Güneydoğu'daki sivil toplum kuruluşları Ağrı Diyadin'deki olayların çözüm sürecini sabote etmeye yönelik olduğunu vurgulayarak, sürecin zarar görmesinden endişe ediyor.
Ağrı'nın Diyadin ilçesi Yukarıtütek köyü yakınında PKK'nın silahlı militanları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmanın huzur ve güven ortamını sağlayan çözüm sürecinin hedeflendiğini kaydeden bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, olaya ve saldırıya tepki gösterdi.
Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, huzurun sağlandığı dönemde Ağrı'da gerçekleşen olayın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan Kürtleri endişelendirdiğini söyledi.
"HDP, maalesef bu olaya da tepki gösterememiştir"
Memiş, herkesin özgür bir şekilde köyünde oyunu kullanması gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu, "Cumhurbaşkanımızın çözüm sürecinde bütün ülkeyi kucaklayan adımlar atarken HDP'nin sürekli çözüm sürecini baltalamak için bu tür girişimlere prim vermesi doğrusu bizi endişelendiriyor. Silahın artık devre dışı bırakılması gerektiğini dile getiren HDP, maalesef bu olaya da tepki gösterememiştir. Hatta neredeyse bu silahlı mücadeleyi destekler açıklamalar yapmaktadır. Dolayısıyla bu tür açıklamalar Kürt halkına ve çözüm sürecine zarar vermektedir."
Saldırının çözüm sürecine baltalama girişimi olduğunu ve buna karşı olduklarını bildiren Memiş, "Silahlı güçlerin, askerlerle çatışması ve kendi Kürt vatandaşını şehit etmesi bu tamamen çözüm sürecini bitirmek amaçlıdır. Çözüm sürecinin bitmesi için her türlü girişimde bulunuyorlar. Savcının şehit edilmesi de bunun benzeriydi" ifadelerini kullandı. Örgüt mensuplarının köylerde yaşayan vatandaşları bir partiye oy vermesi için baskı yaptığını savunan Memiş, buna engel oyacak gerekli önlemlerin alınmasını istedi.
"Barış sürecine yönelik bir suikastır"
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu da Diyarbakır'da kısa süre önce askeri konvoya yapılan silahlı saldırı ile ardından Ağrı'da yaşanan saldırının endişe verici olduğunu söyledi. Seçimlere 2 ay kala yapılan bu saldırının vatandaşları endişelendirdiğini kaydeden Şeyhanlıoğlu, şöyle konuştu:
"Bu olay, barışı bozmak isteyen bir grubun işidir. Çünkü daha önceden hazırlığı yapılmıştır. Bu olay barış sürecine yönelik bir suikasttır. Herkesin barışın kurumsallaşmasını beklediği ve seçimlere 2 ay kala bir dönemde Öcalan'ın talimatına rağmen böyle bir olayın yapılması talihsizlik olmuştur. Bu dış güçler tarafından ya da örgüt içindeki saha komutanları tarafından yapılmış olabilir. Buna yol vermemek lazım, kimse çatışma istemiyor."
"Kaos ve kargaşa yaratma amaçlı bir provokasyondur"
Çözüm-Der Genel Başkanı Ercan Ezgin de bölge halkının çözüm sürecinin zarar görmesinden kaygılandığını belirterek, "Diyadin olayı, örgüt silah bırakmasın, çözüm olmasın diye seçim öncesi ülkede kaos ve kargaşa yaratma amaçlı bir provokasyondur" dedi. Paralel yapı ile PKK içindeki çözüm karşıtı grupların birlikte hareket ettiğini ileri süren Ezgin, şunları söyledi, "Çünkü 7 Haziran seçimi ve çözüm süreci sonuçları itibariyle paralel yapının varlık ve yokluk noktasıdır. Saldırı, 1993 yılında 33 sivil askerin şehit edilip, kanlı bir dönemin başlangıcı olan ancak tutmayan Bingöl olayının bir provasıdır."
"Nemalanmak istiyorlar"
Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, çözüm süreci sayesinde yaşanan gelişmelerin bölge halkı başta olmak üzere tüm vatandaşları memnun ettiğini vurguladı. Ağrı'daki saldırının bundan rahatsız olanların gerçekleştirdiği kirli oyunlar olduğunu vurgulayan Akgül, şunları kaydetti: "Bu sürecin önünü tıkamak, halkının gözyaşlarından nemalanmak istiyorlar. Halkımızın bu oyunlara da gelmeyeceğini herkes gördü. O yüzden bu hassas süreçte daha duyarlı ve şiddetin dilinin uzak durmasını istiyoruz."
"Bu olayı gerçekleştirenleri halk olarak hiçbir zaman affetmeyeceğiz"
Müstakil Sanayici İşadamları Derneği (MÜSİAD) Batman Şube Başkanı Suad Özdemir, çözüm sürecinin nihayete ereceğini beklerken yaşanan saldırının düşündürücü olduğuna dikkati çekti.
"Bu olayı gerçekleştirenleri halk olarak hiçbir zaman af etmeyeceğiz" diyen Özdemir şöyle konuştu: "Artık bu tür olayların hiçbir sorunun çözümü olmayacağını halk olarak benimsemiş durumdayız. İnşallah bu olay bir daha tekrarlanmaz. Hedef çözüm sürecidir. 2 yılı aşkın süredir kan ve gözyaşı yoktu. Bölgemiz artık istihdamlarla, yatırımlarla anılmaya başlandı. Bundan memnun olmayanlar var. Ağrı saldırısı, barış, kardeşlik ile çözüm süreci sayesinde bölgeye gelen yatırımlara vurulmuş bir darbedir."
"Süreci sabote edecek, belki de bitirecek bir hamledir"
Nuh Eğitim-Der Başkanı Nurettin Tatar ise PKK'nın bölgede silah zoruyla HDP'ye oy topladığı iddialarının doğru olduğunu savundu. Bölgede bütün siyasi partilerin örgüt korkusu nedeniyle aday tanıtımı dahi yapamadıklarını işaret eden Tatar, "Şırnak'ta hiçbir siyasi parti propagandasını yapamıyor. Bu örgütün silahlı unsurunu öne çıkarmasıyla oluyor" dedi.
Tatar, Ağrı'da yaşananların ciddi bir provokasyon olduğunu bildirerek, şöyle devam etti: "Barış sürecini sabote edecek, belki de bitirecek bir hamledir. Seçimle kısa bir dönem olması nedeniyle çok hassas bir dönemdeyiz. HDP bu seçime hayat memat seçimine dönüştürmüş. Çünkü barajı aşmazsa siyasi sahadan kısmen geri kalacak ve siyasi istikbali için ciddi bir tehdit oluşturacak. Çalışmalarla, halkın gönlüne girmek istemesiyle oy alamıyor. Tehditle, şantajla bu halkı zorla kendisine oy vermeye zorluyor."
Kaynak: Diyarbakır Söz