Çözüm Süreci'nin bölgenin olmazsa olmazı olduğuna dikkati çeken Ezgin, "Türkiye'de artık silahla çözülebilecek bir problem kalmamıştır. Silahlar miadını doldurmuştur, silahlara 'Elveda' demenin zamanı çoktan geldi, geçti. Devir artık diyalog ve uzlaşı devridir. PKK'nın bir an önce bu saldırılara son vermesi lazım" diye konuştu.
Ezgin, son 2-3 yılda problemin çözümü konusunda çok ciddi adımlar atıldığını dile getirerek, provokasyonlara gelinmemesi gerektiğini vurguladı.
- "Şiddetin olduğu yere yatırım yapılmak istenmez"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Ahmet Sayar da yaşanan olayların bölgenin ekonomik ve ticari gelişimini de olumsuz etkilediğini anlattı.
"Şiddetin olduğu yere yatırım yapılmak istenmez, sermaye oraya gelmez" diyen Sayar, "Bir an önce zaman kaybı yaşanmadan silahların susup tekrardan diyaloğun başlaması için herkesin adım atması gerekiyor. Süreç kaldığı yerden diyalog kanalıyla devam etmelidir" ifadesini kullandı.
Siirt Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Rıfat Ayyıldız da bölgedeki son gelişmelerin esnafı tedirgin ettiğini söyledi.
Çözüm Süreci'nin bölgedeki insanlara olumlu etkisi olduğunu aktaran Ayyıldız, "Gerek ülkemizde gerekse bölgemizde son bir hafta içinde olan olayları kınıyoruz. Esnaf ve sanatkarlarımız da bu olaylardan etkilenmektedir. İnsanlar iş yapamıyor, ne yapacaklarını şaşırmışlardır" şeklinde konuştu.
- "Toplumun demokratik kazanımlarına zarar veriliyor"
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de bölgedeki gelişmeleri üzüntüyle izlediklerini belirtti.
Bölgede 3 yıldır umutla beklenen barış sürecinin çok trajik şekilde sona erme ihtimalini endişeyle takip ettiklerini kaydeden Elçi, şu değerlendirmede bulundu:
"Çözüm Süreci, siyasi gelişmeler açısından çok iyi bir dönemdi. Bu aşamada silahların yeniden devreye girmesi bütün topluma zarar veriyor, toplumun demokratik kazanımlarına zarar veriyor. Silahların devreye girmesinin hiç kimseye bir yararı yoktur. Türkiye'de Kürtler, Türkler, birlikte yaşama iradesine çok güçlü bir şekilde sahipken, bu tür süreçler sosyal barışı da engeller. Herkesin bu yaşananların sonucunu öngörmesi ve buna göre adım atması çok önemlidir."
Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş de Çözüm Süreci ile bölgeye bahar havası geldiğini anlattı.
Çözüm Süreci'nin kararlılıkla devam ettirilmesi gerektiğini belirten Memiş, "Son süreç, özellikle PKK'nın silahsızlanma noktasında silahı bırakmayıp sürekli koz olarak kullanmasından kaynaklanan bir süreç oldu" dedi.
Hak ve Hürriyetler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dalgın da bölgede kırsal başta olmak üzere her tarafta PKK'nın baskısının hissedildiğini kaydetti.
Vatandaşların PKK aleyhine hiçbir şey konuşamadıklarını savunan Dalgın, şunları söyledi:
"Süreç, her ne kadar sekteye uğramış olsa bile devlet, yine Çözüm Süreci'ni PKK'ya ve onların silahlı unsurlarına bağlı kalmadan devam ettirmeli fakat silahlı unsurların da toplum üzerindeki baskısını mutlaka ortadan kaldırmalı."
Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Başkanı Mehmet Şerif Öter de "Çatışmaların yeniden başlamasıyla endişe ve üzüntü içindeyiz. Halkın huzuru ve kardeşliğini hazmedemeyen, kandan beslenen, küresel emperyalist güçler ve onların yerli iş birlikçileri Çözüm Süreci'ni her fırsatta acımasızca sabote etmekten çekinmedi" ifadesini kullandı.
Öter, sivil toplum kuruluşlarının bu süreçte susmak yerine var güçleriyle Çözüm Süreci'nin tekrar başlatılması için çalışmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
- "Çözüm ve Kardeşlik Süreci büyük yaralar alıyor"
Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği Başkanı Ahmet Akgül de Çözüm Süreci'nin bölge için önemine değindi.
"Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi gördüğümüz Çözüm ve Kardeşlik Süreci büyük yaralar alıyor" diyen Akgül, şöyle devam etti:
"Çözüm Süreci ile 'yeni, güçlü ve büyük Türkiye' yolunda önemli adımlar atıldı. Bunun yanında demokratikleşme paketi, Kürt dilinin önündeki engellerin kalkması gibi adımlar da özellikle bölge insanına umut oldu. 3 yıldır bıçak gibi kesilen olaylar, yok denecek kadar azalan silahlı saldırı ve çatışmalar, patlama sesleri ve yol kesme haberleri ne yazık ki yeniden başladı."
Ortadoğu Halklarının Birliğini Koruma Kalkındırma ve Strateji Araştırmalar Derneği Başkanı Burhan Hedbi de son günlerde yaşananların halkın huzur ve selameti için gerekli birlik ve bütünlük açısından son derece kaygı verici olduğunu vurguladı.
Hedbi, "Çatışmanın birlik ve bütünlüğümüze bir yarar sağlamadığını defalarca, acı verici dramlarla tecrübe ettik" dedi.
- "Ortak tavır sergilemeye devam edeceğiz"
Memur-Sen Bingöl Şube Başkanı Mücahit Çelik de "Bu ülkenin kardeşlik iklimine katkı sağlayan sağduyulu sivil toplum örgütleri olarak, yaşanan şiddet olaylarına karşı ortak tavır sergilemeye devam edeceğiz. Türkiye'nin, milletimizin ve Müslüman coğrafyanın kandan, emperyalizmden, sömürüden, zulümden arındırılması için dün olduğu gibi bugün de yarın da sorumluluk almaya hazırız" görüşünü paylaştı.
Bingöl Şehit Aileleri, Gazileri ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Naim Tan da son günlerde PKK'nın güvenlik güçlerine saldırılarının PKK ve siyasi uzantısının kandan ve gözyaşından beslendiğinin kanıtı olduğunu söyledi.
PKK mensuplarının silahlarını bırakıp sınır dışına çıkması halinde Çözüm Süreci'ne devam edilmesi için ellerinden gelen desteği vermeye hazır olduklarını dile getiren Tan, "Milletimizin geçmişte olduğu gibi bugün de PKK'ya destek verenlere karşı birlik ve beraberlik içinde duracağına, ülkemizin huzur ve güven ortamının güçlü bir şekilde sağlanarak yoluna devam edeceğine olan inancımız tamdır" ifadesini kullandı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Batman Şube Başkanı Suad Özdemir de son olaylarla 1990'lı yıllara geri dönülmek istendiğini savundu. Özdemir, saldırıları kimsenin kabul edemeyeceğini söyledi.
Van Baro Başkanı Murat Timur, Çözüm Süreci'nin başta bölge olmak üzere tüm ülkeye büyük kazanımlar sağladığını, ülkenin güvenli olduğu bu dönemde hem ekonomik hem de siyasal açıdan istikrar yakalandığını belirtti.
Sürecin başladığı dönemde toplumda büyük bir heyecan yaşandığını anlatan Timur, istikrarlı bir dönemde insanların kendini daha fazla güvende hissettiğini ifade ederek, "Toplumun geneli bu süreci büyük oranda destekledi. Halen sürecin devamı yönünde genel bir görüş hakim. Dolayısıyla süreç bu durumdayken sürecin sona erdirilmesi yönündeki girişimler, toplum nezdinde de karşılığını görmüyor. Dolayısıyla toplum çatışma sürecini yeniden yaşamak istemiyor. Çatışma süreci, toplum yararına değil. O yüzden çatışma sürecini sona erdirecek koşulları oluşturmak gerekiyor. Burada hem sivil toplum örgütlerine hem devlete hem de PKK'ya ciddi sorumluluklar düşüyor. Sadece bir taraftan adım atılması, fedakarlık edilmesi beklenmemeli" diye konuştu.
- "PKK, silah kullanmaktan vazgeçmeli"
Çözüm Süreci'nin devam etmesi için sivil toplum örgütleri ve siyasetçilerin süreci iyi şekilde konuşması gerektiğini vurgulayan Timur, "PKK'nın artık silah kullanmaktan vazgeçmesi, elini silahtan çekmesi gerekiyor. Silah kullanmaktan vazgeçtikleri takdirde hem sivil topluma hem demokratik siyasete alan açabilecek" dedi.
Türkiye'de toplumun sorunlarını demokratik siyasal kanallarla çözebilecek olgunluğa sahip olduğuna dikkati çeken Timur, topluma yeni acılar yaşatarak sorunun çözülemeyeceğini kaydetti.
- MÜSİAD Şube Başkanı Baynal
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Van Şube Başkanı Kerem Baynal ise "Çözüme bu kadar yakın olduğumuz bir dönemdeyken, bu kadar olaylarla tersine dönmesi anlaşılır gibi değil. Bu noktada aklıselimle ciddiyetle tekrar olayı ele almanın zamanı geldiğini belirtmek istiyoruz" dedi.
"Hayırlı işlerde maniler çok olur" ifadesini kullanan Baynal, "Bunlar bekleniyordu ama muhatapların aklıselimle bu manileri yok edebileceğini düşünüyoruz. Halen de o şansımız var. Halen savaştan çok barış çağrılarının olduğunu, barışa olan özlemin daha çok ön plana çıktığını görüyoruz" diye konuştu.
Son günlerdeki PKK saldırılarının üzücü olduğunu belirten Baynal, "Haberleri izleyemez olduk. 3 yıldır güzel bir süreç devam ediyor, cenazeler gelmiyor, analar ağlamıyor, feryatları yükselmiyordu" değerlendirmesinde bulundu.
- "Bir tarafta silah, bir tarafta barış olmaz"
Baynal, sürecin ilerleyebilmesi için PKK'nın silah bırakması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Barışın olduğu yerde eller sıkılır, silah sıkılmaz. Silahlı bir ortamda barışın sağlanması zaten mümkün değildir ve her zaman bir tehdit olarak devam eder. Elbette ki silah bırakılması gerekiyor. Burada demokratikleşmenin daha hızlı ve kapsamlı, herkesi kapsaması gerekiyor. Vatandaşın kendini güvende ve huzurlu hissedeceği, yaşayacağı ortamların oluşması gerekiyor. Bunlar kısmen oluşuyor."
Kerem Baynal, şu görüşleri paylaştı:
"Elbette birçok aşama kaydedildi. Bunların süreç işlerken farkına varmıyoruz ama böyle çatışma ortamı olduğunda, bizim önceden ne kadar huzurlu, mutlu olduğumuzu şimdi daha iyi anlıyoruz. Sürecin devamında aldığımız mutluluğu, tadını ve kokusunu şimdi alamıyoruz. Şimdi yediğimiz yemeğin dahi tadı yok maalesef. Bir tarafta silah, bir tarafta barış olmaz. Silah bırakılsın, barışın şartları oluşsun istiyoruz ve bir an önce oluşması gerekiyor. Silah sıkıldıkça eller sıkılmaz, bir araya gelmez. Bir an önce silahların susması ve ellerin tokalaşması lazım. Bu bölge çok çekti ve halen çektiriliyor. Kim yapıyor bilmiyoruz ama birileri yapıyor. Bunun bir an önce bitmesi gerekiyor. Biz barışın gelmesini, çözümün oluşmasını istiyoruz. Bu bölgede artık insanlar istediği zaman istediği yere seyahat edebilmeli diye düşünüyoruz."
Kaynak: Diyarbakır Söz