Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun olarak röleve, restitüsyon ve restorasyon çalışması yapılan, ardından Kent müzesi olarak düzenlenen Cemil Paşa Konağı Kent Müzesi, dün törenle halkın hizmetine sunuldu. Müzenin açılışına Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı, Cemil Paşa ailesinin fertleri, DBP İl Eş Başkanı Ömer Önen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.
Açılışta konuşan Müze Uzmanı Araştırmacı Zeynep Yaş, müze çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yaş, sıfır malzemeyle başlattıkları kent müzesinde teşhir, tanzim, dijital, tamamen yenilikçi ve çağdaş müzeciliğin kendisini ifade edeceği bir müze oluşturma çabasını verdiklerini söyledi. Kent müzelerinin arkeolojik müzeler niteliğinde olmadığı için 1853 sonrasını kullanabildiklerini anlatan Yaş, “Malzemeleri hikayeleriyle birlikte buraya taşıyarak, nasıl bir geçmiş yaşandığını ziyaretçilere sunacağız.” dedi. Kent müzesi kapsamının kendini sürekli yenileyebilen ve farkındalık yaratan bir alan olduğunu ifade eden Yaş, şunları söyledi: “Burada kentte bulunan bütün argümanlarla birlikte derli toplu bir hikaye oluşturma var. Dışarıdan gelen biri bu müzeyi gezdikten sonra bu kenti daha başka tanımış olarak çıkacak. Kuruluşundan bugüne kadar bir bütün olarak burada yaşayan halkları görebilecek, burada inanılmış inançları, buradaki çocukların nasıl büyüdüğünü, kültürün birbiriyle alıp verirken bunlar arasında dayanışmayı görebilecek. Komşuluğu, köylülüğü, kentliliği görebilecek. Melodisini hissedebilecek. Bir bütün olarak geçmişi bugünle, bugünü geçmişle buluşturma alanı olarak planlıyoruz.”
Kent Müzesinin gerçek anlamını Diyarbakır’da bulduk
Müze Küratörü Burcak Madran da kent müzelerinin kentte yaşayan halkların geçmişini, bugününü anlatan, birlikte yaşama toleransı veren, kent aidiyeti ve birlikte gelecek oluşturma bilinci taşıyan canlı mekanlar olduğunu söyledi. “Kent müzesinin gerçek anlamını Diyarbakır’da bulduk” diyen Madran, şöyle konuştu: “Çokkültürlülük dendiğinde, halklar dendiğinde, sanırım bunun karşılığını en iyi Diyarbakır vermektedir. Müzenin bütün kurgusunda da bu var. Farklı dinleri, dilleri, inançları Diyarbakırlılık kimliği altında toplamaya çalıştık. Dünyada çok az bulunur. Kentin tarihi dokusunu gözetmeye çalıştık. Taş kullanımını değerini ortaya çıkaracak bir müze düzenlemesi ortaya çıkardık. Çağdaş müzecilik yaklaşımından ödün vermeden ancak yerel motifleri de içinde barındıran bir tasarıma gittik. Yaptığımız birçok araştırma sonucunda ortaya çıkarabildiklerimiz Diyarbakır’ın bütün yönlerini temsil etmekten uzak; ama müzeler zaman içinde kendilerini geliştiren halkla büyüyen yerlerdir.”
Cemil Paşa ailesini temsilen Nejat Cemiloğlu da konağa belediyenin sahip çıkarak müze şeklinde işlevlendirmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Azizoğlu Konağı da restore edilecek
“Cemil Paşa Kasrı gibi sözlerin kifayetsiz kaldığı bir mekandayız” diyerek konuşmasına başlayan Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı da, “Mekan tarihtir, tarih kimliktir, kimliğimiz de sizin varlığınız ve ruhunuzdur. Bu konağın kendisi bu ruhun en somut timsali durumundadır” dedi. Konağın her bir taşının aslında bir müze olduğunu söyleyen Anlı, konağın bugün daha anlamlı bir hale geldiğini ve Cemil Paşa Konağı’nın artık bir milat olduğunu vurguladı.
Silvan’da Azizoğlu ailesinin de bu çalışmadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek Büyükşehir Belediyesi’nden kendi konaklarının da restore edilmesini ve şehir müzesi yapılmasını istediğini aktaran Anlı, “Bu çok anlamlı ve tarihi gelişmedir. İskender Paşa Konağı ile birlikte 86 tarihi tescilli yapıyı restore edip, işlevlendirip halkın hizmetine sunacağız” dedi. Anlı, “Geçmişimizi burada tekrar yaşıyoruz ve güzel bir geleceği farklı dinden, inançtan, kimlik ve kültürlerden herkesi bu konağın yarattığı ruhla yeni bir geleceği inşa etmeye davet ediyoruz” diye konuştu.
Geçmişle gelecek arasında köprü kurduk
Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak ise yerel yönetimler olarak tarihle ilgili çalışmalardan onur duyduklarını söyledi. “Tarihimizi günümüze taşıyan bu güzel çalışmayı ortaya çıkardık. Ot kök üzerinde yetişir. Köksüz olmak dünyanın en kötü ve zor durumudur” diyen Kışanak, şöyle konuştu: “Çok şükür Kürt halkı, Kürdistan köksüz değil. Bizlere düşen bu geçmişi belgeleriyle bulmak, açığa çıkartmak, onarmak ve yeni kuşakların bu buluşmasını sağlamak. Benzer çalışmalarımız devam edecek.”
“Bu müze hepimize bir çağrıdır” diyen Kışanak, “Geçmişimizde ne varsa gelin bugüne taşıyalım. Bugün burada ölümsüzleştirip gelecek kuşaklara nakledelim. Amed’de bu güzel kentte her bir insana, kültüre, inanca dair ne varsa bu müzede sunmak istiyoruz. Biz geçmişle geleceğimiz arasında hep beraber bir köprü kurduk” diye konuştu.
Pazartesi hariç her gün ziyaretçilere açık olacak
Konuşmaların ardından katılımcılar hep birlikte kurdelesini kestikleri müzeyi dolaşarak, bilgi aldı. Kent Müzesi, bugünden itibaren pazartesi günü hariç haftanın her günü 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
Kent Müzesi çalışmaları nasıl yürütüldü?
Kent müzesi çalışmaları, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanlığı’nca oluşturulan üç kişilik ekip tarafından yürütüldü. Sıfır malzemeyle başlatılan çalışmada hibe, geçici ve emanet olarak 1500 kayıtlı envantere ulaşıldı. Binlerce fotoğraf arşivi ve dijital arşiv oluşturuldu. Tasnif edilen bu eserler müze bünyesindeki kiosklarda, panolarda teşhir edilecek.
Müzede; “İnançlar İnanışlar”, “Diyarbakır Halkları ve Kültürleri”, “Diyarbakır’da Yemek ve Mutfak Kültürü”, “Su ve Yaşam”, “Cemilpaşa Ailesi Özel Koleksiyon”, “Diyarbakır’da Eğitim”, “Diyarbakır Müziği ve Halk Dansları”, “Diyarbakır’da Sözlü Kültür”, “Çağdaş Sanatlar”, “Dil ve Yazılı Kültür”, “Diyarbakır’da Kent Yaşamı”, “Diyarbakır’da Üretim ve Ticaret”, “Diyarbakır’da Tarım Kültürü”, “Diyarbakır’da Hayvancılık Kültürü”, “Diyarbakır’da Olaylar ve İnsanlar”, “Diyarbakır’da Kent Gelişimi”, “Kentin Panoraması”, “Eğitim ve Proje Geliştirme Alanı” şeklinde 18 başlıktan oluşacak. Müzede ayrıca araştırmacılar için hafıza merkezi olacak.
Çok dilli olarak hazırlanan müzede panolar Kürtçe ve Türkçe, kiosklar Türkçe, Kürtçe, İngilizce olacak. QR okuyucular ile minimum 7 dilde sesli çeviriler yapılacak. Müzeden görme, işitme ve bedensel engellilerin rahatlıkla yararlanması için asansör, baril alfabesi gibi gerekli sistemler oluşturuldu.
Konağın geçmişi
17. yüzyılda Diyarbakır’da konut olarak yapılmış mimari yapılarından biri olan Cemil Paşa Konağı 1880-1887 yılları arasında son şeklini aldı. Cemil Paşa Konağı, Diyarbakır konut mimarisinin özelliklerini en iyi şekilde temsil eden bir yapı olarak, 2 bin metrekare üzerine kurulu. Haremlik, selamlık ile müştemilatın olduğu 3 bölüm ve 60 odadan oluşan bu konakta Cemil Paşa ailesi 1927 sürgününe kadar yaşadı. Konak daha sonra ilköğretim okulu ipek böcekçiliği ve dokumacılığın yapıldığı bir alana dönüştürüldü. 1970’lerden sonra birkaç ailenin yaşadığı bir alan olarak terk edilmiş durumdaydı. 1998 yılında Cemil Paşa ailesinin talebi üzerine Çekül Vakfı tarafından ilk röleve çalışması başlatıldı ancak sonuçlanmadan kesintiye uğradı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi 2011 yılında konak varisleriyle anlaşarak açtığı kamulaştırma davası sonucunda konağın kent müzesi olarak hazırlamaya başladı. 2013 yılında konağın röleve, restitüsyon ve restorasyan süreci tamamlanarak mekan ziyaretçilere açıldı.
12 Nisan 2013’de yapılan ve 3 gün süren arama konferansı sonucunda Konağın Diyarbakır Kent Müzesine dönüştürülmesi kararlaştırıldı. Konferans sonucunda kent müzesinin konsepti belirlendi. Çalışmalar Mayıs 2015 tamamlandı ve dün itibariyle halkın hizmetine sunuldu.
Kaynak: Diyarbakır Söz