Ergani Kaymakamlığı tarafından hayata geçirilen ''Sen Hayalini Söyle Biz Gerçekleştirelim'' projesi kapsamında 424 yetim ve öksüz öğrenciye mektup gönderilerek, dilek ve istekleri soruldu.
Ergani Kaymakamlığı'nca hayata geçirilen proje çerçevesinde tespit edilen 424 yetim ve öksüz çocuğa mektup gönderildi. Mektupta, çocuklara, ''anne veya babanız hayatta olsaydı şimdi onlardan isteyeceğiniz hediye ne olurdu?'' diye soruldu.
Kaymakam Erdinç Yılmaz'ın çocuklara gönderdiği mektupta, ''Sen bize anne ve babanın emanetisin. Yüzünün gülmesi bizim mutluluğumuz, üzüntün bizim üzüntümüzdür. Gelecekte başarılı ve mutlu olman en büyük temennimizdir. Unutma devlet her zaman her türlü imkanıyla yanındadır. Şimdi senden gerçekleşmesini istediğin ama gerçekleştiremediğin bir isteğini, dileğini bizimle paylaşmanı istiyoruz. Sana bir ömür boyu mutluluklar dilerim'' sözleri yer aldı.
Kaymakam Yılmaz, proje ile ilgili yaptığı açıklamada, ilçe merkezi ve köylerdeki okullarda tespit ettikleri 424 öksüz ve yetim öğrenciye isteğini ve dileğini paylaşması için bir mektup gönderdiklerini, çocukların istek ve dileklerini topladıklarını söyledi.
Çocukların istek ve dileklerini imkanlar dahilinde Kaymakamlık ve hayırsever vatandaşların katkılarıyla yerine getirmeye çalışacaklarını dile getiren Yılmaz, şöyle dedi:
''424 öksüz ve yetim öğrencimizin yüzlerini güldürmeye çalışacağız. Ulu Önder Atatürk'ün 'Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir' sözü ve talimatı çerçevesinde öksüz ve yetim çocuklarımızın anne ve babaları hayatta olsa idi onlardan isteyecekleri şeyleri öğrenerek, imkanlar ölçüsünde bu talepleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Sosyal devlet ilkesi gereği kimsesiz çocuklara sahip çıkmak, devletin sıcaklığını onlara hissettirmek istiyoruz.''
Duygulandıran mektuplar
Öğrencilerden M.B mektubunda, ''Annem yaşamıyor. O artık meleklerin yanında. Bize oradan bakıyor. Ben de annem hep bizi izliyormuş gibi düşünerek ona layık olmaya çalışıyorum. Çalışkan bir öğrenciyim. Ve bunun tek sebebi annem. Hep bir çalışma masam olsun isterdim. Babama söylesem belki alır, belki almaz. Annem hayatta olsaydı ona söylerdim. O da babama söylerdi ve bana masa alırlardı. Masanın başına geçip derslerimi, ödevlerimi orada yapardım. Yere uzanıp yerde, halının üzerinde yazı yazmazdım'' dedi.
Babasını kaybettiğini mektubunda yer veren H.T ise bu nedenle gülmek bile istemediğini belirtti.
''O olmadıktan sonra her şey bana boş geliyor, ama kardeşlerim için dayanacağım. Çok çalışacağım. Okuyup büyük adam olacağım. Babam ölmeden önce ortaokula gidince giyersin diye bana takım elbise almıştı. Şimdi o elbise bana küçük geliyor'' diyen H.T, mektupta yeni takım elbise istedi.
E.B de babasını kaybettiğini belirterek, ''Annemi de kaybetmekten çok korkuyorum. Annem de ölürse biz ne yaparız? Sayın Kaymakamım babam ölmeseydi bana bir bilgisayar alırdı. Bir bilgisayarımın olmasını çok istiyorum'' dedi.
Annesi hayatta olmayan B.T, mektubunda şunlara yer verdi:
''Geceleri sık sık onu düşünüyorum. Onu çok özlüyorum. Ama Allah onu bizden daha çok sevdiği için yanına aldı, diye düşünerek kendimi avutuyorum. Yine de annesizlik çok zor bir şey. Sanki evimizin ışıkları hep kapalı ve bir daha açılmayacak. Annem artık yok. Bir daha olmayacak. Şimdi kardeşlerime bakma görevi benim. Bir yandan okumak, diğer yandan da onlara, yani kardeşlerime annemizin eksikliğini hissettirmeme görevi benim. Evimizde hemen hemen her şey var. Ama bir fırınımızın olmasını çok isterdim. Annem hayattayken bazen komşularımızdan fırını ödünç alıp bize pastalar ve börekler yapardı. Bir fırınımız olsaydı, kardeşlerime her gün bir şeyler yapardım. Tıpkı annem hayattayken olduğu gibi. Tek hayalim bu.''
Kaynak: Diyarbakır Söz