Olayla ilgili yürütülen soruşturmada ise, Gaziantep'de yakalanan bir kişinin "saldırıyı bizzat yapan kişi" olduğu iddia edilirken, söz konusu kişinin DAİŞ üyesi olduğu öğrenildi. Ulaşılan bilgilere rağmen, saldırı ile ilgili önceki günkü yayınlarında PKK'yi adres göstermeye çalışan hükümet yanlısı medya, dün ise fail olarak bu kez DHKP-C'yi gösterdi.
DİYARBAKIR-3 kişinin hayatını kaybetmesine, 16'sı ağır 402 kişinin ise yaralanmasına yol açan HDP'nin Diyarbakır mitinginde peş peşe patlatılan bombalarla ilgili ulaşılan bilgilerle birlikte fail ya da faillerle ilgili ayrıntılar da giderek netleşiyor. Yüzbinlerin katıldığı miting alanında bile, ilk başta nedeni tam olarak anlaşılamayan patlamaların bombalı saldırı sonucu olduğunun ortaya çıkması ile birlikte, ilki çöp kutusunda ikincisi ise meydandaki trafonun hemen önüne kurulmuş seyyar arabada bulunan tüp gaz içerisine yerleştirilmiş bombadan kaynaklandığı yönünde ortaya atılan iddialar, seyyar arabasıyla çay ve su satışı yaparken yaşanan patlamada yaralanan 17 yaşındaki S.Z.'nin anlatımlarıyla çürüdü.
Bombalı saldırıda ağır yaralanıp kaldırıldığı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde halen tedavi altında tutulan S.Z., yalnız kendisiyle görüştürülen babası Hakan Zeren aracılığı ile bulunduğu beyanlarda, patlamanın eşkalini "zayıf, uzun boylu ve uzun saçlı" olarak tarif ettiği bir erkek tarafından mitingin başlamasının hemen öncesinde kendisine emanet olarak bıraktığı bir ayakkabı kutusuna yerleştirilmiş patlayıcıdan kaynaklandığını ortaya koydu.
TÜP GÖZ İÇERİSİNDE
S.Z.'nin bu beyanları, türü TNT olarak açıklanan ve patlayıcının tüp gaz içerisinde yerleştirilmiş olduğu yönünde yapılan resmi açıklamaları da bütünüyle yalanladı. Elindeki poşetle yanına gelen ve kendisini Ferit ya da Ferdi olarak tanıtan kişinin, Diyarbakır'da tanıdığı kimse olmadığı için içerisinde ayakkabı olduğunu belirttiği kutuyu, miting bitene kadar kendisine bıraktığını anlatan S.Z., önce emanet almak istemediği kutuyu, söz konusu kişinin ısrarları karşısında insaniyet namına kabul edip, tezgahının yanına koyduğunu kaydetti.
S.Z., emanet aldığı kutudan şüphelenip, bir ara açmaya çalışsa da koli bandı ile sıkıca sarılan kutuyu açmayı başaramayınca müşteri yoğunluğundan yeniden tezgahının yanına bıraktı. Tezgahın yanına bıraktığı kutu bir süre sonra ise patlayarak ölüm ve yaralanmalara yol açtı.
YANITI ARANAN SORULAR?
S.Z.'nin saldırıyı büyük ölçüde aydınlatacak bu bilgiler doğrultusunda cevabı aranan sorulardan ilki, partiye öncesinde yapılan saldırılarla birlikte bu yönde duyulan kaygılara rağmen söz konusu patlayıcıların miting alanına nasıl sokulabilindiği?
Alanın etrafını güvenlik bariyerleri ile çevreleyip, kurulan arama noktasından detektör ve fiziki olarak yapılan üst araması sonrası girişlere izin veren polislerin, elinde şu an için sadece biri tespit edilmiş ayakkabı kutusuna yerleştirilmiş patlayıcı ile alana nasıl girebildiği sorusu yanıtlanması gereken en önemli soru.
Diğer bir soru ise, nedeni henüz resmi olarak da açıklanmayan ilk patlamanın kaynağı ile ikinci patlamanın faili ile aynı kişi olup, olmadığı? Bu sorularla birlikte yanıtı aranan bir diğer soru ise, patlamalarla ilgili önceki akşam Antep'te gözaltına alınan kişiye yardım eden başka kişi ya da kişilerin olup, olmadığı?
VALİLİKCE YAPILAN AÇIKLAMA
Diyarbakır Valililiği tarafından gözaltına alınan kişiyle ilgili yapılan açıklamada, yakalanan kişinin "saldırıyı bizzat yapan kişi" olduğu ifade edilmesi dikkat çekti. Her iki saldırıyı da gerçekleştirdiği belirtilen şüphelinin saldırıdan sonra Diyarbakır'dan karayoluyla Antep'e kaçtığı kaydedildi. Saldırıyla ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ise, soruşturma açısından çok iyi bir noktada olunduğunu ileri sürdü. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle olayla ilgili herhangi bir teknik bilgi paylaşamayacağını söyleyen Solmaz, "Şüphelinin yakalanması bizim için iyi bir başlangıç oldu. Net bulgularla karşılaştırma yapıldıktan sonra, soruşturma safahatını etkilemeyecek sınırlarda bir açıklama yapacağız. Failin kısa sürede yakalanması soruşturma açısından önem arz ediyor. Şüphelinin bağlantıları araştırılıyor" dedi.
MEDYA İKİ GÜNDE DİL DEĞİŞTİRDİ
Yapılan resmi açıklamalarda bunlar kaydedilirken, hükümet yanlısı medyanın saldırıya dair yaklaşımı da dikkat çekici. Önceki günkü yayınlarında saldırının faili olarak, kentte 2006 yılında yapılan ve TİT tarafından üstlenilen saldırıyı mal ettiği PKK'yi adres gösteren gazeteler, dün ise saldırının faili olarak bu kez DHKP-C'yi hedef gösterme yoluna gitti. Adana ve Mersin'de 18 Mayıs günü HDP binalarına yönelik düzenlenen bombalı saldırılar için de yine DHKP-C adres gösterilmek istenmesi dikkat çekti.
YAKALANAN KİŞİ DAİŞ YANLISI
Hükümet yanlısı medya tarafından çarpıtılmak istenen olayın yakalanan failiyle ilgili ulaşılan son bilgiler ise, isminin Orhan G. olduğu öğrenilen saldırganın Adıyaman nüfusuna kayıtlı olduğu ve uzun süredir Suriye'de DAİŞ saflarında savaştığı yönünde. Planlanan saldırı doğrultusunda 2 Haziran günü Diyarbakır'a geldiği ortaya çıkan Orhan G.'nin iki tane yeni telefon hattı aldığı belirlendiği, olay günü birini seyyar satıcı S.Z.'e emanet bıraktığı kutu içerisindeki patlamanın ardından irtibat kurduğu İ.B. isimli kişiye, "Hemen çıkmam gerekiyor" dediği tespit edildi. Antep'de yakalanarak Diyarbakır'a getirilen Orhan G.'nin, Antep'ten Suriye'ye geçmeye çalıştığı öğrenildi. Adana ve Mersin'deki bombalı saldırıyı yapan kişinin de, saldırıdan sonra Suriye'ye gittiği ortaya çıkmıştı.
Kaynak: Diyarbakır Söz