan tek ricam bizlere sahip çıkmasını istiyoruz.”

4 AYDIR İŞYERİMİZ KAPALI

Öte yandan, Berzan Uçar isimli esnaf ise dört aydan buyana işyerlerinin kapalı olduğunu belirterek yaşadıkları mağduriyeti şöyle ifade ettiler.  “Biz dört aydır kapalıyız. Daha birinci mağduriyeti gidermeden, ikinci bir mağduriyeti yaptılar. Ankara’da bir çarşı yandı, sabahı 30 bin TL esnafa verdiler ve yerlerini restore ettiler. Buranın örfünü âdetini bilmeden üstü kapalı Ankara’dan bir yazı ile bu olmaz yani buranın kendi gerçeği var. Bilmeden etmeden Ankara’dan bir yazı ile resmi bir yazı ile bu böyle olmaz yani biz esnaf olarak kabul etmiyoruz. Benim elim de 100 – 200 milyar kışlık malım elimde kaldı. Daha gelip beni sormayan, etmeyen şimdi işe gelip yerimden edecekler beni,  böyle iş mi olur. Artı kamulaştırmadan kastı nedir? Bunu da anlamış değiliz”.

Kaynak: Diyarbakır Söz